Ayşe yavaş yavaş kendine gelirken, iki adet Emine hemşirenin, el feneri elinde göz bebeklerini taradığını farketti.
Gülümsüyorlar
Ikisi birden
"Hoşgeldin canıımm..."
Işığı kapattı kadın.
Doğrulmaya çalıştı, oda feci dönüyordu.
Altı kafa birden üstüne eğilip kollarına yapıştılar... geri yatırdılar
"Sakın kalkayım deme!"
Yattı yeniden
Tunç,Mehmet ve hemşire üçü birden kollarına yapıştılar.
"Nasıl hissediyorsun?"
O lacivertleri bu kadar yakından görünce,nabzı hızlanmıştı...
Emine hanım tansiyon aletini koluna bağlamış ölçmekteydi
Kıza döndü acele
"Ne?"
" fazla Yükselmiş..."
Rahatladı sonra
Neden yükseldiği hemen anlaşılmıştı ...
Mehmet,avcuyla başını kavradı sabitledi.başparmağını alnında gezdirdi
Tunç yaklaştı,saçlarını çekti yüzünden.
"Ayşe ,korkuttun be asker..."
Gözü Mehmet e kaymıştı.
Bir saat doğrulamasına izin verilmeden tüm vücudu detaylıca tarandı.
"Herşey düzgün görünüyor..kırık çatlak yok.."
Ancak ondan sonra kalkıp oturmasına izin verildi.
Ensesini ovarak,bir yandan da kolunu kontrol ediyordu
Mehmet ensesindeki buzu kaldırıp ön koluna yapıştırdı.
Kolunu omuzdan hareket ettirdi, açtı kapadı.Acı dayanılmaz değildi....
Kol yardımsız hareket ediyor. ,şükür...
"Kıpırdama asker..."
Mehmet komutan,kızın eline uzanan Tunç üsteğmenin bileğini yakalayıp mani oldu.
Sıkılmış dişleri arasından gergince emretti.
"Tunç,derse dön üsteğmenim..."
"Komutanım..."
"Git ,ben ilgilenirim...
"Emredersiniz."
Oğlan çıkarken tekrar özür dilemişti.
Kız başını önüne eğiverince ikisi de tuttular kollarını
"Miden mi bulanıyor?"
"Yok ama başım..."
Silkeledi iki yana.
"Geçer şimdi."
"Sıkı uçmuşsun....yat biraz istersen...Boynun ağrıyacak bir süre."
"Iyiyim ben,iyiyim....Tunç komutanım azbiraz insana vurur gibi vuraydı iyiydi de....geçti neyse..."
Mehmet oldukça rahatlamış olarak sırıttı.
Gamzeleri aklını karıştırdı.......
Yüzünü yakından inceledi.
Terini sildi.
Yüzünden birşey anlamak olanaksızdı
"yemeğe kadar dinlen"
Kadına döndü
"Emine hanım.Bu asker emrime karşı gelmeye kalkarsa akşama en büyük şırıngamla gelicem ,ikinizin de haberi olsun...kendi bilir artık."
Tehdidini savurup giderken kadın bir kahkaha savurmuştu.
"Basüstüne komutanım"
.................................
Akşam yardımla yemeğe geldi.
Herkes durumuna bakmaya geliyordu.
Birçok tanımadığı adam ,kadın gelip iyi dileklerde bulunmuşlardı.
Dövüş duyulmuştu anlaşılan.
Komutanı ciddi şekilde zorlamış olan kadın askeri görmeye gelen gelene....
Masada çevresi arkadaşlarıyla sarılı oturmaktaydı
Yemeğini Neslihan getirdi
" Afiyet olsun canım.."
Onun da dudağı yarık..
Herkesin yüzü gözü şişmişti.
Kızın boynu hala ağrıyor, esnetti usul usul.
"Bi baktım ,uçuyosun kızım..."
"Havada gördük bi anda..ama sıkı dövüştün haa...bence Tunç üsteğmen de beklemiyordu."
Aysun yemeğiyle gelip , yamacına ilişti. Beyaz teninde kırmızı izler, kanamış yaralar..
Yanağı desen mos mor...
"Sana ne oldu Ay yüzlü?"
Üzgünce gülümseyerek Bakıştılar
"Tırmaklarıyla bütün vücudumu çizdi ..."
" lanet olsun Vefa da . ..."
"Yok yok..... ,Vefa olaydı keşke...."
Saadet teğmen ...
" Ben seni Vefa yla rakip biliyordum."
"Öyleydi de sen bayılınca ödümüz patladı, sedyeye yatırdılar hemen .Vefa da bi ucunu tutunca ben eşsiz kaldım. acele çıkardılar seni.
Biz derse devam ettik.
Saadet teğmen in gönlü razı gelmedi sağolsun...
Yavuz a olan hırsını benden çıkardı .
Bi ara tepeme oturup boğazımı bi sıktı ,dedim bu beni öldürüp sevgilisini geri alacak"...
Boğazındaki parmak izlerini gösterdi
Ileriki bir masada başbaşa oturmuş, yemeklerine eğilmiş kadınları işaret etti.
İştahsızca tırtıkladılar önlerindekileri, ikisi de zorla yutuyorlardı.
Tunç geldi tekrar
"Iyimisin asker?"
"Eh....eliniz pek hafifmiş komutanım."
"Aman iyi ol ..Kafamı koparttırma benim."
Yavuz bitti tepelerinde ansızın...
"Bakayım asker iyi oldunmu...ben ...?"
Aysun u farketti birden bire..
" Sana ne oldu...o.."Ayşe bayılınca onunla ilgilenmekten kendi sarı papatyasını toparlayamamıştı.
Gözleri boynuna kitlendi ,lafını unutu verdi .
Yüzünü yarık dudağını inceledi ,yumrukları sıkıldı.
Ilerde oturmakta olan kadınlar dikilmiş bu tarafı süzmekteydiler.
Çenesini yakalayıp kaldırdı.
"Kalk çabuk...."
Şaşkın sarışın kalkıverdi.
"Dışarı!"
Komutanı başıyla dışarıyı işaret edip ,Ayşe'ye odaklanmıştı
"Nasılsın?"
Elinde omzuna tuttuğu buz torbasıyla gülümsedi kız...
"Buna da şükür ."
"Kolun kalkıyormu?"
"Hareket ediyor ,yırtık yok..."
"Yorma bir süre...rapor yazılacak...hafif koşu dışında hiç bir eğitime katılmıyorsun..."
Başını salladı
"Gidin siz komutanım, iyiyim ben..."
Başını çevirip uzaklaştı hemen
Acele acele kapıdan çıkan adamın ardından baktı...
Uğur ve Mehmet geldiler o çıkarken..
Mehmet derhal tepesinde bitti, kolunu tutup kaldırdı.
"Daha iyisin"
Yine yüreği teklemiş ,yanakları pembeleşmişti.
Her sefer dengesi bozulmasa ne olur sanki.
"Ağrımıyor artık..."
"Yırtık yok" ...
"Biliyorum..."
Vefa da tam o sırada geldi .endişeliydi yüzü.
Ilgisinin hala devam ettiği belli
"Geçmiş olsun ...biraz çalışalım boş vakitlerde...göğüs göğüse mücadele teknikleri öğrenmen gerekiyor."
"Aaa...olur tabi...bir kaç numara öğrensem fena olmayacak...."
Mehmet hemen müdahale etmişti.Sert sesini duyunca sus pus oldular.
"Toparlayınca ben başlatacağım onu derslere..."
Kıza baktı
"Ihtiyacın olduğu belli oldu,ciddiye alalım yol yakınken... tehlikede kalma."
Gözü Vefa da.
Delikanlı ayaklandı...
Selam verip
Ayrıldı.
Komutan masaya oturdu,yerleşti yanına ...çayı geldi önüne....
Çayı kızın önüne doğru itti...
"İç çocuk..."
Eğildi kimseye sezdirmeden, kulağına sokuldu.dirsekleri masaya dayalı..
Beni öldürmeye çalışıyor...
Kolları dirseklere kadar sıvalı.
Güneş'te bronzlaşmış kalın kollarına ,biçimli ve kabasaba parmaklarına dikili kaldı gözleri
Tek hamlede ,bir adamı öldürebilecek güçte parmaklar...
Oysa ona tüy gibi dokunmaya özen gösteriyordu.
Kalbi çarptı deli gibi..
Herşeyi güzel.
Derken duydu soylediklerini
"Benim güçlü askerim...Daha da güçlen...benden sonra da hayatta kal ...Sapasağlam".
Büyük elini aralarına, kızın ensesine uzatıp gezdirdi.
Ayşe'nin bütün tüyleri ayağa dikildi
Ayyy...
Sonra
Son sözcükleri algıladı birden
"Sizden sonra da ne?,,,"
Elini indiren komutan
"Eğitimin bittiğinde.....Zehir gibisin asker,daha da iyi ol istiyorum..Cesaretin inanılmaz..."
Ayşe titremeye başladı ...elinde değildi...
Mehmet in farkettiğini de anlamıştı ama kendini tutamıyordu.
Konuşmanın" benim askerim" kısmında kalmıştı o hala....
Şimdiye kadar ondan işitmiş olduğu en güzel sözcükler...
Göğsü kabardı gururla...
"Tamam..."
Gözü ikisinde takılı kalmış olan iki kadına baktı .Elinde çaylarla Aziz ve Ersin yanaşmıştı masalarına..Vardar da geldi ...
Bekarları toplamışlar etraflarına.
Çayları ayaklarına geliyor.....
Ben de olsam bu kadar şımartılmaya,rakip dişi tutmam etrafımda...
Derken ,garip bir şey oldu
Tuhaf bir şekilde ,kadınlar çabucak toparlanıp kalktılar masadan..
Yemekleri alel acele bıraktırılıp uzaklaştırıldılar.
Vardar komutan ikisini de birer kolundan yakalayıp ite ite kapıdan çıkarmıştı....
Kızların gözü birbirlerine takıldı...
Mehmet devam ederken Ayşe ona odaklandı.
"Bu ikisini...dert etmene gerek yok artık...Zaten yerleri burası değildi..."
İçini çekti.
"Neyse... Netice ....Henüz hiç biriniz gerçek çatışma görmediniz,orda herşey farklı olacak...Hiçbişeyin geri dönüşü yok orda...Çok yetenekli savaşçılar bile bazen şansla ayakta kalırlar.Öyle beceri kazanmalısın ki,terörist seni değil görmek ,hissetmemeli bile.....Kuşunlar sana değmemeli... Bomba patladığı vakit sen ordan çoktan uzaklaşmış olmalısın,anladın mı beni?.....endişemi..."
Nefesi değişmişti...
"Çalışalım olur...."
"Akşamları.."
"Akşamları..."
Başını sallanınca komutanı güldü.
Çok güzel adamdı
Çok
O lapis taşından gözleri...
Gamzeleri belirdi....
Düzgün beyaz dişler...
Dudaklar..
Önüne döndü acele...
Dayanamayacağını hissetmişti....
....................
Yavuz komutan her zamanki mola yerine ulaşıp Aysun u tutana kadar ki yolu nasıl aldığını bilmiyordu.Kızı orada merdivenlerde bi başına oturur bulduğunda hızla kollarına aldı.
"Gel buraya.."
Kaşları çatık.
Koltuk altlarını yakalayıp canını yakmadan kucakladı
Boynuna asılınca da baldırlarını kavradı
Sarı kız alnını omuzuna dayamıştı.sımsıkı tuttu eve götürdü... Verandaya çıkıp kollarında onunla oturdu, bi zaman konuşamadı .
