Bilinmeyen Numara: Cameron ve sen
Bilinmeyen Numara: Aranızda bir şeyler var
Destiny: Hayır
Destiny: Ama bundan sanane
Destiny: Bana mesaj atmamanı kaçıncı defa söylesem kavrarsın??
Bilinmeyen Numara: Bazen beni o kadar çok delirtiyorsun ki
Bilinmeyen Numara: Kendimi öldüresim geliyor
Bilinmeyen Numara: Sanırım kimliğimi bu şekilde öğreneceksin
Bilinmeyen Numara: Cenazeme gelerek
Blöf yapıyordu. Bu yüzden telefonumu kilitleyip kitabıma geri gömüldüm. Okulu biraz yorgun bitirmiştim. Ancak eve gelir gelmez aldığım ılık duş ve kakaolu süt beni rahatlatmıştı.
Ne diyebilirim ki, evim evim güzel evim! (içimden sürekli home sweet home diyorum delirdim galiba)
Telefonum tekrar titrediğinde sesini kısmak için elime aldığımda elim yanlışlıkla mesaja kaydı. Kendime lanet okurken mesajın Cameron'dan olduğunu görünce hevesle açtım.
Cameron: Beni neden beklemedin?
Cameron: Eve vardın mı?
Destiny: Sütümü içiyordum, anneciğim
Cameron: Alay etme
Destiny: Miranda nasıl?
Destiny: Bence ona tişörtlerinden birini verip yatağa atmalısın. Daha sonra sabah ona kahvaltı hazırlayıp
Destiny: Çok ufak görünüyorsun deyip kıkırdamalısın
Cameron: Sikeyim
Mesaj kutusunu kapatıp telefonu sessize aldım. Ne dediğini umursamıyordum. Çünkü zaten mesajları okumadan silecektim. Şu an okumam gereken bir kitap vardı ve rahatsız edilmeyi istemezdim.
Kitaba dalıp kendimi gerçek hayattan soyutladım.
Zaten bir tek bu şekilde kendimi yormuyordum.
Hemen 5 dk'da yazdım bu hafta gelmeyecek diye
sınava az kaldı çünkü:')
neyze görüşerek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Excellent | Cameron Dallas
أدب المراهقين"Sen benim gökkuşağımsın. Ve eğer gökkuşağını seviyorsan, yağmura katlanmak zorundasın."