♤23♤

2.9K 259 41
                                    

"Neden banyo yapmayı üşeniyorsun?"

Bal özlü sabunla yeterince köpürttüğü lifi önündeki küvette başını dizine yaslayıp kolları bacaklarının etrafında iki büklüm olmuş adamın sırtında fazla sert olmayan gelgitlerle gezdirirken sordu.

" Sanırım ıslanmayı sevmiyorum."

" Yüzmeyi de mi?"

" Hayır. Yüzmeyi severim. Ama banyo yapmayı küçüklüğümden beri sevmiyorum."

" Ama banyo iyidir."

" Ama sevmiyorum. Mecbur kalmasam.."

" Tamam anladım devam etme.
Acıtmıyorum değil mi?"

" Hayır o kadar yavaş ve yumuşak ki uykum geldi."

" Ama bu şekilde uyuyamazsın."

" KyungSoo! "

" Söyle."

" Seni seviyorum."

Genç kızararak başını eğdiğinde diğerinin birbirine dolanmış kollarını çözdü.

" Kollarını da liflemem lazım."

" Ama bu alışkanlık yapabilir."

" Nasıl? "

" Beni her defasında sen banyo yaptırmak zorunda kalabilirsin."

Jongin elinden omzuna lifle inip çıkan ıslanmış bileği öptü.

" Bu sorun olur mu?"

" Hayır."

" Birlikte yapsak peki?!"

" Bu iyi değil. İkimiz için de."

Jongin kollarını küvetin kenarında bağdaşlayıp başını yaslamışken gülümseyerek diğerini izliyordu.

" Salona da çadır kurmaya ne dersin?"

" İyi derim."

Gencin utangaç bakışları kendininkilerden kaçışırken duyduğu sesle irkildi.

" KyungSoo kapı çalıyor sanki."

" Beklediğin biri var mı?"

" Hayır yok."

" Belki postadır. Ben bakayım, sen devam et koca bebek."

"Senin koca bebeğin!"

KyungSoo ardınca gelen sese gülerek kapıya ulaştığında ilk defa karşılaştığı sima ile kabinin ansızın daralmasına anlam veremedi.

Omzundan göğsüne kadar inen kızıl saçlarını vurgulayan beyaz teni ve kendisininki kadar şaşkın mavi gözleri tedirgince onu süzerken kendisine sunulan mecburi gülümsemeye aynıyla karşılık verdi.

" Jongin?!"

Genç kadının tereddütle kesilen sorusuna karşılık kenara çekildi ve içeriyi işaret etti.

" Evde."

Kadın tereddütlü sesinin aksine emin adımlarla salona geçtiğinde KyungSoo da karşısına oturdu.
Kadının, ıslanmış kıyafetlerinde göz gezdirmesi üzerine aniden ayağa kalktı.

" Jongin'i çağırayım."

"Siz?!"

Kadına kendisini tanıtmadığını farkedince duraksadı. Ama zaten kadın da kendisini tanıtmamıştı.

" Gelen kimmiş birtanem?"

KyungSoo Jongin'in içerden yükselen sesi ile paniklese de kadının hala üzerinde gezinen sorgucu bakışlarından kendi dillerini bilmediğini farkedince rahatladı.

"Seni soran bir kadın.
Müsaitsen salona gel birtanem."

KyungSoo ilk defa kendi dilinin emniyetinde hissetmişti yabancının anlamaz bakışları altında.
Kimsenin bilmediği engin bir bilgiye sahip olmak gibiydi ve bu bilmişliğin  verdiği hazla kadının yavaş yavaş çatılan kaşlarının karşısında tekrar seslendi.

" Geliyor musun birtanem?"

" Geldim."

Sesinden sonra gelen Jongin, kendisini görünce ayaklanıp kendisine doğru hızlıca adımlayan kadını elinin keskin bir işaretiyle durdurdu.

" Neden geldin?"

Jongin'in sorusuna kadın kadar şaşıran KyungSoo diğerinin kendi dillerini bildiğini anlayınca kızarmış, sorunun altında yatan nefret ve hesap soruş ile bakışları solmuştu.


~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Yessı minnadesu ¤•¤

Sağ köşeden kucak dolusu Jagiya'lar efenim *-*

Sanırım tüm depresyonlarımızın, boğulmuşluklarımızın nedeni bu..

Bundan kurtulmanın yolu ise çok basit. ..

Meselenin farkındasınızdır umarım  ●~●


Başkent ChicagoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin