''Bu nasıl sence?'' dedim diz kapaklarımın üzerinde biten elbiseyi askısıyla birlikte üzerime tutarken.
Grace bir saniyeliğine telefondan gözlerini alarak siyah elbiseye baktı.
''Çok klişe.''
Derin bir nefes verirken çok da derin olmayan dolabımı karıştırmaya devam ettim. İçinden kırmızı bir elbiseyi çekip aldım.
''Bu?''
Yeniden gözlerini kaldırarak elbiseye baktı. Düz kırmızı elbiseyi görünce hafifçe gülümsedi ve telefonunu yanına bırakarak ayağa kalktı.
''Ay, bu çok güzelmiş.''
Gülümsememi saklamadan elbiseyi özenlice yatağın üzerine bıraktım. Göz ucuyla saate baktığımda tam olarak iki olduğunu gördüm.
''N'aber kızlar?''
Grace ile aynı anda kapının girişinde duvara yaslanmış Edd'e baktık.
''Karakola uğradım. Pek bir gelişme yok ama olay yerinde yanık bir kibrit bulunduğunu söylüyorlar. Yani daha önceden bulunmuş, şimdi incelemeye gönderdim. Sonuç bir haftaya çıkar.'' Ellerini ceplerine yerleştirerek bize doğru birkaç adım attı.
''Otur makyajını yapacağım.'' dedi Grace makyaj masasının önünde pembe koltuğu işaret ederken.
Biraz allık, eyeliner ve rujun ardından kıyafetimi alarak giymek için tuvalete girdim. Saçlarımı kenarlardan tutturarak uçlarını dalgalandırmak için maşa yaptım.
Tuvaletten çıktığımda Edd telefonunu çıkarmış yatağıma uzanmış bir şekilde karıştırıyordu. Grace ise makyaj malzemelerimi karıştırıyordu.
''Ben hazırım.'' dedim aynanın önüne doğru ilerlerken.
Saçlarımı tek omzumun üzerinde topladım. Kapının çaldığını duyar duymaz beyaz çantamı alarak beyaz ayakkabılarımı giydim.
''Evimi dağıtmayın!'' diyerek arkamda kalan Ed ve Grace'i uyararak merdivenlerden aşağıya indim.
Kapının kolunu kavradım ve kapıyı açtım.
''Vay be, seni tanıdığımdan beri ilk kez bu kadar iyi giyinmişsin.''
Alay mı ediyordu, yoksa iltifat mı ediyordu pek anlamamıştım ama önemsemedim. Aslında normalde olsa içinde sanat olan hiçbir şeyi kaçırmama ama bu sefer oraya Harry ile gideceğim için kabul etmiştim. Yalnız gitmek istemedi çünkü ne sanatı severdi ne de gezmeyi.
Dün giydiği kıyafetlerinin aynısı vardı üzerinde. Acaba her gün aynı tişötü mü giyiyor, yoksa birbirinin aynısı birkaç tişörtü mü var? Hep aynı tişörtü giyerse ter kokmaz mı? Belki de yıkıyordur. O yıkamıyordur, çamaşır makinesi yıkıyordur. Harry neden çamaşır yıkasın ki?
Siyah bir arabaya binene kadar ikimizde hiçbir şey konuşmadık. Daha snra içimden ona Edd'den bahsetmek geldi. Ama sonra neden Edd'i merak etsin ki diye düşündüm. Daha onu bir kere bile görmemişti sonuçta. Zaten gördüğünde merak etse soracaktı. O yüzden sessiz kalmaya devam ettim. Saçma bir şey söyleyip beni terslemesinden korkuyordum. Aslında bir süredir beni terslemiyordu ama bunun sevişmemizden kaynaklandığını düşünüyorum. Hala bu konuda utandığımı biliyor olmalıydı.
''O erkek kimdi?'' diye sordu bir anda.
''Erkek?''
''Odanın penceresindeki. Sevgilin mi?''
''Sence sevgilim tanımadığı bir adamla bir yere gitmeme izin verir mi? Değil. Çocukluk arkadaşım.''
Gözlerini yoldan ayırmadan başını salladı. Alt dudağını dişlemeden önce kırmızı dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi. Arabayı park alanına park alanına doğru sürdü. Boş yer bulmak için park yerinde bir tur attık. En sonunda kırmızı yeni model bir arabanın yanına park etti.
Galeriye doğru yürürken eli arada sırada beni yönlendirebilmek için sırtıma değiyordu.
Genç bir adam bize doğru yaklaştığında Harry'nin eli belimde yerini almıştı. Adam Harry'nin elini sıktıktan sonra bana dönerek gülümsedi.
''Merhaba, ben Mitchell.''
İyi huylu birine benziyordu. Yapılı, iri bir vücudu vardı. Kaşları çok da olmasada inceydi ve aynı saçları gibi siyahtı. Koyu renk gözleri dikkatle bakılmadığı sürece siyah gibi görünüyordu. Fakat çok koyu renkli bir kahverengiydi. Yeni tıraş olduğu belliydi. Üzerine giydiği takım elbise iri vücuduna fazlasıyla yakışmıştı.
''Merhaba, ben de Shaina.''
Elimi bırakmak yerine tutmaya devam etti. Bana bakarak içten bir şekilde gülümsüyordu. Hipnotize olmuş gibiydi. Kafasını sallayarak kendini toparladı ve elimi bırakarak cebine yerleştirdi.
''Siz birlikte misiniz? Yani çıkıyor musunuz?''
''Yok, çık-'' Harry sözümü devam ettirmeme izin vermeden araya girdi. Artık eli belimde değil sertçe kolumu sıkıyordu.
''Evet, çıkıyoruz.''
''Vay canına. Harry'nin asla biriyle çıkacağını düşünemezdim. Çok şanslısın Shaina. Harry kabuğunun altında çok iyi bir insandır.''
Yaşlı bir kadının ona doğru yaklaştığını fark edince yanımızdan izin isteyerek ayrıldı. Harry'e döndüğümde kolumu sıkmayı bırakmıştı.
''Biz ne zamandan beri çıkıyoruz?''
''Çıktığımızı kim söyledi?'' dedi biraz ilerisinde duran resme bakarken.
''Az önce söyledin ya.''
Cevap vermek yerine uzun parmaklarını resmin üzerinde gezdirdi. Tuvalin pürüzlü dokusundan işaret parmağını çektikten sonra pantolonun üzerine sildi.
''Cevap versene.''
''Çıkıyoruz dedim, ne var bunda?''
Çıkmak göreceli bir kavramdı. Kimisine biriyle çıkmak havalı gelirken bana çok saçma bir şeydi. Eğer birine aşıksan onunla çıkmak saçma olurdu. Çıkmak, sevgili olmak aşk gerektirmezdi. Bence bu yüzden fazlasıyla gereksizdi. Ama Harry'nin bunların ikisi de geçerli değildi. Harry birini sevmiş olsa bile onunla çıkacak kadar normal biri değildi. O kendine bir koza yapmıştı. Belki de Mitchell'in dediği gibi kabuğunun altında iyi bir insandı. Ama malesef ki hala o yüzünü görememiştim.
''Neden?''
Bir de işin o yüzü vardı. Neden bunu söylemişti? Kıskanmış olması ihtimalini düşünmüyordum bile.
''Mitchell iyi biri değildir, binlerce kızla yatmıştır o hayvan.''
''Buna inanmamı mı bekliyorsun? Adamın melek gibi bir yü-'' Bir kere daha sözümü kesti.
''Kıskandım, oldu mu?''
Tek kelime daha etmeden geldiğimiz yerden içeriye yeni giren insan kalabalığını aşarak çıktı. Ve bu benim onun arkasından ikinci kere gidişini izleyişim oldu...
Uzun olmuş mu? Olmamış demi :d Yarın yb eklicem ama bu sefer valla eklicem tamam vurmayın. Tamam skdkasd.
Neyse bu bölüm Yagmur_aksoy'a :3 İki bölüm önce yorum yaptın ama iyi ve kötü yorum yaptığın için teşekkürler ^^ Sırf senin için yazıyorum hikayeyi hiç yazasım gelmiyo :P
Neyse siz votelayın beni ben de yb yazayım belki bugün de paylaşabilirim (ya da paylaşamam) kesin değil yani^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayakta Duran Ölü Adam (Harry Styles FanFic.)
Hayran KurguOnu seviyorum, ama sevmemem lazım. O kimseyi sevmez. Ölü biri o, ayakta duran ölü biri. © Tüm Hakları Saklıdır. Kapak Tasarım: @BuzullardakiDeve