Ayakta Duran Ölü Adam (Harry Styles FanFic.)

23. Bölüm

Şimdiden uyarmalıyım sanırım. Bu bölümde cinsel içerikli noktalar var. Uyarı zaten var, rahatsız olan oradan sonrasını okumaz. Zaten çok açık değil, bu tarz şeyler yazmayı sevmiyorum. Gidişat için gerekliydi. İyi okumalar.

Kahvaltı boyunca sessiz kaldık. Birkaç yiyecek bir şeyler temin etmeyi başarmıştık. Harry telefonunu kullanmayı pek istemiyordu, sadece birkaç kere Ava'yı aramıştı. Koltukta oturup bozuk televizyona bakıyordum. Daha sonra olacaklarla ilgili beyin fırtınası yapmaya başladım. Bencil davranmadan bir çözüm aramaya başladım ama yeterince soğukkanlı yaklaşamıyorum. Acaba yurt dışına mı gitmeliyiz? Hayatımın bundan sonra her zamankinden daha zor olacağını düşününce yüzümü buruşturdum.

Harry yanıma oturmadan önce mutfakta birkaç işini halletti. Uzun süredir burada birilerinin olmadığı belliydi. Tavanın bazı köşelerinde örümcek ağları vardı ve birçok şey eskimişti. Televizyonu çalıştırmaya çalıştığımda çalışmamıştı, duvarlardan bazıları nemliydi ama düzene sokulsa huzur içinde yaşanabilecek bir yerdi.

Harry bana uzandı ve kollarını belime sardı. Başını boynuma gömerken saçları etimi gıdıkladı. Ben de ona sarıldım. Birkaç sorum vardı? Onca zaman boyunca neredeydi, neden hala o adamın yanında, ona karşı kullanabileceği şey ne... Hiçbirini soramıyordum çünkü ne tepki vereceğini bilmiyordum. Yine de bir kere şansımı denemeye karar verdim, şu an huzurlu görünüyordu.

''Harry,'' dedim. Doğruldu, bana bakarken gülümsedi. Dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdiğim anda gözlerimi izleyen bakışları dudaklarıma kaydı. ''Böyle yapma.'' dedi. Konuyu dağıtmak istemiyordum ama dediği şey üzerine utandım. Muhtemelen beni tekrar öpmek istiyordu. Alt dudağını dişleri arasına aldı ve geriye yaslanıp bana bakmaya devam etti.

''Ben bir şey soracaktım.'' Tekrar konuya devam ettim. ''Harry, o adamın senin hakkında bildiği veya elindeki şey ne?'' diye sordum hızlıca. Gözlerine bakmamaya çalışıyordum.

Kafasını yavaşça sağa sola salladı ve koyunu omzuma atıp beni kendine çekti. Başım göğsüne temas ettiği an kendine has kokusunu içime çektim. ''Umursama.'' dedi. Sesindeki sakinlik gerçekten rahatsız ediciydi. Biraz daha açıklayıcı konuşmasını beklerdim.

''Ama artık benden bir şeyleri gizleme.'' dedim. Kollarımdan destek alarak kendimi ondan uzaklaştırdım. Aramıza biraz mesafe koymalıydım ki buzlarını aşmayı başarsın. Artık benden bir şeyleri saklamaması lazımdı ama hala inatla bunu yapıyordu.

''Sana seni üzecek şeyler söylemek istemiyorum.'' dedi. Söylememesinin daha çok üzdüğünün farkında değildi.

Kollarımı göğsümde birleştirdim. Anlatması için inat edecektim, neler olduğunu öğrenmeyi gerçekten istiyordum. ''Anlatmadığın şeyleri anlatmadığın zamanlarda senin ne kadar suçsuz olduğunu ölçemiyorum. Her yarım bıraktığın bilgi senden biraz korkmaya başlıyorum.'' Yüz ifadesinin adınında değişmesini izledim. Aramızda oluşturduğum mesafeyi bir hareketle kapattı.

''Korkuyor musun?'' Sesindeki gerginlik çok iyi anlaşılıyordu. Yanıma yaklaştığı kadar ondan uzaklaştım.

''Bilmediğin şeylerden korkarsın, Harry.'' diye cevapladım onu. ''Senin geçmişinde bilmediğim bu kadar kötü şey varken daha fazlası olmadığını nereden bilebilirim.'' Şaşkınlıkla bana bakıyordu. Haklı olduğum sonucuna vardım. Bilmediğim ve bilmekten hoşnut olmayacağım bir şeyler vardı. Yalan düşündüğünü biliyordum. ''Sana sadece bir gün veriyorum Harry.'' dedim ve ayağa kalktım. ''Yarın bana bütün bilmediklerimi sırasıyla anlatacaksın." diyerek onu uyardım.

Kendimi yatak odasına giden koridora yönlendirdim. Tam salondan dışarı birkaç adım atıp ilerlemiştim ki bir bedene çarptım. Orta yaşlı top sakallı bir adam benim tişörtümden tutup geldiğim yere sürükledi. İçeri girdiğimizde Harry'nin şaşkın bakışları eşliğinde ayağa kalkışını izledi. Adama doğru yürüdü ve tehditler bir tavırla "Bırak onu!" diye bağırdı. Beni iteklediğinde dengemi kaybettim ve yere düştüm. Adamın arkasında bir kız vardı ve daha gerisinde iki adam daha duruyordu. Onların koruma olduğunu düşündüm. Öndekine göre daha iri yarı görünüyorlardı. Harry'den yardım alıp ayaklarımın üzerinde dikeldim.