1-3-5-7-11-33
Ne kadar da kötü rakamlar değil mi? İşte tam olarak ben bu kötü rakamları oynamıştım. Plazmada ki kadınlar, önlerinde ki karıştırılan makinenin durmasını ve topların yuvacığa düşmesini bekliyordu. Bayii'nin içerisinde herkes pür dikkat televizyona bakıyordu, arkada iddia oynaya üç genç hariç. Sonunda toplar yuvalarına dökülmeye başlamıştı, kısa bir süre sonra her top yuvacığa düşmüştü. Makine başında ki süslü püslü 20'sinde, gençliğin baharında ki kadınlar, önlerinde ki makinenin yuvacığına düşen topları almak için can atıyordu. Yanımda ki adamlardan teki şiddetli bir şekilde öksürdü ve ona dönerek baktım, sandım ki ciğeri çıktı adamın, içtiği sigaralardan olsa gerek veya boğazını temizledi. Plazmaya tekrar kafamı çevirdiğimde kadınlardan ilk sırada ki topu eline almış, sonuçlanan rakamı karşısında ki kameraya güler bir yüzle gösteriyordu.
İlk rakam belirlenmişti, 3'tü.
Bu rakamo oynamıştım, bir rakam tutmuştu şimdiden. Şansım sırada ki ikinci kadının ellerine alacağı toptaydı, bir ümit onu beklemeye koyuldum. Bayii'in içerisinde tek bir ses bile kalmamıştı, arkada iddia oynayan üç genç bile artık susmuştu. Bu kadında eline topu almıştı.
Bu rakam 5'di.
Bu rakamı da oynamıştım. Yanımda ki bir iki adam "Yapma be" demeye başlamıştı bile, belli ki oynadıkları rakamlardan teki tutmamıştı. İddia oynayan üç genç, oynadıkları kuponları yatırıyordu, tezgahtar adam para üstünü vererek onları bayii'den uğurladı. Şimdi üçüncü kadın eline aldığı topun numarasını kameraya çevirdi.
Bu rakam 1'di. Hayret şansım iyi gidiyordu, kuponun parasını çıkarmıştım, bu rakamla birlikte cebime 5-6 lira girecekti. Sıra dördüncü kadına gelmişti ve diğer kadınlara oranla daha hızlıydı, topu aldı, baktı ve gösterdi.
Dördüncü rakam 7'ydi.
Bu gece şansım iyice yaver gitmeye başlıyordu. Ercan'ın hiçbir seyden haberi yoktu. Oynadığım rakamları henüz görmemrakam Etrafımda ki insanlar bir bir bayi'yi terketmeye başlamıştı. Tezgahtar adam bu insanları uğurlamakla meşguldu.
Plazmadan bir ses yükseldi genç spiker'in ağzından çıkan rakam 11'di. Genç kadın'ın elinde ki topun üzerinde yazılı olan numaraydı bu. İçimde "Zengin olacağım" sevinci bir nebze olsun közlenmişti, beş rakam tutturmuştum yaklaşık 2.000 Tl civarı param olmuştu. Şimdi sırada ki kadın eğer 33 numarasını görürse topun üzerinde, yaklaşık 18.000.000 milyon TL civarında param olacaktı. Herşey bu kadının ellerine alacağı topun üzerinde ki yazılı rakama bağlıydı.
2 yıl önce bir kış akşamı
Babam işten yeni gelmişti, dışarısı soğuktu, yağmur ara ara gür ara ara seyrek ve az yağıyordu. Babam elini yüzünü yıkadı, kahverengi deri ceketini askılığa asarak siyah kazağını çıkararak yeşil kazağını giydi ve oturduğum sıcak odaya geldi. Gelir gelmez de televizyonu açmak için prize yöneldi, prizi takarak koltuğa geçti ve rahat bir pozisyonda oturdu.
Biraz sonra, haberlere sayısal lotonun devrettiği, haftalarca kimsenin 6 rakamı tutturamadığı bir haberi izledi. Elini cebine atarak 10 lira çıkardı ve bana uzattı, ardından ardından bir kağıda yazdığı rakamı gösterdi, eskiden de yazılmış rakamlar vardı. Evdeki herkesden 6 rakam istedim, ardından evden hızla çıkarak, yaklaşık 600-700 metre civarlarında bir uzaklığı bazen koşarak bazende yorulmuş bir vaziyette yürüyerek katettim. Yağmurdan ötürü ıslanmıştım, önceden içtiğim sayısız sigaranın zararını o gün keşfetmiştim lakin vazgeçmedim sigaradan, o da benden vazgeçemezdi ki. Neyim var neyim yok sigaraya yatırıyordum amına koyayım. Cebimde son 1 lira kalıyordu, aç oluyordum o sıralar lakin ben her defasında ya markalı bir-iki dal sigara alıyordum ya da tütüncüye gidip 7-8 dal en sert sigaradan alıyordum. Sağlıklı yaşam nedir lan? Sigarasız bir ömür nasıl geçer? Dünya'da en güzel üç şey'in arasında bu illet. Diğer ikisi de İçki ve Kadın!
Sigaraya ilk başladığım zamanları da hatılıyorum, yerden toplar içerdik, içmeyi de bilmezdik ya. Ara ara içime çekere kafamı döndürdüğünü söylerdim bizim çocuklara. Hatta teki bana "Ya bak ben ustayım, ben içmeyi biliyorum" demişti, ulan sanki marifetmiş gibi.. Daha sonra içime çekmeyi mahallede ki bir piçten öğrendim, sonra da bizim çocuklara bir bir içmeyi öğrettim. Hepsi ilk içişlerin de neredeyse geberiyordu. Çocukken öyle temizdik ki mahallede sigara içemezdik, bir harabe ev bulur, ona bir isim koyardık ve oraya gider, sigaramızı orada içerdik. Şimdilede küçük çocukların ellerinde sigara, hem de istedikleri yerde istedikleri zaman da içiyorlar. Devletin bunlarla ilgilenmesi lazım, bizimle ilgilenmedi bari bunlarla ilgilensin. Ben küçükken kimseden sigarayı esirgemezdim, son bir dal sigaram kalmadıysa eğer.
Ben çok içerim sigarayı, o da beni seviyor, göt hoşafı öyle bir seviyor ki burnum değil ciğerim tütüyor.
Birde sigaraya en çok yakışan bir şarkı çalıyor bazen, lanet olası şarkının yarısında bitiyor, hatta bazen dibte kalan külü ansızın üzerime düşüyor, ayağa kalkıp onu atarken elim bir sigara daha yakıyor. Sigarayı dişleyen kadınlar özgürdür. Sigarayı dişleyen erkekler de özgürdür.
Bir insanı sevmek nedir lan bilir misiniz siz? Sevgiden ötürü yaktığım sigaranın sayısı yok, içilen alkolün, içilen uyuşturucun sayısı var, var da içmemem gerekirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehrin Orospusu
Novela Juvenilİki gencin yaşadıkları kasabadan sıkılıp, defalarca şehre yürüyerek gitmeleri, her gittiklerinde gördükleri manzara farklı farklı. Bir manzara var ki, defalarca gitmelerine sebep olan. O manzara ki hayatları dağıtan. O manzara ki Lanet şehre yağmur...