Sarışınbaşını çevirip dudaklarını adamın şah damarına bastırdığında nefes alamaz hale gelmişti.
"Özür dilerim....özür dilerim bebeğim....affet....."
Haftalardır süren eziyeti öğrenmişti...
Kesik kesik konuşuyor...
"Seni koruyamadım..."
Boyundaki kollarındakı yaralarıöpmeye başladı ,teker teker...
Açtı yakasınıgöğsüne doğru...
"Lanet olsun....canına okumuş pis tırmaklarıyla..."
"Dileme komutanım...senin ne suçun var?"
"Gidiyorlar, merak etme..."
Yattı, kıvrılıverdi göğsünde...
Kıza aktı gitti, bütün varlığı....
Dudaklarını yumuşacık okşadı ,kocaman avuçlarına aldı
"Seni çok seviyorum Ay yüzlü kız...."
...................
Ertesi sabah iki kadın da ilk kalkan helikoptere konup gecikmeli olarak Isparta ya postalanmışlardı...
Ikisinin de yüzlerinden düşen binparçaydı.
Çünkü sabah içtimasında ikisi komutanların emriyle kenara ayrıldılar, askerler koşuya başladıklarında da bulundukları yerde Mehmet,Yavuz veVardar komutanlar tarafından hayatlarının en berbat sorgusuna çekildiler .......
Yarım saate kadar kalkacak olan kobra da yerleri hazırdı.
İkilinin son bir aydır eğitimlerde ,teğmenlere yönelik olan amire yakışmayacak türde davranışları kadın subaylara karşı ayırımcılıkları ve görevi kötüye kullanmaları sicillerine işlensin istemiyorlarsa derhal Alayı terkedeceklerdi...
"Ikinizi de bir daha burda görmek istemiyorum,askerlerimin yanında....sevdiğimin yanında.... Sen....."
Saadet in önüne dikildi
"Senin o tırnaklarını kökünden sökmemi istemiyosan benim olduğum yere adımını bire atmayacaksınız........sen de diğer cadaloz.... Babana rapor yollar, siciline işletir ,askerliğini bitiririm senin...Bir daha hayatınızın sonuna kadar yüzünüzü görmeyeceğim...Yoksa başınıza öyle bir tebelleş olurum ki hayatınızı cehenneme çeviririm.....Bilmem anlatabildim mi? ..."
Yavuz önlerinde volta ata ata bağırıp çağırmıştı,sonra ikisini de kollarından tutup ittire ittire helikopterin önüne kadar getirip bindirdi...kollarından tutulup kabaca ittirilmekteyken Merve son kez göz göze gelmeye çalıştı Mehmet le..
"Mehmet ...konuşsaydık..."
"Konuşma kısmını geçeli çok oldu Merve,senin zırvalarınla hiç ilgilenmiyorum...bi zamanlar sen daha safken karşılıklı alındı verildi...şimdi sona erdi.
Neden ayrıldık biz unuttun mu?Sen daha yağlı kapı bulduğun için....Şimdi böyle yersiz çabalarını çok uygunsuz buluyorum ...güle güle "
Sonunda anladı Merve ....
"Eşyalarım..."
"Geliyor...bağla kendini ......."
Gerçekten de Er'in biri koştura koştura çantalarını getirip bırakmış ,selam verip ayrılmıştı.Yavuz sinirle kucaklarına fırlatıverdi çantaları . Ikisinin de yüzleri korkudan kireç gibiydi, kapıyı kapatmadan önce öldürecek gibi baktı son kez.
"Kadın olduğunuzu unutmama sebep olmayın..."
Kapıyı çarptı , suratlarına....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana vurgun
RomanceVelet! Dur bakiim hişt! Kime diyorum ben .....ay ısırdı... Kızı tuttu silkeledi .hala çırpınmaya çalışıyor.Artık iyice sinirlenmişti,emretti. Yeter !kıpırdamayı kes!dişleri birbirine vurana kadar sarstı.kız gözlerine odaklanıp aniden sakinleşmişti. ...