Kerem'den...
Hayat benim için hiç de kolay değildi. Hayatıma giren aşkı kaybetmiştim. Yitip giden bir mum gibi söndürmüştüm. O, bitmişti. Biz bitmiştik. Ona inanmıyordum. Kalbim paramparçaydı. Mert denen o herifle yaşadıkları aklıma geldiği zaman kuduruyordum. Bana bunları anlatmaması beni delirtmişti. Ve gururuma yenilip ayrılmıştım. Hem çok seviyordum, hem de çok kızgındım. Hayatımın en büyük ödülünü kaybetmiştim. Fakat yapamazdım. Devam edemezdim, bana her şeyi anlatması gerekiyordu.Odamda günler su gibi akıp geçerken oturuyordum. Zeynep'i görmüyordum, ondan ayrıldığımdan beri araba yarışlarına gidiyordum. Kafamı gece gündüz ona yorarken Zeynep aklımdan gitmeyen bir hücrem gibi olmuştu. Silemiyordum. Sınav sonuçları açıklanmıştı. Zaten babam beni özel bir üniversiteye kaydedecekti, aslında puanım fena değildi ama babam her zaman böyle yapardı. İlla ki özel okulda okuyacaktım. Ve onun istediği bölümde 'İşletme'. Babama belki itiraz edebilirdim ama sesimi çıkarmadan kabul etmiştim. Zeynep ile hayalimiz olan aynı okuldu fakat o nereyi kazandı onu bile bilmiyordum.
Babamın istediği hayatı yaşamaya mahkum kalmıştım. Onun istediği gibi okulu bitirip şirketin başına geçecektim. Kendi hayatım kaybolmuştu artık, ben bitmiştim. Ve mecburdum, bunu yapmaya, bu acıya katlanmaya mecburdum. Elimde bulunan su bardağını sinirle duvara doğru fırlattım. Ardından gelen kırılma sesi beynimi kesmeye yetmişti. Sinirle odadan arabanın anahtarını alıp çıktım. Nurgül koşarak yanıma geldi.
"Kerem bey, kırılma sesi duydum. Bir şeyiniz mi var?" dedi endişeyle.
"Yok, birşeyim. Odada kırıklar var sadece." dedim sesimi yükselterek. "Bir de kalbimde." dedim sessizce mırıldanarak.Aceleyle evden çıktım. Kapıdan çıkar çıkmaz gözüme iğrenç herif gözüktü. O da Zeynep'lerin evinden çıkıyordu. Günlerdir biriktirdiğim zehiri, öfkeyi onun üzerine akıtmamın zamanı gelmişi. Sevdiğim kadından beni ayıran pislik herif.
"Sayer, seni buralarda görmek ne hoş." dedi sırıtarak, daha çok ona yaklaştığımda pislik herifle aramızda bulunan mesafeyi azaltmıştım.
"Seni doğduğuna pişman edeceğim." dedim kulağına fısıldayarak. Hafif bir gülüş attığında bana baktı.
"Burada yapma istersen, sonuç olarak sen kaybedersin." dedi imayla.
"Ben zaten her şeyimi kaybettim, daha ne olabilir ki?" dedim ve yumruğum ile Mert'in yere yığılması saniye almadı.Bu sefer kimseyi önemsemeden onu dövüyordum. Kaybedebileceğim Zeynep de yoktu artık. Hepsi o şerefsizin yüzündendi.
"Sen nasıl bir pislik adamsın! Senden iğreniyorum." dedim sert sesimle. Mert hafif gülümsedi kanayan suratıyla.
"Sayer, senin için Zeynep yok artık." dedi içime işleyen sözleriyle.
"Senin yüzünden yok, şerefsiz!" dedim onu yerde sürükleyerek. Kalbimde açılan yaralar bitmezken bir de şu adamla uğraşıyordum. Gerizekalı.
"Kerem!" dedi her zaman beni durduran ses. Arkamı hızlıca döndüğümde Zeynep bana bakıyordu.
"Kavga e-etme." dedi sessizce mırıldanarak. Parmaklarım uyuşurken sesimi çıkarmadan arabama ilerledim. Arkamda Zeynep ve Mert'i bırakmıştım. Yine beni durdurmuştu güzelimin sözü. Onu seviyordum ama gururum el vermiyordu. Onu affedemezdim.Direksiyonu kavradığım gibi arabayı sürmeye başladım. Sahilden geçerken denizin kokusu yine beni rahatlatmıştı. Gözümden düşen hafif damla ile irkildim. Yine ağlıyordum, çok sevmek beni ağlatıyordu. Zeynep'i özlemiştim. Kendimi bir anda yarış pistinde buldum. Ve yine deliler gibi yarışmaya başladım.
♧♧♧
Zeynep'ten...
Kerem'in çekip gitmesiyle ağlayarak yere yığıldım. Mert kanayan suratıyla yanıma geldi.
"Hâlâ o herif için ağlıyorsun, beni dövdü, seni takmadan gitti." dedi sesini yükselterek.
"Beni takmasaydı şu an hastahaneye gitmiştin." dedim sesimi hafif çıkararak. Doğruydu, Kerem beni dinleyerek kavga etmemişti. Ellerim uyuşurken hafifçe yerden kalktım.
"Gidiyorum bu gece." dedi Mert mırıldanarak.
"Güle güle." dedim eve doğru giderken o artık Antalya'ya gidiyordu ben ise birkaç güne Fransa'ya.
"Zeynep, bak. İstersen benimle gel ve kurtul bu hayattan. Antalya'ya yerleşiriz orada yaşarız. Mutlu ederim seni. Orada okursun." dedi yanıma gelerek."Bütün bu olaylar senin yüzünden oldu. Ve hâlâ utanmadan beni yanına mı çağırıyorsun? Senden nefret ediyorum. Ve ben asla, asla seninle olmam!" dedim bağırarak. Mert yüzüme bakmadan evin içine gitti. Biraz bahçede dolaşmaya başladım. Havuzun oraya geldiğimde gözlerimi kapattım. Aklıma Kerem'i ilk gördüğüm an geldi. Kalbimi yerinden çıkaracak kadar çok yakışıklıydı fakat ulaşılmaz bir insandı. Kerem benim hayatımın en güzel şarkısıydı. Ama erken sonlanmış bir şarkıydı.
Gözlerimden süzülen yaşlar kendini bırakmıştı. Kısaca 'yaşayarak ölüyordum'. Elimde olmadan hiç ulaşılmaz sevginin esiri olmuştum. Küçük ve korunmasız bir çocuk gibi ortada kalmıştım. Yanımda 'Sayer' yoktu, hayatımın aşkı yoktu. Ve ben artık burada yaşayamazdım. Gidecektim.
~~~
Akşam olmuştu. Birkaç gün sonra gidecektim bavulumu hafiften hazırlıyordum. Mert bu akşam gideceği için genelde tüm ev halkının ilgisi onun üzerindeydi. Ne kadar da itici. Odamda tek başıma oturmuş twitterda geziniyordum. Profil resmim bile Kerem ile çekildiğimiz mutlu bir kareydi. Hemen resmi değiştirerek kendi resmimi profil fotoğrafı yaptım. Twitterda ana sayfada takılırken gözüme bir tweet takıldı.
'Kankalarla akşam yarışı. Kerem bizi fena yeniyor!' bu tweeti Aksel atmıştı. Gözlerim hafif dolarken ellerim titredi. Daha sonra Barış'ın tweetini görmem kalbimi çıkarmaya yetecekti.
'Güzel akşamlar, Sayer ve ben yarışta!' diye Kerem ile bir fotoğrafını atmış. Onun her fotoğrafında kalbim çıkacak gibi olması da sevdaya dahildir. Gözlerimden akan yaşlar Kerem'in muhteşem suratını buldu.Ağlıyordum fakat acıdan, özlemden, kırgınlıktan ölüyordum. Seviyordum vazgeçmek imkansızdı. Kalbimin yarısını verdiğim bir adamdan nasıl vaz geçebilirdim ki? Nasıl olmamış gibi davranabilirdim ki? Ağlamak en etkili çözümdü şu an. Ellerim titreyerek üzerime kot pantalon ve beyaz desenli tişörtümü giydim. Yarış pistine ben de gidecektim.
Giyindikten sonra aşağı kata indim. Mert gülümseyerek yanıma geldi.
"Beni yolcu edeceğini biliyordum." dedi gözlerini kısarak.
"Hayır, seni yolcu etmeyeceğim. Ne halin varsa gör!" dedim ve kapıyı çarparak çıktım. Muhtemelen arkamda babamlar hayretle bakıyorlardı. Melis'e mesaj yazdım.
'Ufak bir işim var. Veda edilmesi gereken birisi.' mesaji yolladıktan sonra telefonu kotumun cebine sıkıştırdım. Heyecanla arabama atladım ve ver elini yarış pisti!Yaklaşık yirmi dakika sonra piste gelmiştim. Pist oldukça kalabalıktı. Etrafta biriken insanlardan Kerem'i göremiyordum. Caner'in yanına giderek ona selam verdim.
"Oo Zeynep, sen buralara gelir miydin? Bayadır yoktun." dedi gülümseyerek.
"Biraz öyle oldu. Neyse sen benim adımı Sayer'in karşısına yaz bakalım. Ama onun haberi olmasın. Senin arabayla yarışacağım." dedim tehditkar cümlelerimle. Caner birkaç kez mızmızlansa da adımı yazdırdım. Kerem veda neymiş, nasıl yapılırmış öğrenecekti.Pistin kalabalıklığından Kerem'i zor bulmuştum. Gözleri, elleri, burnu o kadar güzeldi ki. Ona bakıyordum fakat o uzaklara dalmıştı. Fazla düşünceliydi. Kendimi kaptırmadan Caner'in yanına gittim.
"Hadi Zeyno! Sıra sende. Al anahtarları." dedi ve kendi arabasınım anahtarlarını elime tutuşturdu. Hızla alıp Kerem görmeden arabaya atladım. Yan bakışlarla Kerem'e bakarken o bu tarafa bakmıyordu bile. Onun için şu an en önemli şey yarışmaktı. 'Başla' komutuyla yarışa başladık. Belki de bu onun ile yaptığım son yarışımdı. Kerem Sayer ve ben son kez yarışıyorduk. Gazı kökledim sonuna kadar. Ben önde gidiyordum Kerem ise arkamda o da daha da hızlandı fakat bana yetişmesine izin vermedim. Ve bitiş noktasına geldim.Etraftaki herkesin şaşkın bakışları sürüyordu. Kerem arabadan çıkmıştı ve çene kasları yine sıkılmıştı. Kalbim yerinden çıkarcasına arbadan indim. Kerem'in gözlerindeki sinir beni görünce şaşkınlığa döndü.
"Veda neymiş, gör istedim Kerem."
♧♧♧
Merhaba arkadaşlar. Size güzel desteğiniz için çook teşekkür ederim. Harikasınız.
Lütfen iyi, kötü yorumlarınızı, votelerinizi diğer hikayem BULUTLAR'a da gösterir misiniz? Gerçekten sizin güzel desteklerinize ihtiyacım var. Bu hikayemde olduğu gibi diğer hikayemde de kocaman bir aile olabiliriz :) Sizi çok seviyorum, sağlıklı günler olsun ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Araba Aşkı(ZeyKer)
Fanficİki deli dolu genç; Zeynep ve Kerem. Birçok ortak özellikleri var! Ve en önemlisi ikisi de araba tutkunu. Peki onlar bunu fark edebilecek mi? ZeyKer'i neler bekleyecek? Hepsi bu hikayede saklı, keyifli okumalar.