Başkent Chicago

♤28♤

Pazar sabahına gözlerini açtığında saat dokuza gelmesine rağmen gün yeterince aydınlık değildi.
Camlarına vuran rüzgâr sağanak yağışı haber veriyordu.
Başını biraz sola eğdiğinde göğsüne yaslanmış uyuyan gencin saçlarından aralık kalan kısımdan geniş beyaz alnını görebiliyordu.
Kolunun biri karnında yumru halindeyken, diğer kolu bedeninin altında kalmıştı.
Muhtemelen o kol şuan uyuşmuştu.
Daha önce bir kez her şeyiyle keşfettiği narin bedeni ters çevirip uyuşan kolu serbest bıraktı.
Tişörtünün kolları omzuna kadar kıvrılmış beyaz tenini iyice ortaya çıkarmıştı.
Biraz daha yakından baksa göğsünü görebilirdi.
Dağınık saçları yastığına yayılmışken, yüzü gibi şişmiş olan dudakları ve henüz farkettiği tişörtünün eteklerinin kıvrılarak açıkta bıraktığı beyaz teni ona dair arzular uyandırıyordu kalbinde.
İlk defa ondan önce uyanmıştı.
Belki de ilk defa o geç kalmıştı uyanmak için. .
Gölün kıyısında arabanın farlarının ışığı ile geceye kadar oturdukları kumsalda diğerinin üşütmüş olabileceğinden endişelenip elini alnına yasladı.
Ateşi yoktu.
Ama onu hareket ettirdiği halde uyanmamıştı.

O an KyungSoo'nun eli hareketlenerek tişörtünün altından karnını kaşımış ve uyumaya devam etmişti.
Jongin iyice aralanan beyaz tene yaklaşıp usulca öptü.
KyungSoo'nun yüzüne baktığında kaşları biraz kımıldasa  da uyanma emaresi göstermiyordu.
Kalbinde onun için tutuşan arzuyla
tüysüz teninin yumuşaklığını tekrar tekrar dudaklarında hissetti.

" Jongin. ."

Diğerinin derin fısıltı halinde  ismini sayıklaması ile başını kaldırıp ona baktı.
Titreşen kirpikleri ve kıvrılan ayak parmak uçları onu daha fazla hissetmek istemesine sebep oluyordu.
Ama evlerinde bir yabancı varken KyungSoo'nun buna razı olup olamayacağından emin değildi.
Tişörtün uçlarını üzülerek indirip beyaz teni örttü. Tişörtünün üzerinden karnına belirgin bir öpücük kondurup, bir öpücük de açıkta kalan omzuna bıraktı.
Kıvrılmış sol elini ellerinin arasına alıp parmaklarını ve parmak uçlarını okşadı.
Tırnakları çok derinden kesilmişti.
Pembe tırnaklarının ucunda çizgi halindeki kızarıklık bu kanısını onaylıyordu.
Avuçlarını birbirine yasladığında tenleri arasındaki farka bir parça içerlese de ellerinin uyumu sanki KyungSoo'nun kendisi için yaratılmış olduğu hissini uyandırıyordu.
Sanki o sevsin diye yaratılmıştı.
Bu hisle ona sarılmak her bir santimini öpmek istedi.
Parmaklarını birleştirip demet haline gelen yuvarlak parmak uçlarına öpücükler kondurdu.

Parmaklarını okşarken diğerinin aralık gözleri ile kendisini izlediğini farkedince yakalanmış olmanın verdiği utançla bakışlarını kaçırdı.

" Günaydın sevgilim. "

KyungSoo'nun sabahın yeni uyanmışlığı ile daha da derinleşen sesi onda güçlükle bastırdığı arzuları yeniden harekete geçiriyordu.

" Günaydın birtanem. "

" Kahvaltı hazırlamalıyım."

Jongin KyungSoo'nun alnındaki saçları parmakları ile geriye tarayarak alnında açtığı yere öpücük kondurup yatakta doğruldu.

"Bu defa kahvaltı benden.
Sen duş al."

" Kokuyor muyum?"

" Evet. "

KyungSoo burnunu tişörtünden içeri sokup kesik kesik nefes aldı.

" O kadar kötü mü? "

" Hayır.  Marmelat kokuyorsun."

Jongin elini önceki gün marmelatın döküldüğü yere, göbeğinin biraz yukarısına   götürdü.

"Burada hala marmelat tadı var."

KyungSoo kıpkırmızı kesilmiş yüzü ile battaniyeyi kafasına kadar çekip ayaklarıyla Jongin'i yataktan iteledi.

" Çıktığımda kahvaltım hazır olsun."

" Baş üstüne sevgilim."

Jongin gülerek yataktan kalkıp odadaki banyoda elini yüzünü yıkadıktan sonra ayaklarını parke zeminde sürüyerek mutfağa gittiğinde, KyungSoo battaniyeyi başından sıyırdı.

" Demekki gerçekten beni o şekilde öpmüş."

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Yessı minnadesu 😊

Sağ köşenin orta yerinden kucak dolusu Jagiya'lar efenim 😊

Bugün bir kısa film izledim
KaDi için yazmak istedim.
Ama
More Than Orange 
fic.ine benzemesinden çekindiğim için vazgeçtim.
Ama KaDi için yazmak istediğim ben de çok güzel KaDi hisleri uyandıran başka bir kısa film var. .
Günün birinde onu yazacağım. .
Uyarlama değil. .

Yeni bölümlerde görüşmek üzere 😉
Jane minna 😊
Jagiya kalınız efem 😈