♤1♤

5.9K 378 33
                                    


Ağustos son sıcaklarıyla şehri esaretinde tutsa da, yaklaşmakta olan akşamda eylül serinliği kendini hissettiriyordu.
Gün batımına karşı kapadığı gözlerinde gök yüzünün kızılını hala görüyor gibiydi.
Beklediği yolcunun treninin keskin ıslığı on dakika uzaktan geldiğini haber veriyordu.
İstasyon kaçıncı defa karışmaya hazırdı. Zaten buna alışkın gibiydi. Memurların yüzündeki aynılık, ellerinin çabukluğu bu alışkanlığın yıllardır sürdüğünün ispatıydı.
Dakikalardır oturduğu bankta son kez gerindi. Yanında getirdiği pankarttaki isme baktı. " Do KyungSoo " . Küçük mü yazmıştı , biraz daha mı büyük yazsaydı ? Bu kaçıncı tereddütüydü ? Pankartı açıp beklediğinin kendisini bulmasını umdu.
Detroit'ten Chicago'ya kadar trenle gelmek de ilginç bir fikirdi. Belki de kendisinin uçak yolculuğunu tercih etmesi tren yolculuğunu ilginç kılıyordu. Bu ilginçlik beklediği yolcuyu daha çok merak etmesine ve daha çok heyecanlanmasına neden oluyordu.
Uzun yolun yorgunluğu ile ağır ve gürültüyle duran trenin açılan vagon kapılarında dolandı gözleri. Daha önce internette görüntülü görüşmüşlerdi. Bulduğu sosyal medya hesaplarındaki fotoğraflarından da neye benzediğini biliyordu. Yine de ilk defa yüz yüze görüşecek olmaları, ilk defa ailesinden başka biriyle kalacak olması ve bir süredir bu sıkıcı tren istasyonununda bekliyor oluşu onu geriyordu. Huyunu suyunu bilmediği,  üniversite okumaya geldiğini söyleyen birini sırf yemek yapmasını biliyor diye evine kabul etmişti. Annesinin saydığı saçma ihtimalleri nedense artan gerginliği ile mantıklı bulmaya başlamıştı.
Beklediği kişi psikopat olabilirdi, katil ya da hırsız olabilirdi. En kötüsü ise yemek yapmayı bildiği konusunda kandırmış olabilirdi. Diğerleri neyse idi de yemek konusu .. Bu hassasiyetinin suçlusu annesiydi ki yıllardır dışarda yemek yemesine izin vermediği için artık istese bile ev dışında ve tek başına yemek yiyemiyordu. Sorun şu ki yemek yapmak konusunda mutfağı yakabilecek kadar beceriksizdi. Hayır hayır.  Yazar abartmıyordu. Lise yıllarında annesi evde yokken davet ettiği arkadaşları ile bir şeyler yemek istemişlerdi. Tek yapması gereken annesinin önceden yapmış olduğu yemekleri ısıtmak iken ocak alev almış bir şekilde başka yerlere sıçramış özetle mutfak kullanılamaz hale gelmişti.
Annesinin giderken üç basamaklı sayıya ulaşan tembihlerinin tekrarı ile gözü arkada kalsa da babasının , onun artık yirmili yaşlarda bir yetişkin olduğu desteği ile yanında yer alması, Kore'ye dönmek istememesi ısrarı ve Chicago'da kalmasında etkili olmuştu. Kendisi için buradaki evlerini satmamışlardı. Zaten bir işi vardı. Ve arabası. Üstelik motoru.
Babası da arabasını götürmemiş satış işlemlerini kendisine bırakmıştı. Her ne kadar artık kendi ayakları üzerinde duracak olsa da , apar topar gitmelerine üzülmüştü. Anne ve babası,  büyükbabasından kalma kırsal evinde sade bir hayat sürmek istemişlerdi. Annesinin her işinde olduğu gibi yeni yaşamında hevesli ve heyecanlı oluşu ile kısa zamanda Kore'ye taşınmışlardı. Kendisi de bir çok yere ev arkadaşı ilanında bulunmuştu. Do KyungSoo ile üniversitenin öğrenci paylaşımları kısmına verdiği ilan sayesinde tanışmıştı. Bir insan, internet üzerinden bir kaç sınırlı görüşme ile ne kadar tanınabilirse o kadar tanıyordu KyungSoo'yu. Bir süredir tutmakta olduğu pankart ile kolu uyuşmuştu. Ama hala ona doğru gelen kimse yoktu. Yolcuların çoğu inmişti. Trenin kendisine en uzak vagonundan inen orta boylu bir genç valizini çekerek tren boyunca kendisine doğru yelkovan hızında geliyordu. Sırt çantası ve yavaşlığı ile tam bir kaplumbağaya benziyordu. Tren istasyonununda değil de kumsalda dalgalar eşliğinde yürüyor gibiydi. Sinirlenmesi gerekirken kahkaha atma isteği büyüyordu.  Beklenenin halindeki gamsızlık günlerdir artan gerginliğini dağıtı vermişti. Buluşmayı hızlandırmak için ona doğru koştu.

"Merhaba KyungSoo, ben Jongin. "

Yeni ev arkadaşının hareketleri kadar yavaş ve donuk bakışları ile annesinin saçma ihtimalleri zihninde tekrar sıralandı.
Ev arkadaşı psikopat, katil, hırsız olabilirdi.  En kötüsü ise yemek yapmayı bildiği konusunda kandırmış olabilirdi.

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Yessı minnadesu ¤•¤

İlk bölümümüz hayırlı uğurlu olsun ☆~☆
Bu hikaye daha çok slice of life tarzında olacak yani KaiSoo'nun günlük yaşamından kesitler içerecek  ☆~☆
O yüzden belli bir olay yok ●~●
Önemli olan KaiSoo ♡°♡
Gerisi teferruat :")

Medyada, hikayedeki genel KaiSoo profilini görmektesiniz ♡,~,♡
Her hali güzel bunların yaww ♡,~,♡
Asi sıtayl KaiSoo çok hoj
♡,~,♡

Yeni bölümlerde görüşmek üzere Jane minna ^^

Başkent ChicagoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin