11. Bölüm

6.5K 982 85
                                    

          Kızıl saçlı kız bana dalga geçer gibi bakıyordu. Yakalanmıştım. "Ufuk karanlık görünüyor senin için bebeğim" dedi. Doğru söylüyor olabilir miydi? Bana yaklaşıp kolumdan sıkıca tuttu. Ağlayışım daha da yükselmişti. Başımı yukarıya kaldırdığım an kızın ensesine inen dirsek darbesi üzerime yığılmasını sağlamıştı. Arkaya doğru sendelesemde düşmekten kurtulamamıştım. Kolumdan tutup beni kaldıran yüze döndüğümde ise karşımda beklemediğim kişi duruyordu. Öğrencim beni sıkıca tuttu ve ayağa kaldırıp üzerindeki ceketi bana verdi. Ona çaresizce bakarken "Hadi öğretmen sizin yol alma vaktiniz geldi" dedi. Tek soru bile sormadan soğuktan hissizleşmiş vücuduma ceketi geçirip ormana doğru koştum. Ormana girmeden arkamı döndüğümde ise öğrencimin kızı bir yere doğru sürüklediğini gördüm. Hiç tereddüt etmeden tekrar önüme döndüm. Havadaki buz kokusunu alabiliyordum. Soğuk artık ellerimi yakar dereceye gelmişti. Oldukça hızlı yürümüştüm. O vahşetin bulunduğu yerden kurtulduğuma inanamıyordum. Kızın çaresizliği beni günlerce ağlamaya sürükleyecekti. Onu korkutan güç neydi? Yedi kişinden bu kadar korkacak ne vardı? Kırbaç darbeleri ne kadar acıtırsa acıtsın buranın düzenli gezinen polisleri vardı. Nasıl onlara ulaşmayı denemedi? Neden polis şubesine değilde parti alanına girmeyi seçti?
            Aklımda binbir çeşitli soru beni boğarken arkamdan gelen çıtırtıyla duraksadım. "Korkma benim." Bu ses öğrencime aitti. 'Korkma benim' demesi o gördüklerimden sonra ne kadar faydalı ki? Yanıma gelip kolumu sıkıca tuttu ve beni beraberinde götürmeye başladı. Kolumu olağan gücümle çeksemde fayda etmiyordu. Daha fazla debelenmeme dayanamayarak sertçe durdu. Gözlerini devirerek "Eğer benimle gelmezsen seni yakalarlar" dedi. Sinirle dişlerimin arasından tıslarcasına "belkide beni onlara götürüyorsundur?" Sinirle elini alnına çarptı. Biraz bekledikten sonra "Böyle birşeyi düşünseydim orada seni kurtarmazdım!" Sert sesi beni ürkütüyordu çünkü normal insan sesi gibi çıkmıyordu. Ama buna takılamam sonuçta ergenlikteydi. "Bak ne yapalım biliyor musun, ben seninle gelmeyeyim ve sen istediğin yere git. Böylece seni bulmaları dahada kolaylaşsın. " dediğinde çaresizce yüzüne bakmıştım. Başımı başka yere çevirip cevap vermemiştim." Güzel! Takip et beni." Başımı sallayarak onu takip etmeye başlamıştım.

       Ağaçların devamı kesildiğinde şehir merkezine çok yaklaşmıştık ve kaldığım evin yanındaki ormandan çıkmıştık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

       Ağaçların devamı kesildiğinde şehir merkezine çok yaklaşmıştık ve kaldığım evin yanındaki ormandan çıkmıştık. Jack ile Angel evde değillerdi çünkü ışıklar kapalıydı. Anahtarımı cebimden çıkarıp hızla kapıyı açtım. İçeri girdiğimde öğrencimde arkamdan girmişti. Hızla kapıyı kapatıp odama yöneldi. Arkasından hızla giderek "dönsen iyi olacak zaten evimdeyim" dedim. Bana aldırış etmeden odama girdi. Odamın konumunu bilmeden bulması şaşırtıcıydı. "Küçük bir yanıltıya ihtiyacın var." Öğrencimin dedikleri beni anlam karmaşasına sürüklemişti. "Sana biraz garip gelebilir ama beni bir nevi falcı gibi düşün tamam mı?" Dediğinde yüzüm buruşmuştu. Suratına bakarken ne demek istediğini anlayamıyordum. Cebinden 7 taş çıkarmıştı. Bana yeri göstererek "buraya oturman gerekiyor." dedi. Sinirle yüzüne bakarak beni salak yerine koyduğu için kızgınlığımı belli ediyordum. Hırçınca "Niye bana büyü yap diye mi?" dedim. Öğrencim gözlerini devirerek dudaklarını ıslattı. "Bak sana anlatabilirim ama kaldırabileceğinden emin değilim." Bu çocuğun benden sakladığı şey neydi böyle? Duyacaklarım beni zorlayabilir ama duymazsamda delirirdim. "Tamam söyle" dediğimde öğrencim kollarını sıyırarak anlatmaya başladı. "Buraya gelen birleri var bende onları başka yere yönlendireceğim." Kahkahalarım odada yankılanırken "beni kim takip eder ki?" dedim. "Ormanda izlediğin bir kaç kişi" dediğinde gözlerim büyümüştü. "Beni yakalamaya mı geliyorlar yani?" Adrenalin kalbimin ritmini bozmaya başlamıştı. "Evet! Artık bırakta gelmemelerini sağlayayım." Aptal aptal ona bakarken yere oturdum. Mor taşları etrafıma yerleştirip bir halka oluşturdu ve avuç içleri yukarıya çevrilmişken parmaklarınıda eklemlerinden yukarıya doğru dikti. Ağzından birşeyler mırıldanırken taşlar parıldamaya başlamıştı. Odam mor ışığın hakimi olduğunda büyülenmiş gibi etrafa bakıyordum. Öğrencim cümlesini bitirdiğinde taşlar sönmüştü.

