"Cameron sen ciddi misin?" Suratına anlamsız bir şekilde bakarken o çoktan elimden tutup çekiştirmeye başlamıştı bile. "Cameron! Dur!" Onun gücüne karşılık gücümün yetmeyeceğini bildiğim halde çırpınmaya devam ediyordum. Ancak o kadar inatçıydı ki. Kafasına koyduğunu yaptırana kadar çabalardı.
"Hadi ama Des eğlenceli olacak!" Salıncağın önünde durduğumuzda yüzüme bakarak gözleriyle binmem için işaret yaptı.
"Ama bunun koruması yok! Hızlı sallarsan düşebilirim," kendimi savunurken elimle iki tane kalın halata bağlı tahta parçasını gösteriyordum. "Korkma Destiny. Eğer düşersen seni tutarım," gülümseyerek belimden hafifçe ittirdiğinde dudağımı dişleyerek tahtanın üzerine oturdum. Gözlerimi sıkıca kapatıp halatı sımsıkı tuttuğumda kulağıma gelen hoş kıkırdama sesleri müzik gibi geliyordu. Ancak şu an çok gergindim ve rahatlayamazdım. Cameron arkamda yerini aldığında hafifçe ittirip sallamaya başladı. Bir süre böyle devam ederken kendimi çocukluğuma geri dönmüş gibi hissettiğimde kıkırdamalarına eşlik ettim.
Küçükken gözlerimi kapatır, uçuyormuşum gibi hayal kurardım. Bunu bozmayıp gözlerimi sıkıca yumdum ve temiz havayı içime çekerek bulutlara dokunmak istercesine elimi uzaklara uzattım. Temiz hava yüzüme çarptıkça gülümsüyor, buna kıkırdamakarımla eşlik ediyordum. Beni kendi dünyamdan almış bambaşka kıyılara sürüklemişti. Renksiz dünyam kıkırdamalarıyla gökkuşağı gibi olmuştu.
Hayal dünyama yıllar sonra tekrardan dalmışken bunu bölen Cameron'ın salıncağı durdurması oldu. Gözlerimi merakla açtığımda elinde beyaz çiçeklerden bir taçla geldi. Ne olduğunu anlamadan kafamda bir şey hissettiğimde bunun taç olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Önüme çöktü ve kolunu bacağıma yaslayıp yüzümü incelemeye başladı. Sanatkâr bir insanın tabloyu izlemesi gibi uzun ve derin bakışlar atıyordu. Aklında binlerce düşünce akıyordu ancak o kadar hızlı akıyordu ki okuyamıyordum.
Her şey o kadar hızlı gelişiyordu ki aklım yetmemeye başlamıştı. Karşımda bana en derin düşüncelerle bakan bir adam, kafamda onun yaptığı güzel bir taç duruyordu. Ne yapmalıydım? Ne demeliydim? Öylece durup beni izlemesinin bitmesini bekleyecek ve kırmızının en koyu tonunu mu almalıydım? Bu şıkkı sevmemiştim.
"Çok güzel görünüyorsun," övülmeye pek alışık değildim ve çekingendim. Başımı eğdiğimde fısıldadım "Cameron gitsem iyi olacak," içimde bir şeyler parti verircesine hopluyordu sanki. Kelimeler boğazıma dizilmişti ve konuşamayacak dereceye gelmiştim.
Dudaklarımı yaladığımda çenemden tutup başımı kaldırdı ve bir şey söylemek istercesine gözlerime bakıp dudaklarını araladı. Ancak bir şeyden korkuyor gibiydi. Ya da kaygılıydı. Gözlerini kırpmadan bakıyordu ve bu kalbimin uyuşmasını sağlıyordu. Bana iyi mi geliyordu yoksa zarar mı veriyordu? Kendi içimde bununla mücadele verirken telefonunun çalmasıyla rahatlamıştım. Ancak bunu dışa belli etmemeye dikkat ediyordum. Onu kırmak isteyeceğim son şeydi. İçindeki kırılmış, karanlığa saklanan çocuğu gördükten sonra onun karanlığına güneş açtırmak, elimi uzatıp karanlıktan aydınlığa sürüklemek, kırık kanatlarını sarıp, tekrar yükselmesini sağlamak istiyordum.
O ayağa kalkıp yanımdan ayrıldığında telefonumu açtım ve bilinmeyenden mesaj olup olmadığına baktım. Ancak yoktu. Acaba bizi öpüşürken görüp bana kızmış mıydı? Ya bana bir daha mesah atmazsa? Kim beni gülümsetebilirdi ki tekrardan?
Belki cevap verir umuduyla yazmaya başladım.
Destiny: Platonik, benden Cameron'a bir şans vermemi ve onunla vakit geçirmemi istemiştin ya. İstediğini yaptım ancak olanları öğrenip benden nefret etmenden korkuyorum.
Yaklaşık bir dakika sonra cevap yazmaya başladı.
Bilinmeyen Numara: Senden asla nefret etmem. Bana dünyanın en kötü kelimelerinden bir cümle oluşturup söylesen de yine senden nefret etmem.
Cameron'a baktığımda telefonuyla uğraşıyordu. Tekrar telefonuma dönüp yazmaya başladım.
Destiny: Tanrım, sen bunları söyleyince vazgeçtim. Çok utanıyorum!
Bilinmeyen Numara: Anlatmanı istiyorum
Bilinmeyen Numara: Lütfen?
Destiny: Her şey o kadar ani oldu ki anlamadım bile yemin ederim
Bilinmeyen Numara: Destiny
Destiny: Cameron
Destiny: Beni öptü!
BÖLÜM SONUUU
Yarın okul olmasına rağmen 1'e kadar yatmayıp sizin için bölüm yazdım kıymetimi bilin
İlk kitabım oldu bu ve texting üzerine kurulu oldu umarım beğeniyorsunuzdur
Vote & yorum
Öpüldünüz :**

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Excellent | Cameron Dallas
Teen Fiction"Sen benim gökkuşağımsın. Ve eğer gökkuşağını seviyorsan, yağmura katlanmak zorundasın."