ŞİMDİ FARK ETTİM DE BU 31. BÖLÜM AMKDNDPSHXKHS
HADİ HADİ ŞEY EDİN SİZ GÜLMÜYORUM TAMAM SLDEWŞDNSŞSBD
"Destiny, seni buraya zorla getirdim sadece. Kaçırmadım." dedi sinirle ellerini saçlarından geçirirken. Çenemi yine tutamayıp kendimi savunmaya geçtim.
"Teknik olarak kaçırmış oluyorsun zaten, Cam. Şimdi izninle," deyip ayağa kalkacakken kolumdan tutup beni durdurdu.
"Şimdi sen küçük hanım, burada usluca oturuyorsun ve beni bekliyorsun. Kahvelerimizi alacağım." bir de kahve yapmış. Konuşacak neyimiz varsa...
Ne kadar gözlerimi devirme hissi gelse de kendimi sıktım ve nefes egzersizleri yapmaya başladım. Bu sırada Cameron da mutfağa gitmek için ayağa kalkmıştı.
"Bu arada, kaçayım falan dersen, anahtar arka cebimde. Eğer mükemmel kıçıma dokunmak istiyorsan anahtarı almak için seni durdurmayacağım."
"Çok komik," diye mızmızlanıp geriye yaslandım ve burnumu kırıştırdım. O gidene kadar telefonuma dokunmayacaktım. Yoksa el koyabilirdi.
Sırıtarak salondan çıkarken arkasından dil çıkarttım ve gitmesini izledim.
Mutfaktan gelen bardak seslerinden gittiğinden emin olmuştum. Hızla telefonumu arka cebimden çıkartıp şifreyi girdim.
Canım sıkılmıştı.
Mesaj kutum platonikle tartıştığımdan beri bomboştu. Sanırım onunla biraz uğraşmak beni eğlendirebilirdi?
Destiny: Koca oğlan bana küsmüş mü?
Mesajı yollar yollamaz masadan gelen titreşimle başımı kaldırdım.
Bu, Cameron'ın telefonu muydu?
Aman be, bende iyice paronoyaklaştım. Cameron platoniğim olamazdı ki hem. Omuz silkip bir şeyler daha yazmaya başladım.
Destiny: Hadi bana bir şarkı söyle kovboy.
Destiny: Tanrım, sarhoşlar gibi davranmayı kesmeliyim.
Telefon iki defa mesajlarımla art arda titrerken platoniğe mesaj attığımdan emin oldum. Evet, Cameron'a değil, bilinmeyene mesaj atıyordum.
Artık iş rayından çıkmıştı. En son şüphelendiğim kişi, aradığım kişi olabilirdi. Şüphelerim ikiye katlanırken kaşlarımı çattım ve emin olmak adına defalarca mesaj gönderip telefonu izlemeye başladım.
Destiny: Hey
Destiny: Bir
Destiny: Saniye
Destiny: Sen?
Kalbim göğsümü delercesine tekmelerken yutkundum. Ama bu... Olamazdı hayır. Kabullenemezdim. Bu onun telefonu olamazdı.
"Destiny, öldün mü? Şu ana kadar konuşmaman normal değil." mutfaktan sesi yankılandığında gözlerimi yumdum.
Benimle alay etmişti resmen. Parmağında oynatmaya çalışmıştı. Beni çıkmaza sürüklemişti ve çaresizliğimden zevk almıştı. Beni bir kukla gibi oynatmıştı...
Gözyaşlarım gözlerime hücum ederken elinde iki kulplu bardakla salona daldı.
"Hey, iyi misin?"
"Evet, çok iyiyim!" ses tonumu yükseltmem yüzünün solmasına neden olmuştu. Hayat dolu bakışları yerini oyuncağını kaybetmiş çaresiz çocuğa bırakırken ayağa kalktım.
"Benimle nasıl böyle oynarsın..."
"Ben anlamıyorum. Sen ne diyo-"
"Senin farklı olduğuna inanmıştım! Herkesten şüphe ederdim. Kendimden bile, ama senden asla etmemiştim, Cameron! Karşılığı bu muydu?"
Dudaklarını aralamışken onu durdurmak adına elimi havaya kaldırdım.
"Sakın itiraz etme. Her şeyi biliyorum," nefesimi dışarı verip gözlerimi sıkıca yumdum. "Platonik."
Onunda gözlerine büyük bir buğu çöktüğünde kendimi daha fazla tutamayıp onu göğsünden ittirdim.
"Bu mu senin sevgin?"
"Destiny, sus. Yalvarırım sus."
"Artık senin senaryon bitti Cam. Perdeler kapandı. Oyum bitti anlıyor musun? Bana emir veremezsin artık. Kukla gösterisi bitti!"
"Beni anlamıyorsun..." ben adeta kükrerken onun bu kadar sakin olması beni delirtiyordu.
Soğukluk ve kırılganlık gözlerine bir gece gibi çöktüğünde dudaklarım titredi. Sanki kelimelerim bir ok gibi kalbine saplanmıştı. Kanıyordu ve kendi kanında boğuluyordu. Ne kadar hissettirmese de çığlık atıyordu, benden yardım istiyordu. Ancak elimi uzatamıyordum. Olmuyordu, cesaretim yoktu.
"Uhm, dur bir anlamaya çalışayım. Sevdiğim kişiye kimliğimi belli etmeden mesajlar atıyorum, o beni umutla bekliyor. Her fırsatta yalvarıyor. Ama ben hala o lanet kıçımı kaldırıp karşısına çıkmıyorum!"
"Kolay değildi Destiny!"
"Sana kolay olmayan şeyi söyleyeyim mi? İster misin?" Göz yaşlarımı daha fazla tutamayacağımı anladığımda onlara gitmesi için izin verdim. "En çok güvendiğin kişinin aslında tanıdığın kişi olmaması, sığındığın kişinin sahtekarın teki olması! Zor olan bu işte." Yanından geçip gidecekken kolumu sıkıca kavradı. Ancak ben konuşmasına izin vermeden cebinden anahtarları aldım ve işaret parmağımı göğsüne yaslayarak son sözleri sesim titreyerek söyledim.
"Bir daha asla karşıma çıkma..."
Bölüm sonu
ve, her şey bitti huh?
bazılarınız keşke geri dönmeseydin falan diyordur tahmin ettim asğxnıreidtwrüms
bu nasıl dönüş ya çok duygusal oldu
inşallah beğenmişsinizdir ya
geri dönmemin şerefine <3
sizi seviyorum
xx

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Excellent | Cameron Dallas
Teen Fiction"Sen benim gökkuşağımsın. Ve eğer gökkuşağını seviyorsan, yağmura katlanmak zorundasın."