14. Bölüm

5.4K 750 34
                                    

Yazardan...

Hangi kelimeler anlatabilirdi bu durumu? Hangi kişiler kurtarabilirdi onu bu durumdan? Hangi yanlış kaderi seçmişti peki? Onu bulmuştu. Soğuk kanlılığı artık genç öğretmenin gözünde arsızlığa dönüyordu. Ona bağırıp çağırıp olan biteni ailesine anlatmalı mıydı? Peki buraya gelecek cesareti gösteren biri ailesinede kolaylıkla zarar veremez miydi? Anne babası ondan herhangi bir cevap beklerken en doğru cevabı verebilecek miydi? Karşısında dalga geçercesine oturan adam neden artık almıyordu canını? Neden hemen öldürmek yerine can çekiştiriyordu ona? Korkuyor muydu , sıkılıyor muydu , karanlık tarafa mı düşüyordu peki? Öylesine kayıp gidiyor muydu hayalleri elinden? Bu kadar kolay mıydı bir insanın hayatıyla oynamak? Peki ya kolay mıydı hayallerinden hemen vazgeçmek? Ona yakışır mıydı?
     "Bizi yalnız bırakır mısınız?" Gözünü komutandan ayırmadan anne babasına emredercesine konuşmuştu. Babası kulağına eğilerek "ne karar verirsen onu desteklerim" demişti. Gözlerini yumarak kendini daha cesur hissetmişti. Bir babanın sözü kızına dünyaya hakim olacak gücü verebilirdi.
Anne ve babası mutfağa geçtiklerinde Madra dişlerinin arasından tıslarcasına "senin burada ne işin var lanet herif!" Ses desibelini yüksek tutmadan vurgu yapmıştı. Bu zamana kadar sert olan duruşunu bozan komutan ayağa kalkarken dudağının kenarını yukarıya kıvırmıştı. "Beni duydun" Madra sinirini dizginleyerek gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. "Gerçek amacın ne?" Komutan kaşlarını kaldırıp cama doğru yürüdü. Ellerini arkasında birleştirip "benden kaçtığın gibi geri döneceksin" Madra boynunu yere eğerek sesindeki hüznü gizlemeye çalıştı. "Yeter artık! Anlamıyor musun? Bu yaptıkların bir kız için çok fazla. Ben o kız gibi olmak istemiyorum." Boynunu kaldırıp hızla komutanın yanına gitti. Komutan yavaşça ona döndüğünde Madra arkasında duran elini kendine çekerek iki elinin arasına aldı. "Ben o kız gibi olmak istemiyorum" artık içinde tuttuğu yaşlarını yavaşça bırakmıştı. Komutan Madra'nın yüzüne hiç bir mimiğini değişmeden bakıyordu. Bir müddet sonra elini Madradan alıp yanağına götürdü. Akan göz yaşını baş parmağıyla silip elini çekti. Parmağındaki göz yaşını ona göstererek "tamda istediğim kıvamdayken mi bunu istiyorsun?" Yüzündeki alaycı gülümseme Madra da ters tepki yapmıştı. Komutanın eline vurarak "Bunu bedelini ödeyeceksin! Sana yemin ediyorum ki ödeyeceksin!" Madra'nın sert sözleri komutanı kıkırdatırken Madra mutfağa ilerleyecekken "ben senin yerinde olsam bunu yapmazdım." Madra göz yaşlarını silerek "Anne baba buraya gelebilirsiniz." Komutan kaşları çatık ona bakarken anne babasının içeriye girmesiyle duruşunu normalleştirdi. "Buraya sizi 1-2 saatliğinede olsa görmeye geldim. Sonuçta yarın okul var." Komutan hafifçe bir kaşını yukarıya kaldırarak ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyordu. "Albert'ta buraya benden önce gelerek sürpriz yapmak istemiş." Anne ve babası gülümseyerek "gitmene üzülüyoruz ama bir sorun yoksa çok mutluyuz." Annesinin bu cümleleri onu derinden yaralasada elinden birşey gelmiyordu.
               Gitme vakti kendini havanın kararmasıyla belirttiğinde valizini alarak kapıya yönelmişti. Albert konuşmalarından sonra evden ayrılmıştı böylece ailesiyle daha rahat konuşabilmişti. Onlara anlatmayı denesede yapamamıştı. 2 saat için geldiği eski evi için bir valiz fazlaydı. Ama onun için de, Albert'ın valizi olduğunu ve iş görüşmesi için gittiği ülkeden buraya geldiğini açıklamıştı. Ailesiyle hüzünlü vedalaşmanın ardından taksiyle hava alanına gitmişti. Tam inecekken yolun diğer tarafında bekleyen komutanın onu izlediğini farketti. Bu tür davranışlarından hoşnutsuz aşağıya inerek yanına sinirle gitti. "Yine ne oldu?" Komutan hiç istifini bozmadan yaslandığı arabadan kendini çekerek "biz sevgili değil miyiz? Birlikte gidebiliriz bence" dedi. Alaycı tavrı Madra'nın sinir hormonlarını yükseltsede sakin cevap vermişti. "Hiç gerek yok." Komutan gülümsemesini koruyarak kaşlarını hafifçe kaldırıp başıyla onayladı. Üzerine fazla gittiğini düşünerek dediğini bu seferlik yaptırmayacaktı. Eliyle dalgalı saçlarını karıştırarak tekrar sırtını arabaya yasladı. Madra gözlerini ondan zorla alarak yola atladı. Karşı yoldan gelen arabayı son anda fark eden Madra'yı komutan sert bir şekilde kendine çekerek felaketi önlemişti. Hızlı atan kalp atışları nefesini keserken komutana korkuyla bakarken ne kadar rahat oluşunu aldırmıyordu bile. Ellerini Madra'dan çeken komutan elindeki çubukla uğraşırken oldukça sakin bir şekilde "bir daha böyle dikkatsiz davranıp oyunumu bozma. Sakın!" Son kelimesini yüzüne bakarak sert bir dille anlatmıştı. Genç kız yaşadığı olaya mı yoksa komutanın hain planlarına mı üzülecekti? Yaşadıkları ona travma olarak geri dönerken bedeni sert zemini bulmuştu.

KURT ÇETESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin