3 Yıl Sonra...
Zeynep'ten...
Güneşli bir İstanbul sabahına daha merhaba demiştim. Üniversite bir hayli kısa sürmüştü. Ve şimdi iş bulma derdindeydim. Bir tek ben de değil tabi ki; Kerem, Barış, Banu, Melis, Aksel herkes!Kerem ile aramız hep güzeldi. Onu sevmek kadar muhteşem bir erdeme sahip olduğum için mutluydum. Siyah elbisemi elime alarak hızla üzerime geçirdim. Bugün bir iş görüşmem vardı. Onun için hafif bir de makyaj ekledim kendime. Güzel bir gün geçirmek dileğiyle tabi ki, dikkatlice hazırlanarak aşağı kata indim.
Herkes kahvaltı yaparken hızla evden ayrıldım. Ve kapıdan çıkmam ile Kerem'i gördüm.
"Güzelim." dedi, yine sırıtarak.
"Kerem, iş görüşmesine gidiyorum, demiştim ya." dedim, sakince. Kerem gülümsemesini daha da çok yüzüne yerleştirdi.
"İstersen boşuna uğraşma, ıhmm ben sana o işi aldım sanırım." dediği anda gözlerimi büyülttüm.
"Nasıl yanii?" dedim, heyecanla."Biliyorsun, babam sürekli onların şirkette çalışmamı istiyor. En sonunda kabul ettim ama bir şartla dedim, sana da bu işi ayarladım."
"Ama istemeden mi kabul ettin yani kendi işini?" dedim, üzülerek. Eğer öyleyse kendimi asla affetmezdim.
"Tabi ki de hayır! Bizim kendi şirketimizde çalışmak benim için de güzel olacak, hem daha rahat olur. Ben mutluyum halimden güzelim. Sorun yok."Kerem'e inandım. Çünkü bunları söylerken gülümsüyordu hep! Böyle bir çocuğa tabi ki de güveniyordum.
"Ay Kerem!" dedim ve aceleyle ona sarıldım. Kerem de bana sıkıca sarılıyordu ve o zaman mutluluğu anlıyordum.
"Ee araba yarışına ne dersin?" dediğinde bir çığlık atıverdim.
"Tabi ki de EVET." dediğimde, Kerem'in arabasına atlayarak bizim yarış psitine doğru ilerledik. Kerem güzel olandı her zaman.Bir insan nasıl oksijene ihtiyaç duyuyorsa ben hayatım boyunca hep Kerem'in ihtiyacını çekmiştim. Önceden okul ve araba yarışı tek derdimken, şimdi başıma gelenler daha da güzeldi. Bir sevgilim vardı. Hem de canımdan çok sevdiğim. Kıyamıyordum o yüzüne bakmaya, sanki bir baksam eksilecek ve ben ona zarar verecekmişim gibi hissediyordum.
Önceden sorsalar aşk nedir diye, saçmalık derdim. Ama öyle değilmiş. Yaşamadan bilinmezmiş. Aşkın çukuruna bir kez düşünce anlaşılıyormuş. Bazıları için bu çukur zindan olabilirken, benim için en azından şu anlık bir huzurdu. Sevgi ve aşk, ben bu adamda bunları bulabiliyordum. Bana aşk kavramını öğrettiği için Kerem'e teşekkür borçluydum.
"Güzelim, daldın." arabayı süren Kerem, dikkatimi ona vermemi sağladı.
"Bizi düşünüyordum. Aşk'ı. Hiç ayrılmayalım, olur mu? Sen hep beni sev, ben de seni." dedim, gülümseyerek. Kerem hem arabayı sürüyordu hem de bana arada bakarak laf yetiştiriyordu.
"Tabi ki de ayrılmayacağız. Benim sana olan bu uçsuz sevgim, bitmiyor ve bitmeyecek de! Her zaman ellerini tutacağım. Düştüğünde kaldırmayacağım çünkü benim yanımdayken düşmeyeceksin."Cümlesine gülümseyerek baktığımda ona derince gülümsüyordum.
"Ben seni hak edecek ne yaptım?" dedim, ellerimi onun yüzüne koyarak.
"Seni bilmem ama az daha böyle devam edersek arabayı bir yere gümletebilirim, güzelim. O zaman gel de deme keyfimize." Kerem'e gözlerimi devirerek gülümsediğimde mırıldandım.
"Seni seviyorum." dedim, cama bakarak. Beni duymasını beklemezdim ama duymuştu."Beni mi?" dedi, direksiyondan gelen ses.
"Yok, canım. Yoldan geçen bir çocuk çok hoşuma gitti de ona diyordum." sesimi gülmemek için zor ayarlarken bir anda arabanın frenine aniden kökleyerek arabayı durdurdu. Yüzüne baktığımda bana o kadar masum bakıyordu ki.
"Ne? Bir yerde hata mı yaptım? Bitti mi demek istedin?"Kerem'in endişe dolu gözlerine baktığımda usulca gözlerimi kapatarak mırıldandım.
"Bitmeliydi zaten." dedim, gülmek istiyordum çünkü onu kandırdığımdan haberi yoktu ve korku ile bana bakıyordu.
"Tüm plan iptal oldu." diye mırıldandığında.
"Efendim, aşkım. Ne dedin?" dedim.Kerem bu sefer daha da endişe dolu baktı bana.
"Zeynep, ayrılmak istemiyorum. Hem sen az önce bana aşkım mı dedin?" dediğinde gülerek boynuna atladım.
"Şapşalsın Kerem! Ben senden hiç ayrılabilir miyim? Seni çok seviyorken bu hataya düşebilir miyim? Kalbim sana ait iken başkasını sevebilir miyim?" dediğimde gülerek yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Yapamazsın çünkü seni kendime bir büyü ile bağladım." dedi, sırıtarak."Ya Kerem." dedim, hafif boynuna vurarak. O da gülümseyerek gözlerimin içine baktı.
"Aşk büyüsü ile yani." dediğinde gülümseyerek ona sarıldım. Bazen hayatı sorgulama ihtiyacı duymuyor değildim. Mesela ben bu çocuğu hak edecek ne yapmıştım? Sevgi bağı hep olmalıydı evet fakat Kerem farklı bir insandı.Ben aşkın sadece sözlükte geçtiğini sanarken şimdi hiç olmayan bir anda Kerem benim hayatımdaydı. Sevgisi ile beni koruyordu. Hem yakışıklı, hem zeki hem de fedakar bir adamı sevgim ile koruyacaktım ben de. Her zaman ki gibi.
Uzun bir yoldan sonra yarış pistine gelmiştik. Şaşırmıştım çünkü hem Banu ve Barış, hem Melis ve Aksel, ah hem de Can ve Yağmur da buradaydılar. Onlar ne alakaydı ki şimdi?
"Kerem, bizimkilerin de mi haberi vardı buraya geleceğimizden?" dedim, gözlerimi onlara dikerek.
"Yoo, güzelim. Şans işte." dediğinde Kerem'in beni geçiştirdiğini hissettim. Ama laf etmeden piste doğru ilerledik.Pist bugün bir değişikti sanki. Etraf aşırı kalabalık değildi. Ellerimi birbirine sürterek uğuladım resmen.
"Hadi kimle yarışıyorum?" dedim, pis pis sırıtarak. Kerem bana anlamsızca bakarken omuz silkerek bizimkilere doğru ilerledim.
"Hey! Gençler, nabersiniz?" dediğimde Banu, Barış'a sarılmayı bırakarak bana göz kırptı.
"Ay kuzum, ne zamandır görüşmüyoruz." dedi, resmen çığırarak."Neden acaba? Barış yüzünden hiç bana gelmiyorsun." dediğimde, Kerem yapmacık bir şekilde öksürmeye başladı.
"Zeynep, yavaş." dedi, eliyle işaret ederek.
"Ne ya Kerem, yalan mı?" dediğimde Banu bana itiraz etti.
"Ama kuşum sonuçta Barış yokken sen vardın. Sen hep benim kalbimdesin bak." diyerek, kalbini gösterdiğinde Barış itiraz etti bu sefer."Vay be, Banu hanım. Unutulduk ha!" dedi, Banu'ya bakarak.
"Of be, ne desem itiraz ediyorsunuz. İkinizi de seviyorum işte." dedi, Banu. Onun bu hâline gülümserken, Barış da gülümseyerek yanıt verdi. Kerem Can'ın yanına giderek kulağına bir şeyler fısıldamaya başladığında sıkıntı girdi resmen içime neler dönüyordu bunların arasında?Pistte boş bir araba bularak karşıma herhangi bir yarışmacının girmesine izin verdim. Nasıl olsa ben o yarışmacı kim olursa da ezer geçerdim. Ego değildi bu özgüvendi. Yarışa başlamak için arabaya bindiğimde Kerem de karşıdan bana alkış tutuyordu. Canım ya.
Yarış başladığında ellerimi direksiyona koyarak gülümsedim. Bu yarışın galibi kesin ben olurdum. Of fazla özgüven yapmıştım ama böyle dedikçe yarışı kazanma ihtimalim daha da çok artıyordu. Yani kendimi öyle şartlıyordum. Hızla arabayı virajlarda döndürürken sırıtarak sürüyordum. Sonunda bitiş çizgisine çok az kalmıştı ki, Kerem kendi arabasıyla önümü kestiğinde çığlık atarak sinirlendim çünkü diğer yarışmacı beni geçmişti.
Sinirle direksiyona vurarak bağırdım.
"Kerem sen napıyorsun ya?" dedim, arabanın içinde. Bir anda Kerem arabadan inerek benim kapımı açtı.
"Güzelim, in hadi." dediğinde sinirle ona baktım.
"Bunun bedelini ödeyeceksin, Sayer." deeiğim anda arkamda kalan Kerem'e baktığımda diz çökmeye başladı.
"N-noluyor ya?" dedim, kaşlarımı çatarak. O anda pistte bizim çocuklar koşarak etrafımızda çember oluşturdu.Ve ellerinde hepsinin bir çift gül vardı.
"Sevgililer günü de benim mi haberim yok?" dedim, hepsine bakarken ama tek ses etmediler. Kerem bir anda elimi tutarak konuşmaya başladı.
"Bir hayal kurmuştum küçükken, güzeller güzeli bir karım olsun ve hayalimde ki gibi bir evim olsun isterdim. Karımın sıcaklığı ile ev dolup taşsın isterdim..."Ellerim titrerken, bizim çocuklar bana bakıyordu,
"...benim hayalimi gerçekleştirmek, Zeynep Sayer olmak ister misin, güzelim? Benimle evlenir misin?" Kerem cebinden yüzük çıkararak bana uzattığında göz yaşlarıma engel olamayarak Kerem'in boynuna atladım.
"Evet, hem de bin kere evet!" dediğim anda havada havai fişekler patladı ve bizim çocukların ellerinde ki güller başımızdan aşağı düştü ve Kerem'in gülen yüzü ile sözleri aklıma kazındı.
"Seni çok seviyorum."
♧♧♧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Araba Aşkı(ZeyKer)
Fanfictionİki deli dolu genç; Zeynep ve Kerem. Birçok ortak özellikleri var! Ve en önemlisi ikisi de araba tutkunu. Peki onlar bunu fark edebilecek mi? ZeyKer'i neler bekleyecek? Hepsi bu hikayede saklı, keyifli okumalar.