İyi okumalar...
Şebnem ile birlikte hastaneden çıkıp arabaya yürüdük. Mutluydu yanımda, mutluydum yanında...
"Hayatım seni eve bırakayım. Benim annemlere gitmem lazım."
"Tamam canım selam söyle"
"Tamam"
Birlikte arabaya binip Şebnem'in evine doğru gittik. Yol boyunca düşünceliydi. Arada bir gülüyor fakat hemen ardından somurtuyordu. Bugün de dediği gibi, bir olay olmuştu ve benim öğrendiğimdeki tepkiyi merak ediyordu. Eminim ki haksız olana bir şey yapmamıştır. Fakat bu kadar düşündüyse kötü bir şey var ortada..
"Hayatım iyi misin?"
"İyiyim sevgilim" diyerek o güzel gülümsemesini bahşetti bana..
"Emin misin güzelim. Deminden beri sizi izliyorum, ne düşünüyorsun bakalım o kadar derin?"
"Hiç aşkım öylesine.."
"Tamam.."
On dakika sonra evin önüne gelmiştik. Arabayı park edip onunla birlikte indim. Yanına gidip sıkıca sarıldım.
"Seni seviyorum. Sorunun neyse istediğin zaman anlat ben hep yanındayım. Bunu sakın unutma.."
"Biliyorum, seni çok seviyorum.."
Benden ayrılıp apartman kapısına doğru gitti. Kapıyı açıp içeri girdi ve kapı kapanmadan bana el salladı. Bende ona karşılık verip arabaya bindim.
İnanılmaz derecede merak ediyordum çektiği sıkıntıyı. Kolay kolay söylemezdi de zaten. Fakat onu üzen şeyler beni de üzüyordu. Onu mutsuz gördükçe bende üzülüyordum. Kalbim sıkışıyordu sanki.. Dünyam duruyordu. Ona zarar vermek istemiyorum. Benim yüzümden üzülsün istemiyorum. O mutlu olsun diye elimden gelen her şeyi yapıyorum ve onun yüzü güldükçe mutlu oluyorum.. Aşk buydu işte.. Duygularının onunla aynı olması.. O mutluyken sende mutlusun, o üzgünken sende üzgünsün. Ve bu elinde değil gibi. Ruhlarınız, düşünceleriniz aynıymışçasına yaşamak..
Ve Şebnem benim gelinim. Benim geleceğim..
*
Ailemin evine geldiğimde bahçede bir kalabalık gördüm. Arabayı park edip hızla yanlarına gittim. Ablam ve eniştem gelmişler meğer. Şimdi anlamıştım işte annemin beni acele acele eve çağırmasının nedenini.. Hızla ablama sarıldım. O da aynı şekilde sarıldı bana.. Sonra eniştem ve canım yeğenlerime sarıldım.
"Hoş geldiniz."
"Hoş bulduk aslanım."
"Nerden çıktı bu tatil?"
"Hım, şöyle ki kuzum, annem hayırlı bir iş var gelin dedi. E bizde geldik."
Kaşlarımı çatıp anneme baktım. Ne demek hayırlı bir iş?!
"Anne?"
"E oğlum artık yaşın geldi de geçiyor bile. Evlen de sende torun ver elimize.."
"Anne iyi güzel de, ben daha şey yapmadım ki.."
"Ne yapmadın ki?!" Ablamın sert sesi her zaman etkilemişti beni. Şuanda da olduğu gibi..
"Evlilik teklifi etmedim ki" kısık sesimi tabii ki duymuştu. Ve kaşları sanki dahası mümkünmüş gibi çatıldı.
"Aferin Egemen! Lan oğlum kaç yıl oldu. Hala bir bok yok mu?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIK...
RomanceSadece bebek sahibi olmak istedi. Sevdiği adamı yatağına alabilmek için çok uğraştı. Ve en sonunda başardı.. Çok uğraştı fakat istediğini aldı. Peki.. Pars çocuğunu öğrendiğinde neler yapacaktı. Işık'ı yanına alacak mıydı? Yoksa onu çocuğundan ayır...