Oğlana isim.2

14.5K 817 21
                                    

Gece yarısı olmuştu,helikopterler hepsini buraya bırakalı beri saatlerdir toz karın içinde hareket etmekteydiler.
Ayşe, buz kesmiş olan parmakları devamlı kitlendiği için ritmik bir sekilde onları açıp kapatıyordu.
Omuzunda taşımakta olduğu fin malı Lapua sı üzerine ekli teçhizatlar yüzünden sanki yüz kilo olmuştu.
Night Force dürbünü,ayrıca 3. Nesil gece görüş dürbünü ,kızıl ötesi hedef işaretleme cihazı, kestrel 4000 mini meteoroloji bilgisayarı falanı filanıyla küp gibiydi gerçekten...
Ordunun geneline dağıtılan kanas da denen duragunov marka sniper tüfekleri sık sık arızalanan dürbünleriyle ,1300 metre ye kadar net atış yaptırmaktayken ,Lapua 1750 metreye kadar hedefden sapmadan atış imkanı sağlıyordu.az sayıdaki yetenekli askere nasibolmuştu.
Kendini oldukça güvende hissediyordu açıkçası.
Sadece Türk ordusunda kullanılıyor olmaları büyük avantajdı.
Bir kilometreden Çelik Yelek deliyor...
Korkunç tipi yüzünden bir önlerindekini zar zor görüyor gözleri cam parçaları batıyormuş gibi acıyordu
Tatbikat falan değil düpedüz terörist avındaydılar.
Ay bulutların arasına gizlenmişti
Bereket bembeyaz üstlükleri bu karda temiz kamuflaj sağlıyordu...

Genç adam başlığına monte edilmiş ileri düzey gece görüşüyle her olası hareketi tarayarak. ilerlemekteydi.
O silahını elinde her an tetikte tutmayı tercih etmişti.
Lapua en hakîm olduğu silahlardan biri olmasına rağmen sinirleri gitarın telleri gibi gergindi.
Gözü istemsiz olarak yanıbaşında ilerlemekte olan miniciğine kayıyor, Kız zehir gibi yetişmiş olmasına rağmen Mehmet şu anda bile onu bileğinden tutup ardına çekmemek için kendiyle büyük mücadele veriyordu..
Bembeyaz üstlükleri yüzünden araziye dağılmış çocuklarını görmekte zorlanıyordu
Ani bir baskından korunmak üzere son derece tetikte ve sessiz hareket etmekteydiler.
Çanak şeklindeki arazide iki koldan ilerliyorlardı.
Vardar ve Ersin in grubu dağın karşı yamacında vadiye paralel ilerlemekte Mehmet le Yavuz un grubu Uğur da dahil onlara destek vererek bu kıyıdan ilerlemekteydiler
Her an pusu gerçeklesebilirdi.
Terörist grupların avucunun içi gibi bildiği zaho da berbat bir bölgedeydiler
Telsiz haberleşmesine idare etmeye çalışıyorlardı çünkü bu karda burnunun ucunu bile göremiyordun.
Şimdilik güvende sayılırlardı
"Vardar...nası oğlum önümüz. ...varmı bişey?"
"Mehmet ileriki kayalıklarda dikkatli olun ne gördüğümü bilmiyorum.Ay da gitti...tipi çok engelliyor,kahramanlığa lüzum yok..ben size paralel ilerlemeye devam ediyorum."
Onun da önünde bomboş kabak gibi meydanda olacağı bir alan vardı geçmesi gereken.
Neyse ki fırtına teröristleri olduğu kadar onları da saklıyordu.
OÇanak gibi bir bölgede her an çığ ve terör tehlikesiyle burunburunaydılar
Garip gerçeküstü bir atmosferdeydiler zaman zaman bu yüksek rakımlı bölgeyi daha da geçilmez kılmak istermiş gibi mızrak başları misali kayalık grupları topraktan fışkırmaktaydılar.
Ayşe korkuyla birden bire Stonehenge anıtıyla ve ayin düzenlemekte ola Druid rahipleriyle karşılaşacaklarmiş gibi bir hisse kapıldı.
Başını önüne aldı iyice.
Aşamadıkları devasa Kaya gruplarının etrafından dolanmak hem çok zahmeti oluyordu hemde birden bire pusuya düşürülebilme ihtimali doğuyordu.
Kıdemli komutanların en zorlu sınavı buydu işte ilk gerçek intikal....
Fire vermeden ,evlat kaybetmeden sağalım herkesi eve döndürebilmek....
"Vardar bi parça vadiye doğru alçalın...daha korunaklı oralar".
Mehmet gece görüşüyle ileriyi tarıyordu.
"Yavuz dinlemede misin aslanım?"
"Dinliyorum Mehmet ,bana anlat abi,konuş ta ısınalım biraz,..mabadım dondu burda..."
"Lan sana ne zaman telsiz verdik. Beni bul telsizi de Yavuz a ver duydunmu?"
Uğur cezalı sayılırdı
Çünkü böyle intikallerde kendini kaybedip Rambo misali öne atılıyor ,cidden büyük kahramanlıkörneği sergilese de arkadaşlarının yüreklerini ağızlarına getiriyordu.
"Çık gel bekliyorum....senin kendi başına iş görmen yasak ...duydunmu...birimizi vurduracaksın böyle yapa yapa..."
"Lan ben mi diyorum size gelin peşimden diye...ben bu entarililerin açığını gördünmü yapıştırıyorum tokadı o kadar...geliyorum konum at...."
"Uğur!...."
"Geldim lan tamam..."
Homurdana homurdana kapadı.
Deli bozuk
Aklı çıkıyordu bu oğlana bişey olacak diye.
Böylesi bi korkusuzluk dünya yüzüne gelmemişti.
Cesaretli pezevenk...
Vardar
"Sakin olun görür gibi oldum sizin grubu. Mehmet gizle bunları.
Çok dağınıksınız. Gece görüşüyle kuş gibi avlanırlar koçum."
"Tamam...ileriyi..."
Başının tepesindeki kayadan koca bir parça kopartıp, saniyesinde saplandı kara yanıbaşında yürümekte olan Ayşe'yi de ensesinden yakaladığı gibi çöktürmüştü "derhal anons geçti.
"Yat yat...yat ...çök... Herkes mevzi alsın...lanet olsun."
Vınlamayı duymamıştı bile.
Namlu ağzı ateşlerini görebilmek için başını uzanırken Ayşe mani oldu
Başını salladı kız
Çoktular
Nasıl böyle bir havada bu kadar Çoktular....
Kendi teğmenleri ve Vardar ın ekibi de vaziyet alabilsin diye bağırdı avaz avaz....
.herkes kendini Kaya gruplarının dibine attığında feci bir çapraz ateşin ortasına düşmüşlerdi.
Dönüp Ayşe yle bakıştı
Iyi olduğunu anlar anlamaz işine odaklandı...
silahının gece görüşüyle önündeki hareketli hedefleri bir bir indirmeye başladı .
Ayşe'yi gördü o da aynını yapmaktaydı.
Ve etrafındaki bütün evlatların da aynı şekilde gayet kontrollü savaşmakta olduklarını farketti.
Görebildiği kadar bir sürü namlu birden çalışıyordu
Fena halde pusuya düşürülmüşlerdi
Dibine sindiği kayaya yapışmaya uğraşırken kızı gözden kaybetti
Ne yapıyor
Nereye gitti?
Kendine telkin veriyordu
Sakin...o kendini korur..
Zehir gibi....
Senin kadar iyi..
Her yer beyaz...
Arkadan Vefa ve kim ,biri geliyor ...
Hah Neslihan...
geldiler yamacına
Iki keskin nişancısı
Takır takır saydırıyordu ikisi de..
Bir kere daha gurur duydu çocuklarıyla
Eğdi ikisinin kafalarını da yere
"Eğil asker,cok boktan durumdayız.."
Ilerde karşı yamacın üstlerine doğru mevzilenmiş teröristleri tespit etmişlerdi fakat kendi önleri muallak....
Neslihan sigsaverını ayarlamış hiç sektirmeden avlıyor.
Vefa kulağının dibinde bağırdı
"Bizden biri var alt tarafta...patır patır indiriyor.
Yavuz da başucuna gelmiş vurduklarını sayıyordu deminden beri
Oniki oldu...aha on ü...ondört... Gene vurdum onbeş... Vurdum Onaltı ..."
"Bırak lan saymayı ...Makinelinin başında biri var esas onu haklamak gerek....
Cidden bir profesyonel vardı.
"Vefa! Koru beni asker..."
Aşağı kaydı"
"lan vardar cevap ver sizi mi avlıyoruz yoksa...cevap verin ....oğlum ...
Ersin!?"
"Yok abi yok , çok iyi gidiyorsunuz , kim o takır takır saydırıyo?"
Kimdi?
Daha da indi gördü bi tanesini
Yere uzanmış çat çat indiriyor ...helal sana kızım...
Eee kim eğitti...
Vay maşşallah.....
Telsize konuştu
"Ayşe teğmen indiriyor burdan .ben korumadayım"
Gerek var sanki.
Iki kurşun ikisinin arasından geçip Kaya parçasının çok yakınına çarparak kıvılcım çaktırınca aklı basına geldi.
Toparlandı hemen.
Kayalığa gövdesini perçinlemişti adeta.
Kızı da yanına çekti
Girinti ikisini birden korumayacaktı.kolunu sıktı çocuğun kulağına yapıştırdı dudaklarını
"Iniyorum ben ,senin badin nerde asker?"
"Aşağı indi komutanım ,ben kendimi..."
Yapıştırdı ağzını dudaklarına .
Derin bir öpücük çaldı,
"Dikkatli ol meleğim..."
Onu sersemlemiş halde bırakıp daha da indi vadiye doğru.
Aklını karıştırmak en son isteyeceği şeydi ama bu kendisine de iyi geldi.
Vefa Hakan Ayşe Neslihan,bütün aslanları canla başla savaşıyordu
Yüreği gururla doldu
Neslihan bitti kolunun dibinde
"Komutanım yettim..."
Ikisi de ateş hattındaydı çekip yatırdı yanına.
"Başını koru çocuk!"
"Telsize hönkürdü.
"Sırttamısın hala Uğur?..."
"Biz iyiyiz... Iniyorum yanına.."
Iki el bombası parladı ortalık kısa süre için aydınlandı .birkaç teröristin yere saçıldığını gördüler.
yavuz la Uğur belirdiler karların içinde...sürüne yuvarlana gelmişlerdi
"Teğmenlerimiz geride, geliyormuşsunuz dağıtalım şurayı.?"
Bir el bombası daha atıldı.
"Lan bütün dağı indirecekler üstümüze"
Yavuz gözünü tehlikeli olabilecek yamaçlardaki kar yığınlarına dikmiş, söyleniyordu ,fena halde köşeye sıkışmadıkları taktirde , bomba atmamaları tembihlenmişti hepsine.
Iki dev konuşurken kendini usulca aşağı salmış Uğur'u farkettiler .
Lan gene ne gördü?
Makineli tüfek ateşi altında kalmış çapraz koşuyla biryere gidiyor
"Naapıyo lan bu? Oolum naapıyosun?"

Sana vurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin