"Let Me"

825 63 18
                                    

Uzun zaman sonra yeni bir bölüm... Bilinmeyenin ortaya çıkmasına az kaldı.

Multideki şarkıyla okuyun lütfen. Favorim çünkü <3 İyi okumalar ♥

"Artık bununla yaşayamayacağım Cameron. Kurtulmak istiyorum," yüzüne ciddi bir ifade takındığında telefonumu cebimden çıkardım ve mesajlara girdim. "Bana yardım edebilecek tek kişi sensin."

"Neyin var?"

Bilinmeyen'le olan konuşmalara girdiğimde içimi huzursuzluk kaplamıştı. Bunu yapmak istemiyordum ama yapmalıydım. Cameron onu bulabilirdi. Telefonu eline tutuşturup "Oku," dediğimde başını telefonuma çevirdi. Bir süre gezindikten sonra uzun süre 'uhm' ladı. Diyecek bir şey bulamayıp dudaklarını birbirine bastırdı ve telefonu tekrardan ellerime verdi.

"Onu bulmalıyım, yardım et."

Gergin bir tavır takınıp omuz silkti.

"Ben bir şey yapamam."

"Benim için uğraşabilirsin ama. Yoksa uğraşamaz mısın?"

"Senin için her şeyi yaparım ama bu imkansız."

"Kim olduğunu bildiğini anlamıştım zaten. Neyse unut bunları ben çıkıyorum," dudaklarımı şişirip koltuktan kalktığımda bileğimden sıkıca kavradı.

"Ben hacker değilim Destiny. Bulmamın imkansız olduğunu sende biliyorsun."

"O gece kimi beklediğimi bildiğini söylemiştin. Bunun bilinmeyen olduğunu biliyorsun. Ve bilinmeyeninde kim olduğunu. Ancak söylemiyorsun çünkü ona gitmemden korkuyorsun."

"Seni kaybetmekten korkuyorum."

"Demek ki bana hiç güvenmemişsin," kolumu kurtarıp koşar adımlarla kapıya ulaştım. Arkamdan gelen ayak seslerini umursamadan kapının kulpunu çevirip yüzüme çarpan havayla nefesimi dışarı verdim. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Ancak sessizliğe ihtiyacım vardı.

Ayakkabılarımı ayağıma hızla geçirdim ve bağcıklarını bile bağlamadan koşmaya başladım. Cameron beni bulmamalıydı. Yine kilitleyebilirdi. Hızla sağıma ve soluma baktım. Kafamın estiği yöne gidecektim. Buraları henüz tanımıyordum çünkü.

Adımlarımı sağa doğru hızlandırdım. Bağcıklarım koşmamı zorlaştırıyordu. Basıp düşmekten korkuyordum aynı zamanda. Bu da beni yavaşlatıyordu.

"Destiny! Bekle!" Seslenişini duyduğumda arkama bile bakmadan tüm gücümü bacaklarıma verdim. Ne kadar yaklaştığını bilmesemde dibimdeymiş gibi hissetmem içimde ki telaşı arttırıyordu.

Bir ara sokağa saptığımda nefes alış verişlerimi kontrol altına almaya çalıştım. Göğsüm büyük bir hızla inip kalkarken ne yapacağımı düşündüm. Bilinmeyeni bulmalıydım. Ancak Cameron olmadan. Bana yardım etmeyecekti... Beni yolun yarısında bırakmıştı. Yine.

Gitti mi diye bakmak için duvarın kenarından başımı uzattım. Yoktu. Eve dönmüş olmalıydı.

Saptığım sokakta nereye gittiğimi bilmeden ilerlemeye başladım. Neredeyse bomboştu her yer. İçim ürpermiyor değildi. Hava da güzeldi. İnsanlar neredeydi?

Kulağıma dolan tekerleğin yere sürtme sesiyle başımı sağa çevirdim. Siyah bir arabayla aramda neredeyse 2 adımlık mesafe vardı. Eğer durmasaydı yerde izim çıkmıştı bile. Gözlerim büyümüş dudaklarım aralanmıştı. Kalbim ise bağımsız takılıyordu her zaman olduğu gibi.

Arabadan aceleyle inen yaşıtlarımda bir çocuktu. Önümde duraksayıp büyük mavi gözlerini gözlerime dikti. Bense hala olayın şokunu atlatmaya uğraşıyordum. Kendimi silkelediğimde hızla konuşmaya başladı.

Excellent | Cameron DallasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin