34.Bölüm-Bitti

3.1K 175 29
                                    

Kerem'den...
Kalbim sıkışmıştı, nefes alamıyordum.Bu Mert denen adam beni deli etmeye mi çalışıyordu?
"Ne diyorsun sen?" dedim en sert çıkan ses tonumla.Şu adamdan ve iğrenç laflarından tiksiniyordum.
"Hepsi doğru.Ben Zeynep'i seviyorum.O da bunu biliyor." dedi bana pis pis sırıtarak.Gerçekten Zeynep bunu biliyor muydu? O zaman niye bu adamı hâlâ yanında barındırıyordu? Niye bana söylememişti?

Odamdan sinirle çıkarken Mert'in bağırışını duydum.
"Hey! Beni çözmeden mi gidiyorsun?" dedi arkamdan konuşarak.Ama onu takmamıştım.Parti tüm hızıyla devam ediyordu.Öfkem ile hareket ediyordum ve şu an Zeynep'i görürsem onun kalbini kırardım.Ona sinirliydim.Karşıma bir anda Can çıktı.
"Abicim, Mert'i naptın? " dedi bana endişeyle bakarak.
"O pislik herifi sal gitsin.Ama kimseye bir şey söylemesin.Ben gidiyorum." dedim öfkeyle.
"Nereye?" dedi Can bana şaşkınca bakarak.
"İşim var." dedim ve evden hızla kırmızı arabama atlayarak gittim.

Yarış pistine gelmiştim.Tanıdık kimse yoktu.Yani yeni yüzler gelmişti.Ve ancak sinirimi onlarla yarışarak atlatabilirdim.Kafamda bulunan öfke büyüyerek patlayacaktı.Buna engel olmak için komutu bekledim ve tanımadığım bir çocukla yarışmaya başladık.

Direksiyonu sıkıca tutuyordum.Aklıma Mert'in Zeynep'i sevme düşüncesi geldiğinde hızlanıyordum.O adam Zeynep'e benim gibi bakıyordu.O adamdan nefret ediyordum.Ve Zeynep bunu biliyordu.Gözlerimden yaşlar inmeye başlamıştı.Hem öfkemin hem de duygusallığın karışımıydı.

Yarış bittiğinde açık ara önde gelmiştim.O kadar hızlıydım ki öfkem beni nelere sürüklemişti.Ellerimden direksiyonu zor bırakırken tanıdık bir yüz beni karşıladı.Caner.
"Kazanan Kerem Sayer!" dedi coşkuyla.Sevinmemiştim.Kafamda Zeynep varken bunu bile düşünmemiştim.Etrafta tanımadığım yüzler beni alkışlarken burukça gülümsedim.
♧♧♧
Zeynep'ten...
Parti neredeyse bitmek üzereydi.Fakat Kerem ortalıkta yoktu.Endişem nefesini keserken sebepsizce ortalığa bakındım.Kerem'in yerine Mert'i görmek moralini bozmuştu.Ama Mert çok değişik gözüküyordu.Hâli perişandı,ve yüzünde kanda vardı.Endişeyle ona doğru koştum.Kerem neredeydi?
"Mert,noldu? Kerem nerede?" dedim stresle.Mert'in yanında Can vardı ve o sinirle Mert'e bakıyordu.Kesin bir şey oldu.
"İhh şey yok bir şey.Beni şu çağıran adamlar para için dövdü.Kerem nerede bilmiyorum." dedi Mert.Sesindeki endişe ve korku belliydi.

