Hadi evlenelim.

19.5K 921 21
                                    

Manisa/2012 temmuz
...................
Beni istiyorsan seninim demişti.
Ayşe yatağa sırtüstü uzanmış düşüncelere dalmış haldeydi.
Şansına ve dualarının kabulüneinanamıyordu.Elleri hızla çarpan kalbinin üstüne gitti.
Yan döndü sonra kollarını bedenine dolayıp gözlerini kapadı.
Aklı ilk karşılaştıkları güne gitti.
Ciddi bakışlı uzak gözlerini hatırladı.
İçinin titrediğini.
Korkudan buz kestiğini...
Kızı her yaraladığında Ayşe iyileşmek için onun kucağına gelmiş,Mehmet de tereddütsüz kollarını açmıştı...
Dikişleri ,yaraları acımasın diye elini tutup, başını beklemiş ,avutmuştu.
Her maceralarından yara alarak çıkan kızı kimselere elletmeden ilgilenmişti.
Kalbi aşkıyla şişmiş haldeydi.
Yarı sarhoş....
Uykuya daldı
..............................
Hakkari /Çukurca .2013
............................
Ilk gerçek çatışmasından dönmüştü Ayşe...
Yaralı..
kucagında incecikti.
Onu dizleri üzerine oturtmuş yumuşacık öpüyordu.
Kendini nazik olmaya zorlamaktan titreyen Mehmet,avucundaki sargılı bileği dudaklarına götürüp öptü.
Tekrar öptü.
Çevirip avucunun içini de öptü.
Ayşe'nin diğer eli yanağında geziniyor, parmak uçlarıyla çenesini ,ensesindeki güzel çukuru okşuyordu.
Parmağı sakince gelip güzel gamzesini bulunca adam başını döndürdü parmakları dişlerinin arasına aldı .
Acıtmıyor ama kızı beklentiyle tetikte bekletiyordu.
Kız dudaklarını göğsündeki kabarı adalenin üzerine bastırıp kalbini hissetmeye odaklandığı zaman çenesini onun başına dayadı.
Nefesini toparlamaya çalıştı.
Onu asla zorlamayacaktı.
Intikalden yeni dönülmüş,pusuya düşürülmüş bir bordo timi burunları kanamadan kurtarılıp dönülmüştü.
Kayıp olmadan dönmek çok güzeldi .
Şükürler olsun.
"Sürekli kendini en öne atmanı istemiyorum ,duydun mu?
Verilen Emre uyacaksın,orada komutanların var.
Kılına bile zarar gelmemeliydi".
Göğsündeki başını salladı.
Seken kurşunlardan el bileğini sıyıran bi tanesi, kemiklere zarar vermese de oldukça fazla kanama yapmış orada dağlık bölgede Mehmet i deliye döndürmüştü.
Sargıyı yeniden öptü.
Yavaşça kızın sırtını okşamayabaşladı..
"Ben iyiyim,zaten öyle fazla bir tehlike de yoktu,topladık geldik ....
Burnu göğsüne gömülü tertemiz kendine has kokusunu içine çekti.
Çoçukluğu kokuyordu,
Kabarık kaslara dayadı yüzünü.
Romantiğin tekiydi işte.
Kocaman bir savaşçıydı ve bütünüyle kendisine aitti.
" Beni dudaklarına hapsettin küçük hanım...Ergenliğimden beri bu kadar öpüştüğümü hatırlamıyorum".
Gerildi
Ergenlik maceraları..
Bunları az çok işitmişti.
Çapkınlığı efsaneydi.
Yakışıklı cazibesi hergele
Bi dünya genç kadın gelip geçmişti belli ki yatağından.
Duymak istediğinden emin değildi.
Kırıklaştı.
Kavruldu kıskançlıkla...
Sesi bile değişti
"Tabii benim seni karşılaştıracağım kimsem yok, öyle tecrübem..."
Iki kolundan birden yakalanı vermişti.
Mehmet hırsından fazlaca sıktığını farketmeden ,yakaladı kollarını ,silkti.
"Senin olmasın zaten ,ne tecrübesi....böyle iyi...bu iyi ...böyle.."
Kendi kendine konuşur gibiydi.
"Böyle iyi asker,Beni deli etme..."
Oğlan ,söz konusu kızın tecrübesi olunca namus kumkuması kesilivermişti.kendi doğrulurken onu da ayaklarının üstüne bastırdı..
"Serseri mayın gibi oraya buraya seke seke sonunda belamı buldum sayende....
Kıvrandırma beni ...Haketsem bile.acı veriyor.."
Lacivert gözleri kızınkilere çakılı durdu bir an.
İçini çekti.
Sonra onu kolundan tutup çevirdi,poposuna vurarak ittirdi ileri.
"Doğru duşa.."
Hareket eden güzel kalçalarına baktı
İttirilmenin şiddetiyle bir iki adım atıp dönmüştü.
Kendini koklayarak bakıyordu.
"Bakma öyle..."
"...."
Bu güzel kokunu bastır..Git yıkan...ben de sakinleşmeye çalışayım asker .canını yakmak istemiyorum, kolunu da ıslatayım deme."
Derin derin bakıyordu.
Kız gülümseyiverdi
.............................
Yavuz, bundan sonra ailen senin peşinden koşsun ,dediği zaman ciddiydi.
Babasının, kıza sığıntı muamelesi yapmasına son derece sinirlenmişti.......Sanki kimsesizmiş gibi....
Tamam kimsesiz olabilir de bu kibir nedir?
Annesi ölünceye kadar Aysun yaşıtı olan her gençkız gibi normal bir yaşam sürmüştü.
Bursa da devlet okulunda okunuş,pek çok konuya yetenekli olduğu anlaşılınca tam bursla TED ekabul edilmişti.
Spor ve sanatla harmanlanmış tertemiz bir lise hayatı olmuştu.lisenin sonunda annesi öldüğünde ,babası ortaya çıkmış,mecburen kalaneğitimini tamamlatıp derhal KaraHarp okulu sınavlarına sokmuştu.
Annesinin cenazesinde karşısına dikilip çocuğu o otoriter sesiyle korkutmuş,neredeyse azarlamış olduğu için Aysun onunla ilgili hiçbirsey istemiyordu.
Adamın zaten bir ailesi vardı.
Kızı onlara açıklayamazdı öyle söylemişti.......
"Bunu kimseye anlatamam küçük hanım.,ancak senin için birşeyler yapacağıma dair annene söz verdim."
"Sizin hiç bir..."
Patladı adam ...
Çocuğu yerinde sıçratmıştı .
"Bir kez daha sözümü kesmeyeceksin...herşey planlandı...bu kış katıldığın etkinlik ve kurslar hepsi finanse edilecek...dil eğitimin ...optimist.yelken bale male...onlar da kabul...
Gelecek kış kara harp te eğitime başlıyorsun".....
"Ne?"
Sormadan etmeden
Istermi istemezmi düşünmeden...
Bana bir daha ulaşmaya ,erişmeye çalışmayacaksın...
Kız o anda ondan nefret etmişti.
"Aaa..."
"Sağlam asılır çok sıkı çalışırsan ordu sana sahip çıkar. Bir ailen olur...senin için bu kadar çabaladığıma şükret .Çünkü bana ait değilsin...benim ve ailemin çevresinden uzak dur...bunu annenin hatırası için kabul ettim , beni buna pişman etme..."
Hızlıca ayrılmıştı sonra..
Bu birden bire ortaya çıkan berbat adam anacığının vakitsiz ölümünün üstüne tuz biber olmuştu gerçekten.
Aşağılık pislik..
Devamındaki birkaç yıl ,ondan haber çıkmamış,KaraHarp okulunda ilk iki yılının ardından Manisa Kırkağaç Dağ Komando Alayı nayollanmıştı.öyle fena bi yer değildi esasında.
Bu kadar çok erkekle bir arada olmanın sıkıntılarını yaşamamış değildi ..
Gene de belli bir düzeni vardı işte , karnı doyuyor cebi az da olsa para görüyordu. O ilk yılının sonunda yaz tatilinde iki üvey ağabey gelip kızı bulmuşlardı.
O kadar nefret dolmuştu ki adama ,iki kocaman adam ona hayatının teklifini yaptıkları zaman ikinci kere düşünmedi bile ...
Şiddetle reddetti....Ona soyadını vermekten aciz bir babadan gelecek hiçbir yardımı istememişti...
Ağabeyleri,baba işten el çekip holding in başına iki kardeş geçtikleri zaman,Aysun Onur a yıllardır yapılmakta olan yardım dikkatlerini çekince olay anlaşılmıştı..
Mert ve Berk Atalay babalarının bütün imkanlarını sonuna kadar kullanarak büyüdükleri için kız ikisini de görmek,görüşmek istememiş olsa da adamlar küçük kız kardeşlerini bir başına bırakmak istememişlerdi.... Kötülerin de iyi tohumları olabiliyormuş demek...
Onların da anneleri yeni vefat etmişti...
Kız pekala da eve taşınıp onlarla yaşayabilirdi...
Hakettiği gibi ..
Aysun yazı onlarla geçirdiği zaman ,ikisini de sevdi istemeden........
Ancak yerinin ve ailesinin ordu olduğunu anlamıştı coktan.....
Yazları izninde yine gidiyor hasret gideriyorsa da o kadar...
...............................

Sana vurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin