16. Bölüm

4.3K 626 61
                                    

Medyada ki müziği dinleyerek pekiştirebilirsiniz.❤️

    Albert gün doğar doğmaz 7 taşa gitmişti. 7 taş; duvarları rutubetten yosun tutmuş, asırlık olmasından mütevellit bazı yerleri çökmüş harabe, taştan yapılmış bir köşktü. Etrafında olan efsuni büyü Bradd ve Bradd'in soyundan başka kimse göremezdi.
Albert hışımla içeri girip Zack'in dibinde bitiverdi. O sırada Zack bir kızın bileğinden tutup "bana bak kızım başarılı olmazsan aç geçireceğin günleri kucaklarsın. Genç kız bitkin, yüzü soluk ve olanlara alışmış bir şekilde "dediğinizi yapacağım efendim" dedi. Yüzünde tek bir yaşama dair mimik kalmamıştı. Kız kendi mahzenine geçerken "Zack, kızın göz altları morarmış. Diego'ya gitse iyi olacak." Zack oturduğu yerden sırıtarak kalktı. "Ne o kuklalara acımaya mı başladın yoksa kardeşim?" Albert başını geriye hafifçe atarak "çürük malı kim ister ki kardeşim!" dediğinde Zack kahkaha atarak Albert'ın omzuna elini koydu. "Canisin! Seni pislik herif" dediğinde Albert gülümseyerek karşılık vermişti. "Sen niye gelmiştin? Kuklalardan birisi mi lazım?" Albert başını sallayarak "daha farklı bir konu var." Zack işin ciddiyetini Albert'ın yüzünden anlayarak "seni dinliyorum." Albert yanında durduğu duvara sırtını dayayarak "sana bir kukladan bahsetmiştim" Zack sözünü keserek "evet, ne zaman getiriyorsun buraya? Daha önce hiç bu kadar oyalanmamıştın" Albert başını sallayarak "ona daha var sorun şu ki Lex onu öldürecek" Zack kaşlarını çatarak onunla kavga etmeni istemiyorum Albert aramız tam anlamıyla düzelmedi. Bırak onun olsun." Albert hışımla yerinden doğrularak "sen ne dediğinin farkında mısın? Burada benim itibarım söz konusu. Onu onlara bırakırsam benim korkak bir zavallı sanacaklar" Albert'ın sesi yüksek çıkmıştı. Zack ise bu çıkışına anlam veremez haldeydi. "Hayır, aramız düzelsin diye küçük bir hediye, diye düşünürler." Albert tüm soğukluğuyla yüzüne bakıyordu. Lucas'ı öldürdüğünü bilmiyordu. "Zack, ben kardeşini öldürdüm." Zack'in kaşları yavaş yavaş çatılırken dişlerinin arasından tıslarcasına "Ne dedin?!" Albert bu sefer sert çıkarak "Lucas'ı öldürdüm" dedi. Zack hızla arkasını dönüp iki eliyle saçlarını geriye tarayarak sessiz kaldı. "Bu çok kötü ve senin tek düşündüğün gururun" sessiz başladığı cümlesini sert bir şekilde bitirmişti. Albert pişman kırıntılarını barındırmayan bir tavırla "olan oldu" dedi. Zack bu tavırlarına dayanamayıp kalktığı sandalyeyi tuttuğu gibi duvara fırlatmıştı. Albert sırtını duvara dayanmış onu izlerken alt dudağını içeriye kıvırıp ıslatırken istifini bozmuyordu. Zack odadan sertçe çıkarken Albert'ta çıkıyordu. Zack mekandan hızla ayrılırken Bradd ise mekana yaklaştı. Albert'ın yanına yaklaşarak "çok kötü bir sorunum var" diye mırıldandı. Albert gülümseyerek "emin ol benim ki kadar değildir ama bak, ben akışına bıraktım" dedi. Dediğine tepki vermeyen Bradd kısa durgunluktan sonra "Zack kısa zamanda bir kukla bulmamı istedi ve bana biri yalvarırken nasıl sert olacağım bilmiyorum." Albert kaşlarını çattığında hızla "hemen sinirlenme Albert kabul edemesemde ben daha yeniyim duygu karmaşasına hakim olamıyorum" dedi. Albert kaşlarını gevşeterek elini sıkıca Bradd'in omzuna attı ve kulağına doğru eğilerek "önce kuklayı seç" dedi ve etrafına bakındı. Birinin olmadığını görünce "onu almaya ikimiz gideriz" diyerek göz kırpmıştı. Bradd'in yüzüne gülümseme yerleşirken Albert "senden birşey isteyeceğim" dedi. Bradd durumun önemli olduğunu Albert'ın yüzündeki sinirden anlayabiliyordu. Başını hafifçe sallayarak ilgisini daha çok ona yöneltti. "Öğretmenini uzun süre gözle. Takip eden birileri var mı ya da daha önce görmediği birsiyle iletişim kuruyor mu bir bak" derken Bradd pis sırıtışıyla lafa girdi. "Yani onu korumamı istiyorsun." Bu cümlesi Albert'ın sinirini bozarak sert bir şekilde bir elini Bradd'in yakasına attı. "Bana bak! Duygularını
aldırmış bir insana böyle imalar yapma. Bir daha yaparsan o kızı kendi ellerimle Lex'e veririm. Bu gurur meselesinden başka birşey değil" Bradd ürkerek ellerini teslimmiş gibi kaldırarak "tamam tamam! Birşey demedim" dedi. Albert sertçe ellerini üzerinden çekerken oradan sinirli suratı ile ayrılmıştı. Bradd ise arkasından yine pis sırıtışlarını yolluyordu.

KURT ÇETESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin