"Lütfen gidelim burdan," kolundan çekiştirmeye çalışırken kaşları çatık bir şekilde Nick'ten gözlerini ayırmıyordu. Olduğu yerden bir adım bile uzaklaşmıyordu. "Yalvarırım Cameron, gidelim" kulakları sadece aklında dönüp duran ejderhalara açıktı. Ve etrafa ateş saçıyorlardı.Bu ateş birazdan burada bulunan herkesi yakabilirdi.
Cameron'ın önüne geçtim ve kafasını bana çevirdim. Ellerimle yüzünü sıkıca kavradım ve yalvarmaya devam ettim. "Lütfen gidelim, Cameron lütfen," tam gidecekken Nick çoktan arkamızda bitmişti bile. "Hey! Kaçıyor musunuz? Korkaklar!!" Bu ne kadar benim de sinirime dokunsada Cameron'ı zaptetmek için sağır olmalıydım. Cameron ani sinirle arkasını döndüğünde kollarımdan kurtulmuştu. Arkama baktığımda yakasına yapışmış ve arabaya yaslamıştı. Sara onları ayırmaya uğraşırken bir yandan da bana nefret dolu gözlerle bakıyordu. Ben ona ne yaptıştım ki? Sanırım Nick benim hakkımda bir şeyler uydurmuştu.
Koşar adımlarla olayın olduğu yöne vardığımda Cameron'ı geri çekmek için tüm gücümü harcadım. Ancak o kadar güçlüydü ki, 2 kişi bile engel olamıyordu. Bir yumruk geçirdiğinde dün patlayan dudağı tekrar kanamaya başlamıştı. Cameron'sa bundan zevk alıyordu anlaşılan ki bir kez daha atacakken Nick bir yumruk geçirdiğinde geriye sendeledi. Ağzımdan çıkan hıçkırık gözlerimin dolmasına neden olmuştu. Nick'i geriye itip Cameron'ın yanına koştum. O kadar çok sinirlenmişti ki, boynundaki damarlar rahatça gözüküyordu.
"Gidelim buradan, lütfen" sinirinden beni duymuyordu anlaşılan ki tekrar bir sinirle Nick'e doğru koştu ve yakasından tutup iki yumrukla yere devirdi. Gözyaşlarıma engel olamayıp hıçkırıklarla ağlamaya başladım. Bu Cam, benim tanıdığım masum Cam değildi. Benim tanıdığım Cam bana kıyamazdı. Ancak şu an ne kadar ağlasam da, gözyaşı döksem de duymuyordu bile. Son kez Sara'ya bakıp arkama döndüm. Ne kadar onu bu halde bırakmak istemesemde Cameron'ı böyle görmek canımı yakıyordu.
Koşar adımlarla oradan uzaklaşmak ve hiç birinin yüzünü dahi görmek istemiyordum. Adımlarım koşuya dönüştüğünde arkamdan birinin ismimi seslenmesiyle yerime çakılıp kaldım. Bu Cameron'dı. Daha az önce hiç birinin yüzünü dahi görmek istemezken arkama dönüp yüzüne bakıyordum. Dudağı patlamıştı. Nick'i hayal edemiyordum bile. Bana doğru koşarken kıyamayıp ona bir adım attığımda boynuma atıldı ve sesi titreyerek yalvarmaya başladı. "Destiny, yalvarırım affet. Sinirimden seni duyamadım. Özür dilerim, lütfen affet, lütfen..." sesi ağlamaklı çıkıyordu ve bu da ellerimin titremesine neden oldu. Boğazım düğümlenmişti. Ne kadar yutkunursam yutkunayım boğazımda ki yumru gitmiyordu.
Başını omzuma gömmüştü. Omzum ıslanmaya başladığında ağladığını fark ettim. Beni kaybetmekten bu kadar çok korkuyor muydu?
"Tamam, tamam bir şey yok," kollarımı beline doladığımda sırtını sıvazlayıp başımı omzuna dayadım aynı şekilde. O, ihtiyacım olduğunda hep yanımdaydı. Şimdi sıra bendeydi.
"Beni bırakmayacaksın değil mi?" Daha önce sesi hiç bu kadar güçsüz çıkmamıştı. "Seni asla bırakmayacağım. Benden nefret etsen bile," dediğimde kollarını daha sıkı sardı boynuma. Güzel kokusunu ciğerlerime kadar doldurduğumda verdiği huzurla gülümsedim.
Bedenlerimiz ayrıldığında elleriyle yüzümü kavradı ve kıpkırmızı gözleriyle acı bir gülümseme yayıldığında yüzüne bende ellerimle yüzünü kavradım. Ne yaptığım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Bunu yapanın ben olduğunu da sanmıyordum. Ki dudağının kenarına masum bir öpücük kondurduğumda bu iddiadan emin olmuştum.
Platonik belki de şu an bizi izliyordu. Ancak şu an tek umrumda olan az önce yaptığım aptalca şeydi. Geri çekilip koşmaya başladığımda nereye gideceğimi dahi bilmiyordum. Ancak buradan uzaklaşsam yeterliydi. Arkamdan bir kere seslenmesine karşılık vermeyince susmuştu. Muhtemelen hala sırıtıyordu.
Destiny, sen yeryüzüne düşmüş en aptal kızsın.
BÖLÜM SONUU
Hadi kıyamayıp günde 4 bölüm yayınladım bakın
Yarın giremeyebilirim
Neyse siz vote & yorumu eksik etmeyin ben girmeye çalışırım
Bu arada multiye eriyorum
Sizi seviyorumm<3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Excellent | Cameron Dallas
Teen Fiction"Sen benim gökkuşağımsın. Ve eğer gökkuşağını seviyorsan, yağmura katlanmak zorundasın."