5- Karar Verilmesi Gereken Yollar

12.6K 953 42
                                    


Allak bullak olmuş vaziyette eve döndüğüm de ne düşüneceğimi, ne karar vereceğimi hiç bilmiyordum. Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki, hiçbir anlam verememiştim. O eve gittiğim de kesinlikle bir iş teklifi alacağımı düşünmüyordum. Bu benim için büyük bir sürpriz olmuştu. Bu yüzden hala mantıklı düşünemeyecek kadar olayın şokundaydım. Belki de şuanda kendime bu kadar yüklenmeden, kendimi biraz daha toparladığım da bu konuyu düşünmeliydim.

Bu düşüncemi hayata geçirmek için mutfağa geçip Kaan'ın en son geldiğinde aldığı meyvelerden bir tabak hazırladım. Önce küçük balkonuma çıkıp biraz nefes almak istemiştim ama güneş olanca ışınlarını balkonuma yönelttiğinden bundan hemen vazgeçip kendimi oturma odama ikinci el olan koltuğuma attım. Bu evdeki birçok şey ikinci eldi. Yenilerini alacak kadar param yoktu, bu yüzden bazılarını spotçudan almış, bazılarını da Kaan evlerinde kullanmadıkları eşyalardan getirerek döşemiştik. Bunları düşünürken elime telefonumu alıp amaçsızca uygulamalara girip çıkarken aklıma kardeşim düşmüştü. Birkaç gündür konuşmadığımız fikri de zihnimde yerini alınca kafamı dağıtmak için yapılacak şey belli olmuştu. Yiğit ile 10 dakikayı geçkin bir süre konuşmuş ve biraz da olsa rahatlamıştım. Bu rahatlamayı da kaçış bilip mutfağa atıştırmalık bir şeyler hazırlamaya geçmiştim. Meyve yemek her ne kadar diğer insanları tıkasa da ben de böyle bir etki oluşturamıyordu. Daha çok acıkmama sebep veriyordu. Bu yüzden dudaklarıma bir şarkı yerleştirip düşünceleri geriye itip yemek hazırlamaya koyuldum. Böylesi çok daha güzel olmuştu.

***

Ah düşünmeyecektim değil mi? Bütün gece gözüme bir gram uyku girmemiş, düşüncelerimle kendime savaş açmıştım. Ben düşünmeyeceğim dedikçe o kendini başka ifadelerle karşıma çıkartıp durmuştu. Düşündüğüm onca şeyi sonunda toparlamış ve basite indirgeyerek iki yol çıkartmıştım önüme.

Öncelikle eğer Aslı'nın psikoloğu olacak olursam ki bu yoldan gitmek tehlikeliydi. Şöyle ki; benim bir cinsel taciz olayıyla çalışabilecek kadar yeterliliğim yoktu. Bunun için süpervizyon almalıydım ki, bunu kimden alacağımı bilmiyordum. Diğer türlü kendi başıma hareket edersem Aslı'nın durumunu çok daha kötü yapabilirdim. Bir de dünkü konuşmalardan anladığım en iyi şey Aslı'nın ruhsal yardımı kabul etmemesiydi ki bununla birlikte iş iyice zorlaşıyordu. Bunların yanında bir de Aslı'yı ilk gördüğüm andan dün Zehra Hanım ile Mehmet beyin anlatmalarına kadar olan sürede, ona çok üzülmüş ve kendime yakın hissetmiştim. Bu durum da profesyonelliği tamamen bozuyordu. Bir de Ömer vardı. Ondan etkilenmiştim ve eğer Aslı danışanım olursa ona yaklaşmam da etik sorunlar doğuruyordu. Bu birinci yolu düşündüğüm de kesinlikle o işi kabul edemezdim.

İkinci yol da ise psikologluk kimliğimi bir kenara bırakıp Zehra hanımın da dediği gibi onunla bir arkadaşlık ilişkisi kurmak ve profesyonel bir ruh sağlığı yardımı almasını sağlamaktı. Bu yolu seçersem galiba teklifi kabul edebilirdim. Ama yine de ne kadar sağlıklı olduğuna karar veremediğim için emin olamıyordum.

Dün geceden beri bunları düşünüyor, hangi yolu seçeceğimi bir türlü bilmiyordum. Sıkıntılı bir nefes verip yataktan kalktıktan sonra elimi yüzümü yıkamış ve evin içinde öğlen saatine kadar zombi gibi dolaşıp durmuştum. Öğlenden sonra da koltuğa kıvrılıp daha fazla uykusuzluğa dayanamayan bedenim kendini uykuya teslim etti.

Gözlerimden yaşlar boşanarak uyandığımda ağzımdan da bir hıçkırık kaçmıştı. Yattığım yerde toparlanıp göz yaşlarımı silmeye çalışırken, yerini hemen bir diğeri alıyor ve yaptığım bu işlem başarısızlıkla sonuçlanıyordu. Uzun zamandır rüyalarıma konuk olmayan annem bugün beni şu iki saatlik uykuda yakalamıştı. Rüyamı tam hatırlayamasam da her zaman ki gibi iyi başlayan rüyam, sonunda annemin gitmesi ve babamın beni annemle göndermemesi ile kabusa dönüyordu. Rüyanın ağırlığı ve anne özlemi ile bir süre ağladıktan sonra ancak kendimi toparlayabilmiştim.

AYDINLIĞA HİCRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin