''Gerçekten sensin.'' dedim ellerimi omuzlarında tutarak ona bakarken.
En son Vegas'a gittiğinden beri onu görmemiştim. Edd benim çocukluk arkadaşımdı ve en son burada komşu olmuştuk. Oysa ki o üniversiteye gittiğinde onunla gelebileceğimi söylemiştim ama o bunu kabul etmemişti. En sonunda bir komser olduğunu biliyordum. Ve şu an da büyük ihtimalle yıllık izinindeydi.
''Shaina görmeyeli kilo almışsın.'' dedi izin almadan içeriye geçerken.
''Çok teşekkürler.''
Sadece benimle uğraşıyordu, bu yüzden fazlalıklarım üzerinde fazla durmayacağım.
Aslında o buraya gelene kadar pek de fazla onu bu kadar özlediğimin farkında değildim. Her zamanki gibi krem rengi ceketlerinden birini giymişti ve çok da uzun olmayan saçlarının önünü havaya kaldırmıştı. Hafif bir sakalı vardı ama çoğu zaman bebek poposu gibi temiz bir teni olurdu. Uzun bacaklarını sarmalayan koyu renki bir pantolon giymişti. Altına giydiği krem rengine yakın gömleği diğer kîyafetleriyle bir uyum sağlamıştı. Güzel bir adamdı. Biçimli kaşları ve kalemle çizilmiş gibi gözleri vardı. Annesine fazlasıyla benziyordu. Zaten babasına benzemek istemezdi. Onu çok küçükken terk etmişti ve bir kere daha onu arayıp sormamıştı. Benden dokuz ay büyüktü, babası onu terk ettiğinde ben iki aylıkmışım. Yani annem öyle söylemişti.
Koltuğa otururken elindeki bordo renkli dosyayı diğer koltuğa fırlattı.
''Ne var onun içinde?'' diye sordum.
''Vegas'taki kumarhanenin ve bir de sizin yangının raporları.'' dedi ceketini çıkartmak için ayağa kalkacağı sırada. ''Arabada bırakacaktım ama dünya insanı çok meraklı.''
''Yani, yangının nedeni neymiş?''
''Söylenenin veya düşünülenin aksine bir trafo patlaması veya devrilen bir mum değilmiş.'' dedi. Kafasını hafifçe sallayarak konuşuyordu. Bu da onun garip huylarından biri. ''Kasıtlı yapılmış.''
''Sen ciddi misin?'' diye sordum dosyayı elime almak için hızlı adımlarla koltuğa yaklaşırken.
''Birkaç kibrit atılmış ve otopsi raporunda annenin ve babanın vücudundan uyuşturucu çıkmış.''
''Bu yüzden mi uyuya kaldılar?''
''Uyuşturucu uyku yapmaz ama ilk kullanımda uyku yapabilir.'' dedi.
''Ama neden ailen uyuşturucu kullansın ki? Bu çok saçma.''
''Sana katılmıyorum. Uyuşturucu sadece damar yoluyla değil, hap şeklinde de kullanılıyor. Eğer içeceklerine veya yemeklerine katıldıysa.''
Sessiz kaldım. Daha sonra bunu neden bu kadar uzun zaman bilmediğimi düşündüm. Eğer bu bir cinayetse bu konu üzerinde durulmadığı için annemim ve babamın katili şu an sokakta özgürce dolaşabiliyordu. Rahatça...
''Neden bunu o zaman öğrenmedim?''
''Yangının birçok doğal nedeni olur. Trafo patlamıştır, mum devrilmiştir, çocuk kibritle oynamıştır... Üzerinde durmamak ve uğraşmamak daha kolaydır.''
''Bu bir cinayet! Nasıl uğraşmamak daha kolaydır?''
''Bu olayı ben aldım işte. Hem bir haftalık iznimi, hem de bu olayı açıklamak için geldim.''
Tam ağzımı yeniden açacağım sırada kapı çaldı. Hiçbir şey söylemeden kapıya bakmak için hareketlendim. Koyu kahverengi kapının kolunu çevirerek kendime doğru çektim. Aralık kalan yerden Harry'nin yüzünü gördüğümde kapıyı tamamen açtım.
''Hey, selam.''
''Selam ''
Az önce yaşadığım küçük çaplı sinir krizi dün gece Harry'le olanları bana tamamen unutturmuştu. Sadece o anda çok savunmasızdı ve sığınacak yer olarak da bacaklarımın arasını seçmişti. Bekaretimi ona vermiş olmam içimde biraz da olsun pişmanlığa neden olacağımı düşünürken bunun bir gramını bile hissetmemiştim. Burada böyle şeyler normal karşılanırdı. Lindsay, Grace ve Grave'in çoğu arkadaşı sex bar veya kulüp, her neyse ona bile gitmişlerdi.
Dikkatimi yeniden Harry'ye verdiğimde istemeden de olsa görünüşünü incelemeye başladım.
Dar siyah renkli bir kot giymişti ve üzerine her zamankinin aksine beyaz renkli bir tişört. Kollarını yukarıya doğru kıvırmıştı ve dövmeleri net bir şekilde gözüküyordu. Saçları dağılmıştı, bugün düzeltmediği belliydi. Dudakları haddinden daha kırmızıydı. Bunun nedeni ya her zamankinden daha soğuk hava ya da... Siz biliyorsunuz işte.
''Bugün bir arkadaşım aradı ve bir resim sergisi olduğunu söyledi... Eğer istersem gidebilirmişim... Şey...'' Yüzünün kızardığını görebiliyordum. Ayrıca kelimeleri zorlukla söylediğini de.
''Benimle gelmek ister misin?'' diye sorabildi sonunda.
Gülümserken kafamı salladım ve tabii ki, dedim.
Kısa olduğunun farkındayım ve beklentiyi karşılayamıyorum ama gerçekten ilham perilerim yok. Kısa sürede kendimi toparlayıp yeniden geleceğim. Sadece iki gün bölüm biriktireceğim. O kadar iki gün sonunda gerçekten uzun bir bölümle karşılaşacaksınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayakta Duran Ölü Adam (Harry Styles FanFic.)
FanfictionOnu seviyorum, ama sevmemem lazım. O kimseyi sevmez. Ölü biri o, ayakta duran ölü biri. © Tüm Hakları Saklıdır. Kapak Tasarım: @BuzullardakiDeve