Birileri tarafından ne kadar kullanılırsanız Madra onların on katı kadar kullanıldığını hissediyordu. Sürü tarafından hayatı boyunca kullanılmayı beklerken şimdi başka biri çıkmıştı karşına. Onlara istediklerini verecek miydi peki? Yoksa kabullenip oradan oraya sürüklenecek miydi?
Lex'in dediği üzere yeni açılan bara vardı. Orada onu herkes tanıyor olacakmış. Madra bunun imkansız olduğunu düşünsede içeriye adımını attığı an herkes onu tanıyormuş gibi selamlamıştı. Oranın üst görevlisine çıkarak ne iş yapacağını sordu. Çünkü Lex burada çalışması ve sürüden aldığı haberleri ona iletmesini söylemişti. Peki ya sürü onu bulduğunda ne yapacaktı? Lex bunu bile bile nasıl olur da onu yem gibi önlerine atardı. Sinirle verilen görevinin başına geçerek bardak silmeye başladı. Madra'nın şu an için aklındaki tek plan ise onları tanıyanlardan bilgi almaktı. Havanın her kararışında insanlar biraz daha kalabalıklaşıyor, onlar kalabalıklaştıkça Madra'nın endişesi biraz daha katlanıyordu. Peki ya bu iğrenç insanlar? Onlardan nasıl korunabilirdi?İşi bitince oradaki üst mertebedeki iri yarı adam kolunu tutup kulağına doğru ilerledi. "Birazdan gelecekler ve ortalıkta fazla dolanma. Onların olmadığı localar servis yaparsın" dediğinde Madra yutkunarak başıyla onayladı. Onun, kafasına göre koluna dokunmasından hoşnut olmayarak elini sertçe çekti. Daha sonra bara giderek istenilen içecekleri taşımaya başladı.
Bir müddet sonra gözleri kapıya aldı. Bir anda baktığı yerde beliren Albert'a bütün ilgisini veremeden edemedi ve servis yaptığı adamın üstüne içkiyi döküvermişti. Adam sinirlenerek ayağa kalkarken Madra'nın kolunu tutarak "ne yaptığını zannediyorsun sen?" diye bağırdı. Yüksek müzik sesini kamufle edebiliyordu. Madra endişeyle "özür dilerim" dediğinde araya giren yetkili kişi adama özürlerini ve yeni olduğuna dair şeyler zırvalıyordu. Madra oradan uzaklaşarak bara yöneldi. İçine girip yere çöktü. Sakin olmaya çalışarak nefes almaya başladı. Ona seslenen diğer garsonu duymadığında iş arkadaşı yanına gelerek sırtını sıvazladı. Arkasını hızla döndüğünde genç erkek garson ona gülümsüyordu. "Sakin ol. Bende ilk zamanlarda öyleydim." dediğinde Madra'yı kolundan tutarak ayağa kaldırdı. Elini uzatarak "ben Colin." dedi. Madra da havada olan eline karşılık vererek "Madra" dedi. Colin gülümseyerek "başka bir şubemizden mi transfer oldun yoksa..." Madra sözünü keserek gülümsedi. "Yeni geldim." Yetkili kişinin gelmesiyle iş yapıyormuş gibi davrandıklarında sessizce gülüşmüştüler. Bir müddet sonra gözünü sürüye yöneltti. Zack hariç hepsi orada oturuyordu. Hatta artık sürüde olmayan Jacy bile. Oturdukları locada gözlerini süzerek Albert'a buldu. Yanındaki kıza gülümsüyordu. Madra'nın ağzı aralandığında elindeki bardağı sıktığının farkında değildi. Kıza gülümsemişti ama o kimseye gülümsemezdi ki? Gözleri kızı bulduğunda sarışın olduğunu fark etti. Bu bahsettikleri ispanyol kızı olmalıydı. Alt dudağını ısırdığında içinde oluşan fırtınanın sebebini kabullenemiyordu. İçinden söylendi ona gülümsedi diye. Colin'in sarsmasıyla kendine geldiğinde "Madra üst odalardan sipariş geldi. Seni oralara göndermek istemem ama garson kız gelsin dediler. Sanırım çift senden memnun kaldı. Bu tür çiftler bahşiş fazla verir. Bir üst katta ki dördüncü odaya götürür müsün?" dediğinde gülümsüyordu. Madra başını sallayarak tepsiyi sıkıca tuttu. Bardan ayrılırken tekrar gözleri Albert'ı buldu. Etrafa bakındığını görünce başını eğerek gizlenmeye çalıştı.
Asansörü kullanmadan merdivenlere yöneldi. Girdiği katta ilerleyip dört numaralı kapıda durdu. Kapısı aralıktı. Yinede tıklamıştı. İçeriden gelen ses "içeriye bırakır mısınız? Banyodayım." dediğinde Madra gözlerini yumup ayağıyla kapıyı itti. Elindeki tepsiyi camın önündeki masaya koyduğu sırada arkasından kapı sesi gelmişti. Hızla arkasını döndüğünde üzerine içki döktüğü adam olduğunu fark etti. "Banyodayım?" diyerek ona soru yönelttiğinde adam sırıtarak "içeriye başka türlü girmezdin güzelim." dedi. Madra hızla kapıya yönelsede adam kapının önünden çekilmiyordu. Pis gülüşlü adamı iteklemeye çalıştığında adam Madra'yı belinden tutup duvara sertçe yasladı. "Bırak beni aşağılık herif. Bana zarar verdiğini duyarlarsa hem dayak yer hemde atılırsın." dediğinde adam gülerek kulağına doğru eğildi. "Buna değersin." diyerek Madra'yı yatağa fırlatmıştı. Madra hemen ayağa kalkacaktı ki adam üzerine çıkıp bileklerinden tuttu ve başının üzerinden yatağa sabitledi. Madra debelenirken gücünün azaldığını anlayarak bağırmaya başlamıştı. Adam boğazına öpücük kondururken "bağırman beni daha cezbediyor" dediğinde farklı bir ses odaya güneş gibi doğmuştu. "Peki ya bu seni cezbeder mi?" Tekmeyi karnına yiyen adam yatağın diğer tarafına savrulurken Madra nefes nefese Albert ile göz göze geldi. Albert genç kızın bileğinden tutarak kendine çekti. Daha sonra arkasına iterek yerden kalkan adama ilerledi. Boğazından tutup ayağa kaldırdığında bağırarak "peki bu cezbeder mi?" tekrar yüzüne yumruğunu indirmişti. Adamın yüzü dağıldığında boğazını bıraktı ve yere yığılmasına neden oldu. "Kahretsin neden tek seferde bayılırlar ki" kurtluğunun vermiş olduğu güçle hiç bir zaman zevk alarak dövememişti kimseyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT ÇETESİ
FantasyTüyleri o kadar parlaktı ki değil çamurlu, topraklı yolda bile yürümemiş gibiydi. Rüzgar, kürkünün arasından her geçtiğinde sanki en pahalı saç kremlerini kullanıyormuş gibi ahenkle sallanıyordu. Baktıkça bacaklarım titriyor hırladıkça nefesim kesil...