* * * *

Güneşin sıcaklığını yüzümde hissettiğimde ani hareketle uykuma ara verip yatağımda diklenmiştim. Öğrencim odamdaki koltukta uyuyordu. Hızla ayağa kalkıp onu uyandırmıştım. Gözlerini ovuşturup koltukta diklenmişti. Daha sonra etrafına bakarak şaşkınca "Başardım" diye mırıldandı. Ardından yüzünde gülümseme belirmeye başladığında ayağa hızla kalkıp bana sarılmıştı. Tekrar "Başardım" diye bağırınca "sus!" dedim. Angellar bizi duyabilirdi. Aklımda binbir türlü soru dolanırken onun bu sevincini bozmak istemiyordum. Çünkü ilişkimi onunla ilerletebilirdim. Aklı başına gelince hızla bende ayrılıp geriye doğru bir adım attı. Yüzündeki sevinci yok edip hiç birşey olmamış gibi davrandı. Her ne kadar kalıplı olsa da o hala bir çocuktu. Koltuğa oturup bana bakmamaya çalıştı. Odamın kapısını kitleyip yanına oturdum. "Senden herşeyin cevabını istiyorum" dediğimde gözlerini devirmişti. "Bak senden tek istediğim hiç birşey olmamış gibi devam etmen" sinirle ayağa diklenip "saçmalama dün ne oldu? Ne zaman sabah oldu? Sen bana ne yaptın? Oradaki adamlar kimler? Daha bunun gibi bir sürü aklımda soru varken benden hiç birşey olmamış gibi devam etmemi mi bekliyorsun?" Derin bir iç çekerek "Evet" dedi. Onu bu umursamaz halleri beni bir kademe daha sinir ediyordu. "Bana bak o yaşadıklarımdan sonra nasıl normal ruh haline sahip olabilirim ki?" Dediğimde " istersen zihnini hafifletebilirim" cümlesinin hemen ardından "Hayır!" diye bağırdım. Odamın tıklanmasıyla gözlerimin büyümesi bir olmuştu. "Tatlım iyi misin?" Dişlerimi sıkarak ağzımı araladım. "Evet-evet gayet iyiyim telefondayım, arkadaşımla konuşuyorum birazdan geleceğim." , " Tamam bekliyorum" dedi. Ayak sesleri gittikten sonra hemen öğrencime döndüm. "Asla ama asla bunu yapma. Sen ne tür birşeysin büyücü falan mı?" Kurtulamayacağını anladığında gözlerini uzun süre yumup tekrar açtı. "O kadar profesyonel değilim." Odada bir ileri bir geri yaparken başka bir soru ağzımdan döküldü. " Peki dün bana ne oldu?" Dirseklerini dizilerine yerleştirip yüzünü sıvazladı. "Dün senin üzerinde birşey denedim yanıltma gibi birşey" hemen sözünü kesip "yanıltma büyüsü yani, birde benim üzerimde..." dediğimde sıkılmış bir tavırla tekrar arkasında yaslanmıştı. "Sen ne diyorsan de ve başardım. Seni takip edenleri yanılttım. Daha sonrada bayıldın." Adımlarımı durdurarak vücuduma bakındım. "Ne yani ben büyülü müyüm?" Kahkaha atarak "Hayır sen korkudan bayıldın." Gözlerimi kısarak ona baktığımda gülmesini zorla bastırmaya başladı. Nefesini düzene sokarak "Senin tabirinle büyülü filan değilsin. Ben onlara bunu yaptım. Akıllarında kalanda basit bir rüya"dedi. Bu terimler bana çok karışık geliyordu. Bulunduğum durumdan korksamda korkumun üzerine gidecektim. "Yani benimle ilgili olan ipucunu rüya görmüş sanıyorlar öyle mi?" dediğimde sıkıldığını tekrar belli ederek "Eeevet" dedi. "Onlar kötüyse neden onların yanındasın?" Dudağını tekrar ıslatarak ayağa kalktı. "Bak ben bu işkenceye daha fazla dayanamayacağım" adımları camıma doğru giderken "Dur! Sorularımı yanıtlamazsan bağırırım." Camın önündeyken sinirle arkasını dönüp "Aklındaki saçma soruları yanıtlayacağım ama yeter ki beni şimdi bırak" yanına hızla giderek "Kaçarsan?" dedim. Umursamazca "saat beşte dün gece ki klübün dört sokak aşağısına gelirsen anlatırım." Ani bir sesle kapı çaldığında kapıya yönelip kilidi açtım. Kapıyı araladığımda ise başımı çıkararak "Üzerimi değişip hemen geliyorum."dedim. Kadının konuşmasına fırsat vermeden kapıyı kapattığımda arkamı döndüm ama odamda öğrencimden eser yoktu. Sadece camım açıktı. Bu çocukta beğenmediğim bir hal vardı. Gerçi bu şehirde ondan acayip şeylerin döndüğü apaçık ortadaydı.

         Bir sonraki bölümden ipucu veriyim mi? Merak edenler yorum atsın :). Beni mutlu eden okuyucularıma burdan kocaman öpücükler 😘😘😘😘😘😘❤️❤️❤️❤️

KURT ÇETESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin