Arkadaşlar öncelikle hepinize bu güzel yorumlarınız, vote'leriniz ve ilginiz için çok teşekkür ederim.Bunları gördükce çok mutlu oluyorum.KEYİFLİ OKUMALAR... :)
Kerem'den...
"Galiba asansörde kaldık Zeynep." dedikten sonra Zeynep bana endişeli bir biçimde bakarak konuştu:
"Ya napacağız şimdi, Kerem of ya."
"Dur bir bağıralım belki duyarlar." dedikten sonra asansörün kapısını yumruklayarak bağırdım:
"Kimse yok muu? Asansörde kaldık!" bu sözleri dedikten bir kaç saniye sonra birileri kapıya geldi ve oradan konuştu:
"Siz kimsiniz efendim?"
"Ben Kerem Sayer, yanımda da Zeynep Yılmaz var.Ahmet bey ve Cihan beyin çocuklarıyız." bu sefer karşıdaki ses daha da endişelenerek konuştu:
"Aa efendim özür dileriz, hemen bakımı arıyoruz, sizi yarım saate çıkarırlar."
"Ne! Yarım saat çok fazla değil mi?"
"Ama efendim, yapacak bir şey yok."
"Of tamam." diyerek oturuyorum.
Asansörün ışığı ise bazen gidiyor bazen geliyor.Ne saçma asansör bu ya kocaman şirketin bile asansörü bozuluyor.Ben oturduktan sonra Zeynep'te yanıma oturuyor ama hiç bana bakmıyor.Ben ise yandan yandan ona bakıyorum biraz endişeli görünüyor.
Hafifce sesimi çıkararak:
"Zeynep, yanında yiyecek bir şeyler var mı?"
"Az sonra yiyeceğiz zaten."
"Az sonra dediğin yarım saat sonra canım, hem zaten okulda da yemedim hiçbir şey."
"İyi tamam bakıyorum bir çantama." diyerek çantasını kurcalamaya başladı.O kadar tatlıydı ki onu izlerken bile mutlu olabiliyordum.Yüzünü bana çevirerek konuştu:
"Al bisküvi varmış."
"Çok sağol, yiyecek misin?"
"Hayır." dedi ve bisküvi paketini açmaya başladım.Öyle bir yiyordum ki gerçekten acıkmıştım.Zeynep konuşarak:
"Oha yavaş yesene, boğulacaksın şimdi."
"Napıyım acıktım." diyerek ağzım dolu dolu konuşuyorum.Zeynep:
"Of naparsan yap ya."
"Zeynep, sen niye bana böyle davranıyorsun diyecektin."
"Yok bir şey tamam mı yemene devam et." diyor bende ısrar etmiyorum ve bisküviyi hemen yiyorum.
Aradan 15 dakika geçiyor Zeynep'le öylece oturuyoruz ne o konuşuyor ne de ben.En sonunda konuşmaya başlıyorum:
"Ya böyle oturmayalım, hadi bir şeylerden konuşalım.Mm mesela çocukluk hayalin neydi? Benimki New York'a gitmekti ve bu hayalim gerçekleşti seninki?"
"Seninki yine gerçekleşmiş, şanslısın."
"Niye seninki daha mı zor bir şeydi?"
"Benimki lunapark'a gitmekti."
"Ha, n-nasıl yani hiç lunapark'a gitmedin mi?"
"Hayır gitmedim."
"Neden peki?"
"Babamın işleri yüzünden.Babam ben çocukkende işlerine bağlı bir insandı.Gece eve geç gelir, sabah erkenden giderdi.Onu çok nadir görürdüm.Ee bende çocuğum tabi hep bir lunapark'a gitmek istemişimdir.Annem ise hep bana baban gelince gideriz gibi şeyler söylüyordu.Ha aslında bir kere gidecektik ama babamın yine toplantısı çıktı gidemedik, zaten sonra da büyüdüm." Zeynep bunları dedikten sonra gözleri doluyor benimde doluyor tabi ki.Elimi yavaşca onun göz yaşlarını silmek için uzatıyorum, ve sildikten sonra:
"Ağlama Zeynep, her şey için çok geç değil mutlaka gidersin."
"Geç, her şey için artık çok geç büyüdüm artık o yaşta değilim yani." diyor ve kendi göz yaşlarını siliyor.
Tam o sırada asansör açlıyor.İkimiz birden hemen ayağa kalkıyoruz.Asansörün kapısı açılınca babam ve Cihan amca kapıda oluyorlar.Babam hemen yanıma gelerek:
"Kerem, iyi misiniz oğlum?"
"Biz iyiyizde baba keşke şu asansörün bakımını yaptırsaydınız."
"Yaptıracaktık oğlum da gecikti işte." Cihan amcada Zeynep'e sarılıyor.Zeynep ise 'yok bir şey, korkma' diyor.Dayanamıyorum ve konuşuyorum:
"Yemeğe geçelim artık, annemler geldi mi baba?" Babam:
"Gelmek üzereler hadi biz geçelim." diyor ve yemek masasının olduğu yere geçiyoruz.
~~~
Yemeklerimizi yedikten sonra kısa bir oturuyoruz.Tüm yemek boyunca Zeynep' e baktım çok durgundu.Hepsi benim suçumdu ne diye gidip kızın çocukluk hayalini sorarsın ki.Of.
Daha sonra eve gitmek için arabalarımıza biniyoruz.Zeynep hâlâ üzgün gözüküyor.Onu üzgün görmek kalbimi parçalasa da hiçbir şey yapamıyorum.
♧♧♧
Zeynep'ten...Sabah oluyor.Okula gitmek için yola koyuluyorum.Okula vardığımda yanıma Yağmur geliyor.Yağmur:
"Zeynep dün asansörde kalmışsın."
"Sanada günaydın Yağmur."
"Ya kızım günaydın da asansörde kalmışsın hem de Kerem'le."
"Sana kim dedi bunu."
"Melis, dün mesaj attı 'Zeynep ve Kerem asansörde kaldılar' diye."
"Of tahmin etmeliydim, hemen söyler zaten Melis hanım."
"Ee noldu peki?"
"Hiçbir şey olmadı, sadece kalbimin kırık parçaları onu görünce her defasında batıyor o acıdan başka hiçbir şey."
"Zeynep canım benim ya."
"Unutmaya çalışıyorum Yağmur, her defasında onu tersliyorum, onunla konuşmamaya çalışıyorum, ona bakmamaya ama olmuyor, yapamıyorum.Aklıma, kalbime nasıl kazınmışsa silemiyorum." bunları derken gözlerim yine doluyor,ve tekrardan konuşuyorum:
"Hadi daha fazla konuşmayalım, yoksa oturup ağlayacağım.Sınıfa gidelim."
"Peki canım." dedikten sonra sınıfa gidiyoruz.
~~~
Teneffüs oluyor.Kitaplarımı almak için dolabıma gidiyorum.Dolaptan kitaplarımı aldığım sırada dolabın yanında Kerem beliriyor.Ve konuşuyor:
"Zeynep, nasılsın?"
"İyi."
"İyi gibi değilsin ama."
"Ya sen niye hiç beni rahat bırakmıyorsun?"
"Mm rahat batıyor diyelim."
"Yeter artık Kerem,rahat bırak." diyorum ve dolabın kapağını çarparak gidiyorum.
♧♧♧
Kerem'den...Zeynep'in gitmesiyle öylece kalıyorum.Niye bana böyle davranıyordu, niye kendinden uzaklaştırıyordu beni, buna dayanamıyordum.O her böyle yaptıkca kalbim ağrıyordu hem de çok.
Ben bunları düşünürken aklıma bir şeyler geliyor ve Can'ı buluyorum.Hemen konuşarak:
"Can,bir planım var."
♧♧♧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Araba Aşkı(ZeyKer)
Fanficİki deli dolu genç; Zeynep ve Kerem. Birçok ortak özellikleri var! Ve en önemlisi ikisi de araba tutkunu. Peki onlar bunu fark edebilecek mi? ZeyKer'i neler bekleyecek? Hepsi bu hikayede saklı, keyifli okumalar.