Bölüm 19

3.1K 525 41
                                    

Rutubetten yosunlaşmış merdivene ilk adımını attığında sarsılsada demirden destek alarak toparlamıştı. Arkasında beliren bir iteklemeyle irkilerek durdu. "Hadi artık çok oyalanıyorsun. Kitabı al ve hiç bir yere uğramadan çık burdan" Bradd sitem dolu cümleleri sarf ederek aşağıya hızlaca indi. Bu kaygan yerden ustalıkla inişi buralara hakim oluşunu belli ediyordu. Adımlarını sağlam basarak zemine indi. Kulağına dolan müzik sesi gerginliğini biraz daha azaltmıştı. Bu müzik ona oldukça samimi geliyordu. Küçükken babasının bıkana kadar dinlediği müzikti bu. Rahatlamak için gülümseyerek müziği mırıldanmaya başladı. Aynı zamanda elini duvara dayayarak, duvarda lambanın düğmesini aradı. Elleri duvarda, hem ilerleyip hemde gezinirken gözlerini kısarak Bradd'in arkasından bakmaya çalıştı. O Bradd bu karanlıkta nasıl hızla gözden kaybolmuştu anlam veremezken eli düz duvarda çıkıntıya takılmıştı. Fazla korkmuyordu çünkü kime yaklaşırsa uzaklaşacaktı. Tedirgin olmadan  eliyle tekrar çıkıntıyı yokladı ama bu bir lamba değildi. Bir kapının yeriydi ve üstelik müzik tamda buradan geliyordu. Kapı kolunu çabuk bulmasıyla yavaşça aşağıya çekti. Hafif aralandığında tek gözüyle içeriye baktı. Gözleri yavaşça büyürken yanaklarının yandığını hissediyordu. İçerisi spor salonundan farkı olmayan bir yerdi. Madra Albert'ı terden üzerine yapışan kolsuz sweetten kurtulmaya çalışırken yakalamıştı. Tshirtünün dibinden iki eli ile yukarıya kaldırarak çıkartmıştı. Daha sonra sweeti avucunun içinde top haline getirerek tek eli ile bir yere fırlatmıştı. Hemen altında bulunduğu barfiks demirlerine tutundu. Ve kendini yukarıya hızla çekmeye başladı. 1-2-3-...-7-8-9 Madra'nın dudağı alta doğru çoktan sarkmıştı. Albert'ın vücudunu utançla izliyordu. Birbiriyle uyumlu kasları kendini her yukarı çekişinde uyumla yukarıya kalkıp aşağıya iniyorlardı. Yüzü Madra'ya dönük olsada onu tabikide göremiyordu. Madra'nın daldığı sıra kapıya gelen sert darbeyle kapı hızla açıldı. Madra korkudan ne yapacağını bilemeyip olduğu yerde pörlemiş gözleri ile kala kaldı. Bradd elini Madra'nın başının üstünden kapının kenarına dayayıp bir ayağını da diğer ayağına doladı. Madra'nın korkudan omuzları yukarıya kabarmışken başı biraz aşağıya inikti. Bradd zarf atarcasına "dostum ne kadarda cazibeli görünüyorsun öyle değil mi?" Madra'nın oyalanması onu haddinden fazla sinirlendirmişti. Albert anlamsız gözlerle aşağıya inip "hala kızlardan hoşlandığını söyle bana" Bradd Madra'ya olan tepkisinden dolayı abartılı gülerek "tabiki de kızlar tercihim, sadece seni böyle bir kız görse saatlerce seni izlerdi öyle değil mi?" Bradd dişlerini sıkışını belli etmeden konuşuyordu. Albert anlamaya çalışır gözlerle ona bakarken "sen iyi misin?" dedi. Albert onlara doğru iki adım atmıştı ki "neyse salla sabahtan beri Jacy beni arıyor. Açmıyorum ama ısrarla aramaya devam ediyor. Sanırım bir sorunu var. Onu arayacağım." Albert masadan havlu alarak ensesini silip tekrar aldığı yere bıraktı. Daha sonra arkasını dönerek oraya bağlı olan diğer odaya girdi. Bradd elini yaslandığı yerden çekerek Madra'ya baktı. "Hemen buradan dışarıya çıkıyorsun" Madra, haklı olduğunu biliyordu. Onu dinlemeden hemen yakınında gördüğü eski kitaplığa yürümüştü. Albert'ın spor yaptığı yerden gelen az ışık ona yetiyordu. Bradd ışığı yakarak duvara dayandı. Kollarını bağlayarak gözlerini devirdi. Madra kitabın nasıl birşey olduğunu bilmesede aramaya devam ediyordu. Üzerinde sadece kehanete dair herhangi bir yazı olan kitap olsa bile alıp gitmeyi düşünüyordu. Dolabın açık kısmına baktıktan sonra bulamaması ile alt kapaklarını açmıştı. Kitaplar burada yan yana değil üst üste diziliydi. Yavaş hareketlerle tek tek kitaplara bakıyordu. Çünkü eski dolap, tahtalarının yıprandığını belli eden sesler çıkarıyordu. Madra tek tek bakınırken gözüne takılan kadifeyle kaplanmış ve rengi bordo olan kitaba baktı. Elindekini bırakıp onu almak için üzerindeki dört kitabı indirerek eline aldı. Eliyle üzerindeki tozu silerek kapağında herhangi bir yazı aradı ama hiç birşey bulamamıştı. Kapağını açtığında sayfalarına bakındı yine birşey bulamayınca Bradd'e döndü. "Niye buraya boş bir kitap koydunuz." Bradd dizlerini yere koymadan ayaklarının üzerine çöktü. "o senin ilgileneceğin bir kitap değildir. Üzerinden fazla geçmemiş bir kehaneti anlatıyormuş." Madra kaşlarını kaldırarak bakışlarını kitaba çevirdi. "Peki neden hiç birşey yazmıyor?" Bradd söylemekle söylemek arasında kalarak ensesini sıvazladı. "O senin tabirinle büyülü ama korkma zararı yok sadece ne zaman yazılarını belli ediyor bilmiyorum. İçeriğini nereden biliyorsun dersende yazılara denk gelenler oldu oradan biliyorum." Madra'nın gözleri açılmıştı. Artık eskisi gibi bu tür tabirlerden o kadarda korkmuyordu. Kitaba bakarak ayağa kalktı. Bradd'de ayağa tekrar kalkarak etrafı kolaçan etti ve ona doğru yanaştı. "Onu alabilir miyim?"  Bradd gözlerini sert bir şekilde Madra'ya çevirip "tabikide hayır" dedi. Madra "lütfen hiç bir zarar gelmeyecek ona söz veriyorum" Bradd umursamazca başını salladığında, Madra "alacağım!" diye bağırdı. Bradd'de aynı ses tonu ile yeniledi "Hayır!"

KURT ÇETESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin