Final.....herkes sevdiğine vardı ve son!

20.1K 937 160
                                    

Nerde oğlum halkalar?
"Ee... Ben ..."
Elindeki kadife kutuda Suat beye ıslık çaldıracak karatta nefis bir yüzük vardı fakat ...
"Nişan halkaları hangi cehennemde?"
Deniz yamacına geldi yüzbaşısının
"Abi ben dedim , ööle almayalım dedim , vallahi..."
Velide hanım çantasına davrandı.
" Ah... Almamıştır bu dedim ben ...Bildim mi gene? Kız istemeye geliyor ,alyans yok..."
Uğur kravatını gevşetmeye çalışırken kadıncağız çantasından çıkarttığı kutuyu uzattı abiye.
" Buyur evladım ,takıver yüzüklerini"...
Sakinledi Uğur....
"Şükür..."
Herkes ayaklanmıştı
Kurdeleli zarif halkaları ve diğer yüzüğü taktı Suat bey...
"Hadi bakalım kurtardın gene..."
Velide Babanne ayrıca çıkardığı eski montürlü güzel bir pandantif kolyeyi de taktı kıza..
Gerçekten çok ama çok güzel bir parçaydı...
"Ata yadigarıdır yavrum ,güle güle tak..."
Mücevherlerin hangisine bakacağini şaşırmış olan kızın etrafı arkadaşları tarafından
sarıldı...
"Bakalım yeni cicilerine....oooo?"
"Vaaay... Velide teyzem...vay..."
Uğur da peşlerinden seyirtmişti.
Allah Mesut etsin faslını kısa kesip kızla genç adamı yalnız bıraktılar...
Uğur'a döndü deniz , büyük elini avucuna alıp baktı çevirdi....uzun ve güçlü parmaklarını inceledi ,iki eliyle tutup avuç içine bastırdı dudaklarını..
Oğlan şaşaladı
"Yapma.."
Derin bakışlarını onun üstüne dikti
"Ben yapmalıyım..."
O zaman deniz in eli kalbinin üstüne yarasının oraya gitti.
Güzel dudakları bu sefer göğsüne yapıştı
Daha da dayanamadı Uğur ,kızı havalandırdığı gibi kavrayıp kaldırdı.
Dudaklarını yakaladı... büyük eli sırtına çıktı.
"Ağzını aç..."
Öpücüğü derinlesirken onu döndürüp duvara dayadı.
Eli kara saçlarını bulmuş yumruk olmuştu.
"Seni seviyorum...güzel kız."
Sertleşti
Bir yandan konuşuyordu
"İğneni alıp iki dakkada kalbini kalbime diktin...ne olduğunu anlamadım bile.
Bütün hücrelerime sızdın..kendini bana doz doz enjekte ettin..."
Eli kızın elini yarasına götürmüştü
"Burdasın."
"Yapma üzme beni"
"Sen yaptın ama.beni delip geçtin."
Alnını kızın omzuna dayadı.sonra da öptü orayı..
Dönüp tezgaha oturttu kızı, bacaklarının arasına sokuldu.
........................
Lan ! Bu ikisi Naapıyo mutfakta....
Vay eşşek sıpası vaay... Daha yüzüğü takalı üç dakka oldu....
Suat bey sinsice süzüldü mütfağa herkesin tebrikleşmesinden istifade ederek...
Kızı tezgaha oturtmuş pezevenk.
Patlayacak halde içeri atlayacakken birbirlerine sokulmuş olan çocukların çok nazikçe dokunduklarını gördü...
Parmak uçlarının birbirlerinin yüzünde gezindiğini ....
Siktir!
Lanet olsun...
Birbirlerini sevdikleri o kadar belliydi ki bi zaman hareketsiz kalıp seyretti,
sonra utanç içinde geri döndü...
Ensesini ovalaya ovalaya...
Muratla karşılaştı yarı yolda, içeri girmeye çalışıyor
"Abi... Kayboldu bunla...."
Tutup döndürdü..
Çıkarttı mutfaktan...
"Yürü....yürü.."
..........................
Böylece üç panterin koca pençeleriyle korudukları küçük kuşu ,alıp kaçırıvermişti Uğur yüzbaşı.
Sözcükleriyle filan değil
Ailesiyle
Babaannesiyle
Parasıyla,
Washington da panterlerle çalışan babası
Ya da
Gelip izbandut gibi dizi dizi sıralanan silah arkadaşlarıyla da değil
Kuş yavrusunu ne kadar nazikçe sevdiği anlaşılmış olduğundan.....

Oğlanı ortalarına alıp ensesinden yakaladılar,
"Oğlum bak....o çocuk biZim ilk bebeğimiz... Ben eşşek kadar adamdım o doğduğu zaman...
kendi bebeğin doğduğu zaman demek istediğimi anlarsın..
hele de bir kız sa...
Bir kız ,öldüğün güne kadar senindir...
Sana emanettir.
Senin sorumluluğun...

O bebekten hemen öyle kolayca vazgeçilmiyor.
Kocaya da versen...
Kalplerimiz Deniz diye atıyor bizim
Sakın hata yapma..."
"Abi ben anladım...onu hırpalayan her şey ,gelip beni de acıtıyor...böyle olsun istemedim...böyle ummadım...vallahi..
Ama öyle..
Benim bebeklerim olacaksa eğer, ondan yaratılmalı , onun canından ....
Suat abi... Korkuyorum ben.çok korkuyorum... Neden böyleyim?"
Güldü Suat bey ,ensesindeki elini gevşetti...
"Aşktan salak!
Biz neden koşa koşa vatanımız olmayan bi yere gidiyorsak, neden yıllardır orda yaşıyorsak ondan...kalplerimiz orda olduğundan...bebeklerimizi dünyaya getiren kadınlara yakın olmak için..
Koşa koşa diyorum dikkat et..."
Kolunu oğlanın omuzuna attı..
"O bebek için düğünü bekliyceksin ,ona göre..."
Uğur sırıttı
"Abi... Tamamdır.."
..............................
Çok sessiz bir geceydi.serinlik çıkmıştı...
Kollarını deniz in ince omuzlarına sarıp sıkıştırdı Uğur....şikayet gelmeyince daha da sıkıştırdı.
Sonunda onu doya doya sarabiliyordu...evin çimenlik bahçesinde geniş tahta şezlongda minik hemşiresi kucağında olduğu halde uzanmış,uzun bacaklarını ileri doğru germiş, kaykılmıştı..
Meteor yağmuru gözlüyorlardı
Kızın küçük bedenini yanına döndürdü.
Eli sırtını ,boydan boya ensesinden kuyruk sokumuna kadar okşadı..
Bedeninin her santimini tanımaya çalışarak...
"Ellerim sana dokunmak için çıldırıyor,"
Kız başını kaldırıp gözlerine baktı.... tatlı canavar.
Oğlanın gözlerinin içine baka baka küçük elini adamın tişörtünden içeri soktu...
Parmak uçlarında kabarık kaslarını hissederek adamın göğsüne yükseltti.
Sertliğini hissetti
"Nefes kesiciymiş."
"Lanet olsun ...Deniz..."
Tek tük tüylerin üzerinden geçti
Uğur kendini sakin durmaya zorladı
Ağzı açıldı
"Bebeğim yapma.."
"Seni tanımaya çalışıyorum."
Boynuna yönelmişti şimdide.
Ağır ağır geri döndü sonra üstüne yatmış olduğu diğer göğüse doğru yol çizdi.
Kulağının altındaki kalp kütür kütür atmaya başlamıştı.
Gergin pürüzsüz cildi altındaki çelik kasları yırtıp çıkmak ister gibi
Parmağının altında göğüs ucu...
" Deniz..."
Adamın eli göğsündeki eline kapanmıştı tişörtün üstünden.
"Ben ... Hiç böylesi bir dokunuş yaşamadım... Ellerin büyülü....Mahvediyorsun...abine söz verdim ben...
Nasıl oacak böyle yaparsan iğneci kız?"
Kıkırtısı geldi...
"Bunun için çok uzun bekledim ben..."
Bir ordu askerin içinde yıllarca hergün yaraya, yırtığa dokunup şifa dağıtmış , hiç böyle hissetmemişti...
Adam da biliyordu ilk olduğunu
"Güzel Deniz... Yaralı bitap eline gelmedim mi ben senin ..."
Güzel hemşire varsın dokunsun
Keşfetsin
Arzu etmiş madem...
Meraklı bücür...
Nefes verdi yavaşça gözleri kapandı kendiliğinden...
Küçük parmaklar karnına indi
Owwwww.....
Bu iyi olmadı
Hiç iyi olmadı
Adamın her kasının titreyerek kasılmasını hissediyordu Deniz.
Kalbi kulaklarında atmaya başlamıştı
Siktir!
"Bebeğim, okulda size ne..."
Kızın Aralık dudakları Uğur un kileri buldu.
"Sus ... Izin ver...çünkü senin her yerini gördüm bayım...Uyanık olduğun her an, sana elimi her uzattığımda beni itip , senden uzak durmamı söyledin...
Beni engelledin
Engelledin
Engelledin
Şimdi izin ver..."
Kız konuşması biterken hızla döndürülüp yüz yüze bakar pozüsyona getirilmişti.Bacakları adamın iki yanından aşağı sarkar halde..
Poposundan tutulup sertçe öne çekildi.
Nefesi kesildi
Idare adama geçtiği anda korku bütün bedenini ele geçirdi.
Ama Uğur sandığının aksine yumuşattı tutuşunu.
"Böyle daha iyi... şimdi istediğin gibi dokuna bilirsin...
ne yapsaydım söyle , meraklı küçük bi kızın önünde ..... Önünde... Anladın işte..... Daha yeteri kadar kur yapamadan ödünü mü patlatsaydım.."
Hayret içinde gülümseyen çocuğun Yüzünü avuçlarına aldı
"Bebeğim, ben küçük tedirgin dokunuşlardan çok tırmıklara ,ısırıklara alışık vücudumla yatıyorum önünde acı bana...."
Deniz delikanlıya baktı
Akıl durduracak kadar yakısıklıydı
Kusursuz....
Boynunu bükmüş yavru kediler gibi acıklı acıklı bakıyordu...
"Ama pek te korkmuyormuşun galiba.... anladığım kadar...Canın yaramazlık mı istiyor senin.... hı?"
Bileklerini yakalayıp, ellerini karnındaki kaslarının üstüne koydu
"Nikahımıza..."
Saatinin ışıklı kadarına bakarak konuşuyordu
"Otuz altı saatten az bir zaman kaldı .Dişini biraz daha sık...beklediğine değecek..."
Göğsüne kapanan kızı ensesinden yakalayıp, dudaklarını yaslayarak fısıldadı
"Her saniyesine..."
Parmakları yumuşacık dokunuşlarla boynuna masaj yapmaya başladı...
Başını yana yatıran deniz kedi gibi gerindi...
Küçük sesler çıkarıyordu
"Ben aklımı kaçırmadan gel bana...Telli duvaklı gel..."
Bi süre.
Bi süre sesi bile çıkmayan küçük Vanlı yavaşça başını kaldırınca kızın ağlamış olduğunu gördü...
Ciddileşti
Sildi hepsini usulca
"Ağlama...
Lütfen.....ağlama ....O nefesine de hakim ol... Beni mermerden mi sanıyorsun?"
.............................
Nikah töreni gayet kısa ve resmiydi.kız da dahil nerdeyse bütün davetliler asker olduğundanve Türkcan ların ısrarıyla apar topar Amerikan elçiliğinde kıyılmıştı...herkesin hemfikir olduğu konu, bu çocukların daha da fazla bekleyemeyeceğiydi.
Çünkü gözgöze durup sorulan soruları bile hayal meyal duymuşlardı
Şahitler şe sırasıyla şahadet etmişler...
Hatta aralarında arbede yaşanıp
Yok şahit benim
Hayır ben daha şahitim
Birinç ben geldim
Şeklinde itişmeye çalışmışlar....
Neyse ki büyük elçi, olgunluk göstererek her birini ayrı ayrı dinlemiş,
Rahatlatmıştı.
Kızın şahiti tekti...
Kendisinin diğer yarısı
Ayna tersi ikizi ,Berat....
Çocuklar imzaları atarken
şahit Yavuz ve kocaman karnıyla ay yüzlüsü
Şahit Mehmet, sevgili kalbi, Ayşe'si ile gelmiş, kolları boynuna dolanıkminik Nigar ını kucaklamıştı...
Iki güzel kızın da gözleri deniz deydi
Şahit Emre ,hemen yanlarında, o mis kokulu oğlan la şahane anası nı sarmış ....

Sana vurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin