24. Bölüm

2.9K 191 20
                                    

            Canlarım ilk bölümlerden taa nerelere geldik. Sizin sayenizde oldu herşey. İçtenlikle söylüyorum teşekkür ederim🙏🏻. İyiki varsınız.

            Madra, adamın her kadını kendine çekecek bir havasının olduğunu içinden geçiremeden edememişti. "Fazla zamanın yok Madra" diyen Bradd'di. Genç kız başını sallayarak anlatmaya başladı. "O kitabın ne anlattığını bilmek istiyorum." Madra adamın ne diyeceğini merakla bekledi. Kaşlarını havaya kaldırarak Madra'ya bakan adam "bunu neden merak ediyorsun." dedi ama Madra cevap vermeden devam etti.  "Ya da bunu sana neden söyleyeyim?". Madra adamın akıllı olduğunu bu cümlesinden anlayabiliyordu. Gördüğü rüyaların o kitapla bağının olduğunu mu söylemeliydi, yoksa kitabın onun elindeyken bazı yazıların belirdiğini mi? Alacağı cevaplar onu ya feraha erdirecekti ya da daha beter çıkmaza sürükleyecekti. Genç kız boğazını temizleyip "çünkü o kitap bana bazı yazılarını açığa çıkardı." Adam kaşlarını çatıp nasıl böyle birşey olabileceğini düşünüyordu. "Ne yazıyordu peki?" demesinin sebebi gerçekten ona inanmak istemesiydi. "Bir ufuk, bir sevgi" dediğinde adam birazda olsa Madra'ya inanmıştı. "Ne rüyalar görüyorsun peki?" Genç kız hemen hatırlamaya çalışarak "ben bir keresinde babamı görmüştüm ama onun bu kitapla ilgisi olacağını sanmıyorum. Onu sevdiğim için o gözükmüş olabilir." Adam laf kalabalığından sıkılıp "genç bayan biraz acele etmeniz gerek." dedi. Madra başını sallayıp "kısaca anlatıyım aynı rüyanın içinde bana saldıran iri bir kurt vardı. Daha sonra babamı gördüm. Bana oldukça sinirliydi. Son gördüğüm şey ise bileğindeki V harfiydi." Bradd kaşlarını kaldırıp Madra'ya bakarken, adam elini çenesine götürüp düşünmeye başladı. Durumun gerçektende ilerlediğini fark edebiliyordu ve üstelik genç kızın dediği gibi bu ilk rüyasıydı. Belkide daha neler görmüştü. Adam kızın gözlerine bakarak "genç bayan size bir teklifim olacak, bu gün buradan ayrılmayacağım. İsterseniz yarın sakin bir yerde buluşabiliriz. Bradd bize aracı olur. Öyle değil mi Bradd?" Bradd bu emri vaki durumdan hoşlanmasada amcasını kıramazdı. Sadece başını olumlu yönde sallamıştı. Adam oradan ayrılırken Madra Bradd'e döndü. "Kendini beğenmiş gibi duruyor." Bradd gülümseyerek "evet amcam biraz öyledir." dedi. Madra'nın yanakları kızarırken "şey aslından ben öyle demek istemedim." Bradd gülümseyerek "hayır, öyle demek istedin ama sıkıntı yapma bende öyle düşünüyorum." Madra gülerken Bradd gülümsüyordu. O sırada yanlarına gelen Albert "pardon gülüşmenizi bölüyorum ama" dedikten hemen sonra Madra'nın bileğini tutup  arkasından çekmeye başlamıştı. Madra gözlerini ellerine çevirdiğinde aslında tam bilekten tutmuyordu. İki parmağı avucunun içinde, iki parmağıda bileğine denk geliyordu. Baş parmağıda bileğinin arka tarafındaydı. Madra sıcaklığın yanaklarından başlayarak tüm vücuduna yayılmasını engelleyemiyordu. Albert normal adımlar atarken Madra küçük hızlı adımlarla arkasından ilerliyordu. Durdukları yer ise ateşin başında toplanan 8-9 tane çiftin yanıydı. İnsanlar iki çifte şaşkınca bakarken Madra'nın kızarması iki katına çıkmıştı. Şu anda yerin en dibine girmek isterken neden öyle baktıklarını bilmek istiyordu. Bakmalarının gerçek sebebi Albert'ın onlara genç kızın, kurtlar aleminden bihaber olduğunu söylemesinin sebebiydi. Çünkü kızın yanında dönüşmelerini istemiyordu.
       Ateşim etrafında olan kütüklerin bir tanesinede Albert oturdu. Madra da onu takip ederek yanına geçti. Aralarından bir adam "evet Albert bizi kırmayıp geldiğin için teşekkür ederiz." Komutan sadece başını sallamıştı. "Evet hangi hikayeden başlasam..." adamın bir kolu yanındaki sevgilisindeydi. Madra burada ne olduğunu yeni anlıyordu. Düşüncesine göre çiftler burada toplanıp birbirlerine hikaye anlatıyor olmalılardı. Genç bayanın bu sıcak ortam çok hoşuna gitmişti. O sırada Albert elini yavaşça Madra'nın beline doğru attı ve sertçe çekerek kendine iyice yanaştırdı. Genç kızın alnından terler süzülmeye başlarken Albert'a bakmadan "ne yapmaya çalışıyorsun." diye fısıldadı ve yan gözle Albert'a baktı. Bu durumdan dolayı çok eğleniyor gözüküyordu. "Mutlu çift pozları sanırım böyle oluyor." dediğinde pis pis sırıtıyordu. Genç kız önüne döndüğünde kalp atışının göğüs kafesini oynatmasına az kaldığını iyi biliyordu. Elini dikkat çekmeden şakak kemiğine görüp parmak uçlarıyla terini  sildi. Midesine bulantı girsede bu bulantı onu rahatsız etmemişti. Madra'ya ne oluyordu böyle? Sanırım bu kadar cani insanların içinde durmak ona fazla gelmişti. Ya da kabullenemediği başka birşey...
        Albert Madra'ya bakmadan "biraz sakin olmayı dene" dediğinde hala sırıtıyordu. Bu durumda genç bayan kaşlarını çatarak Albert'a bakmıştı. Albert ona baktığını bilsede keyifle sırıtıyordu. Madra'nın fark ettiği başka bir şey vardı. Ona çok yakındı. Her hücresini görebilecek kadar yakın. Çenesinin şekline, dudaklarına, alttan görünen gözlerinin daha güzel oluşuna hayranlıkla bakmaya başlamıştı. Evet yaratanın onu özenle yarattığını çoktan kabul etmişti. Albert bu durumun farkına vararak bakışlarını yukardan aşağıya Madra'ya çevirdi. Gözleri birbirini bulunca Albert bu durumun bozulmasının daha sağlıklı olacağını düşünerek gözlerini Madra'nın boğazından aşağıya kaydırarak, müstehcen yerlere çevirdi. Bunu fark eden genç kız hemen eliyle üstünü düzelterek dirseğiyle hafifçe Albert'a vurdu. İlgisini, sinirlenerek efsaneler anlatan adama çevirdiğinde Albert birbirlerine bakmadan oturmalarının kendi için daha yararlı olacağını düşündü ve oda gözünü anlatıcıya yönlendirdi. Bunu yapmasının asıl sebebi ise anlam dolu bakışmalarında, Madra'ya karşılık vermediğini düşündürmekti. Tabiki de başarılı olmuştu.

KURT ÇETESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin