Biçimsiz kaşları olan orta yaşlı başkomiser biraz sevinçli bir ifadeyle polise bakmaya başladı. Yüzü yeri izleyen Harry'den biraz büyük sarı saçlı bir genç elinde kelepçeyle iki polisin onu sürüklemesiyle içeriye girdi. Soruşturma odasına doğru devam ederken bana bakarak gülümsedi.
''Nasıl bu kadar kolay bulundu?'' diye sordum.
''Barda kavga çıkarmış, biri polisleri çağırınca yakayı ele vermiş oldu.'' dedi önümde duran ve benden bira daha uzun olan kahverengi saçları olan polis.
Başkomiser benden izin isteyip soruşturma odasına doğru ilerledi.
Yaklaşık bir gün gibi geçen 45 dakikanın ardından sarı saçlı genç soruşturma odasından yanında aynı polislerle ayrıldı. Başkomiser yüzünde söyleyeceği şeyin beni de mutlu edebileceği bir gülümsemeyle odadan çıktı. Şu sıralar normal düşünemiyordum. Harry o iğrenç kokan yerdeydi. İyi ki oraya giren ben değildim, yoksa oradan çıktığım gibi bir psikoloğa gitmem gerekecekti.
Başkomiser önümde durup ellerini kot pantolonunun dar ceplerine yerleştirdi. ''Sevgilin birazdan burada olur.''
''Sevgilim değil.''
Sevinmek yerine söyediği söz üzerine bir anda savunmaya geçtim. O benim sevgilim değildi ki olacakmış gibi de görünmüyor. Dediğim gibi çıkmak, sevgili olmak veya bunun gibi şeyler fazla saçma. Aşkın bunları kabul edeceğini sanmıyorum. Aşk kalple ilgilidir, çıkmaksa sadece göstermeliktir.
''Onun için bu kadar üzülünce ben de sandım ki...''
''Hayır, çıkmıyoruz. Bu saçma olurdu.''
Harry üzerine konuşmak, özellikle de bunu babam yaşındaki bir adamla yapmak çok saçmaydı. Ona düşündüğüm şeyleri söyleyemezdim. Utanırdım.
''Neyse, önemli değil. Birazdan burada olur.''
Yanımdan uzaklaştığında Edd'in nerede olduğunu görbilmek bulunduğum odada etrafıma bakındım. Dosyalarla uğraşan ve telefonla konuşan birkaç polis dışında odada kimse yoktu. Bir bedenin sırtıma yaslandığını hissettiğimde küçük bir çığlık attım. İki iri kol belime dolandığında kafamı çevirip bana sarılan kişiye baktım. Kıvırcık saçlar yüzümü gıdıkladığında bu kişinin Harry olduğunu anladım.
''Bu iğrenç.'' diye bir inleme duyduğumuzda Harry benden ayrıldı.
Edd'in uzun bedeni arkamızda dikilmişti. İnsanların girip çıktığı kapıya yaslanarak kollarını göğsünün altında birleştirmişti. Kaşları çatıktı ve yüzü neredeyse limon kadar sarıydı.
''New York'a geri döneceğim, Ve sen de benimle geliyorsun.''
''Hayır, tabi ki de gelmiyorum.'' diye çıkıştım Harry'den uzaklaşıp Edd'e doğru iki adım atarken. ''Burada bir hayatım var, Seninle gelmek istemiyorum.''
Yaslandığı kapı iskeletinden ayrılarak bana doğru ilerledi. Kollarını vücudunun iki yanından sallarken konuşmak için ağzını açtı: ''Onun için kalıyorsun burada, değil mi?''
Harry'den bahsettiğinin farkındaydım. Belki onun için kalıyordum ama bundan ben bile emin değildim. Az önce de söylediğim gibi burada bir hayatım vardı, bir anlık bir kararla burayı bırakamazdım. Hem Edd yıllardır tanıdığım biri olsa da benim kararlarıma karşı çıkmış olması ona olan bakış açımı kesinlikle değiştirmişti.
''Hayır, sadece buradaki hayatımı bırakmak istemiyorum.''
''Benimle alay etme. Onu seviyorsun ve bunun için benimle gelmek istemiyorsun.''
''Evet! Hem senin dediğin gibi hem de ukala biriyle yaşamak gibi bir düşüncem yok!''
Harry'nin kolundan tutarak onu dışarıya doğru sürükledim. Kapının önünde duran sarı taksiye doğru hızla yürümeye devam ettim. Buraya Edd'in arabasıyla gelmiştim ve dönebileceğim bir aracım yoktu. Bu yüzden tek seçeneğim taksiydi.
Sarı araca binerek Harry'nin de binmesi için ona baktım.
''Eğer şimdi çekip gidersen arkadaşının seninle bir daha konuşacağını sanmıyorum.'' dedi arabaya binmek yerine.
''Eğer onun yanına gidersem senin benimle bir daha konuşacağını sanmıyorum ve emin ol, sen ondan daha önemlisin. Şimdi bin şu lanet arabaya.''
Bundan sonra uzun yazıp iki günde bir yazacağım, şimdi neden geç geldi demeyin lütfen birkaç problemim vardı ama bundan sonra daha düzenli olacak. Artık saçmalamaya başladığımı düşünüyorum ve bu fikir gelmediğinden. Eğer siz bana yardımcı olursanız hikaye uzar ama onun dışında sadece aklıma gelen şeyleri yazabilirim ki bu hiyeyle ilgili aklımda çok fazla fikir gelmemeye başladı. Sınır yok ama 20 oya yb atmam haberiniz olsun ^^
*Yb'ün kısa olmasının nedeni sizi daha fazla bekletmek istemememden kaynaklanıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayakta Duran Ölü Adam (Harry Styles FanFic.)
FanficOnu seviyorum, ama sevmemem lazım. O kimseyi sevmez. Ölü biri o, ayakta duran ölü biri. © Tüm Hakları Saklıdır. Kapak Tasarım: @BuzullardakiDeve