Sesimi çıkarmamıştım.Ama içim içimi yiyordu.Bu sefer Can'ın kulağına yaklaştım.
"Kerem nerede,Can?" dedim fısıldayarak.
"Bilmiyorum yenge. Gelir şimdi." dedi Can.Yenge mi? Bu çocukta bir garip.Kafamı 'tamam' manasında salladım.Korku ile Kerem'i beklemeye başladım.
~~~
Tam 3 gün geçmişti.Kerem beni ne aramıştı ne de sormuştu.Yanına da gidemiyordum.Kötü bir şey yapmaktan çok korkuyordum.Onun kalbini kırmaktan,ona zarar vermekten çok korkuyordum.O benim ilk ve tek aşkımdı.Ve belki de onu kaybetmekten korkuyordum.En durgun bu aralar Mert'ti sesi soluğu pek çıkmıyordu.Yoksa bu bir fırtına öncesi sessizlik fısıltısı mıydı? Bilemiyordum.

En önemli ve beni yakından ilgilendiren durum ise bugün meraklı bekleyişim bitiyordu.Girdiğimiz üniversite sınav sonuçları nihayet bugün açıklanıyordu. Heyecan tüm bedenimi kaplarken Kerem ile aynı üniversitede okumayı diledim hep. Belki bölümlerimiz ayrılabilirdi ama aynı üniversitede İstanbul da okumak güzel olurdu. Oysa ki Kerem ile 3 gündür muhabbetimiz bile yoktu. Elde var sıfır.

Beni önemli mi görüyordu? Yoksa derdi neydi? Hiç bir zaman bana derdini açıklamadı.Neyi var,neye bozuk hiç bir şey bilmiyordum.Kalbim paramparça biçimdeydi. Ve bunu ancak Kerem toplayabilirdi. O da yanımda yoktu zaten.Yalnız yaşamaya mahkum kalmak istemiyordum, Kerem'siz olmak istemiyordum. Kalbimin bir parçasını kaybetmek istemiyordum. Seviyordum,sevilmek istiyordum.

Odamda kafamdaki düşüncelere cevap arıyordum. Aşağı kattan babamın sesi geldi.
"Zeyneep! Melis'in sınav sonucuna bakıyoruz hadi gel." dedi. Demek ki sonuçlar internete gelmişti. Kerem'i düşünmekten vakitin ne kadar hızlı geçtiğini anlayamamıştım. Ellerim titremeye,kalbim sıkışıp kül olmaya başladı. Heyecanla babamların yanına gittim. Annem dua ederken Melis bilgisayarın başındaydı. Babam ise Melis'in başında bekliyordu. Ve Mert o da heyecanlı gözüküyordu.

Melis sınav sonucunu öğrenebilmek için gerekli olan bilgileri bilgisayara yazdı. Tırnağımı kemirmeye başlamıştım çünkü Melis'ten sonra benim sonucuma bakacaktık. Heyecanlı bekleyişimiz Melis'in bir tuşuyla sonlandı.
"Allah'ım oley be!! Puanım istediğim bölümü tutuyor." dedi. Melis İstanbul'da moda tasarımı okumak istiyordu. Onun adına çok sevinmiştim. Önce çığlık atarak anneme sarıldı, annemin gözlerinden yaşlar düşüyordu.

Çığlıkları evi inletirken babama sarıldı. Babam, anneme göre daha sakin duruyordu. Ama sevindiği her hâlinden belliydi. Mert'e sarılan Melis yüzümü buruşturdu. Şu çocuk sanki annem ve babamın üçüncü evladı gibi bir şey olmuştu. Aman Allah korusun. Melis en son ciyaklayarak bana sarıldı.
"Ayy darısı başına kuzummm." dedi. Niye 'm' harfini uzattı bu kadar anlamadım. Ama sessizce konuştum.
"Hayırlısı." dedim burukça gülümseyerek.

Evdeki aşırı çığlık sesleri kesildiğinde babam konuştu.
"Sıra Zeynep'te. Hadi kızım." dedi bana bakan içten gülüşüyle. İçim bir kömür gibi yanıyordu. Elimde olmadan korkudan titriyordum. Ya kötü puan almışsam napardım ki? Herhalde kendimi buzullara atıp kutup ayılarla yaşardım. Peki, saçmaydı ama kafam o kadar doluydu ki. Saçmalak en mantıklısıydı.

Ellerim donmuş, parmaklarım uyuşmuş bir biçimdeydi. Kelimeleri klavyeye yazamıyordum. Ve başımda dikilen ordu beni paniğe sokuyordu. En sonunda tüm bilgileri zor da olsa geçirebilmiştim. Kafam bile yanıyordu şu an korkudan sonucun açılmasını bekliyordum, ve sonuç açılmıştı. Gözlerim yaşatırken bu, mutluluktandı. Gerçekten taminimden kat ve kat yüksek bir puan almıştım. Tamamıyla rekor kırmıştım.

"Oha Zeynep, beni geçmekle kalmamış sollamışsın kızım. Tıpkı araba sürüyor gibi." dedi Melis gülerek. Gözlerimden yaşlar tek tek akarken Melis'e sarıldım.
"Deli ya." dedim ağlayarak. Babam kenarda ağlarken sıkıca ona sarıldım
"Canım kızım." dedi babam ağlamasını devam ettirerek. Annem de babam da alıyorlardı. Kalbim küt küt atıyordu. Onları gururlandırmıştım. Ve bugün güzel geçmişti. Evdeki herkesle sıkıca sarıldım. Mert hariç ona sadece ufak sarıldım ve bu gerçekten tamamıyla soğukcaydı.

En sonunda meraktan çatlamak üzereydim. Kerem sonucuna bakmış mıydı ki? Heyecanla bahçeye göz attığımda Kerem'in kırmızı arabası otoparktaydı. Demek ki evdeydi. Koşar adımlarımla evden çıktım. Arkamdan seslenen koca bir orduya bakmamıştım. Heyecanla Kerem'lerin kapısını tıkladım. Nurgül açmıştı.
"Merhaba, Zeynep." dedi tüm içtenliğiyle.
"Merhaba, canım. Kerem evde sanırım." dedim nefesimi zor alarak.

Nurgül bana hafifçe baktı.
"Evet evde fakat odasına kimseyi istemiyor." dedi yutkunmama neden olmuştu.
"Olsun, ben girebilir miyim?" dedim. Aceba Kerem'in bir problemi felan mı vardı? Sınav sonucu mu kötü gelmişti.
"Peki, Zeynep." dedi Nurgül. Hafif adımlarımla içeri adımımı attım. Kerem'in odası aşağı kattaydı ve en sessiz tavrımla oraya indim.

Kerem odasında yine hızlı yumruklarını kum torbasıyla birleştiriyordu. Gözlerimi ona diktim.
"Kerem." dedim. Kerem yumrukları bırakıp bana sert bir bakış atmıştı. Nolmuştu ki?
"Nurgül'e kimseyi almamasını söylemiştim." dedi yumruklarına devam ederken. Beynim yanmıştı resmen.
"Ne yani, ben kimse mi oluyorum?" dedim ağlak ses tonumla. Az sonra ağlayabilirdim.
"Ona sen karar ver." dedi Kerem yumruklarını durdurup bana bakarak.

Beynim bu tüm olaylara geç veriyordu. Resmen silinmiştim.
"Kerem, ne diyorsun sen?" dedim Kerem'in dibine yaklaşarak. Sesim oldukça sert bir tonda çıkmıştı.
"Mert ve sen diyorum. O seni seviyormuş ve sen bunu biliyordun ha! Ve o adamla bunca zaman aynı evde kaldın Zeynep. Bana bir açıklama bile yapmadın." dedi Kerem bağırarak. Üstüme yürüyordu ve kalbim duracaktı. Demek bu yüzden bana tepkiliydi.

"Açıklayabilirim, anlatırım her şeyi." dedim ağlayarak.
"Neyi anlatacaksın ya. Bak kabul ettin sen de." dedi sert tonda Kerem. Kalbim durmak üzereydi ağlamalarım bitmiyordu.
"Kerem, açıklayayım izin ver." dedim hıçkırarak.
"Bitti, Zeynep. Artık biz diye bir şey yok."
♧♧♧
Arkadaşlar merbaha öncelikle. Yine size çook teşekkür ediyorum. Minnettarım sizlere. Ve ben maalesef bir süre bölüm yayımlayamayacağım. Ama en kısa zamanda sizlerleyim tekrardan. Sizi çook öpüyorum.

Araba Aşkı(ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin