Sana vurgun

Tören

Nikah masasına kadar nasıl geldiklerinin farkında değildi.Eli Mehmet in kocaman avucunda,
büyük bir uğultuyla gözlerini üstlerine dikmiş gerçekten de bir ordu davetlinin önünde ışığa tutulmuş tavşan gibi oturuyor ,hafifçe titriyordu.
Kalender ordu evi nin havuz başında ,Gerçekten de iki düğünlük davetli topluluğu vardı.
Feride ablasını, Tahir abiyi seçti..
Sevgili Aysun u Yavuz un güvenli kollarının arasında...
En önde kenarda dedelerinin kucağında hoplattıkları minik kızını seçti.
Birçok kademeden askerler ,milli istihbaratçı polisler Alemdar ve Bozok ailelerinin yakınları ,sevdikleri eşliğinde dünya üzerindeki belkide en güvenli mekanda olduğunu düşündü.

Sonra Emre yi farketti.yanında küçük bebekli bir sarışın vardı.
Ağız dolusu güldüler sevgili ağabeyiyle birbirlerine ...Öyle kadın kız peşinde koşan biri olamadığını bildiğinden dikkat kesildi...
Kız çok güzel
Emre çok gergin görünüyordu.
Eli sımsıkı kızın elinde..
Uzun zamandır gizlediği hazinesi buymuş demekki...
Bazılarının dikkati üstlerine çekilmişti.
Çünkü Emre nin öyle pek kız mız işçiyle ilgilendiğini gören olmamıştı şimdiye kadar.Onun varı yoğu vatanının emniyetıydi.
Eee....ne şimdi bu böyle?
Yavuz Uğur u dürtecek ikisini gösterdi.
"Emre amirim kendine sarı bir su perisi bulmuş."
Onların bakışları altında Emre bebeciği alışkın ellerle kucakladı omuzuna yAtırdı.
"Ee ne iş?"
"Var bi numara...gerçi çok sersemlemiş görünüyor"
Uğur etrafına bakındı kendisini sersemleten kızı aradı gözleri..
gene Vardar ın yanında dikiliyor
Yavuz da kışkırtmayı ihmal etmedi.
"Senin kızı bu gece alır götürür bu Vardar haberin olsun."
"Benin filan diil oğlum...Adamı hasta etmeyin ,kim istiyorsa götürsün bana ne .."
"Yeme beni lan deyyus..ısırırsan nerdeyse koca Vardar ı...Az yavaş koçum....Kız da kız haa...Nereliymiş bu? Kimlerdenmiş?"
"Bilmiyorum Yavuz ...ilgilenmiyorum ayrıca.Naapçan nüfusuna mı geçirecen"?
Yavuz kıs kıs güldü..
"Ay! Huysuzsun huysuz.."
Boş boş konuşuyordu ama gözünü hemşireden alamıyordu da...
Mehmet e döndü
O da Emre ye bakıyordu
..............
"Sonunda...Çok yakışmış yanına..."
"Nikah memurunun sesiyle toparlandılar.....
................
Çığlık kıyamet ....
Evlenmişlerdi işte...
Kocasının dudakları bayılmasına ramak kala ayrıldı dudaklarından
Parmağıyla okşadı çenesini
"Gelin hanım,hoşgeldin kalan ömrüme..."
Öylece durup duyduklarını sindirmeye çalıştı,,,,
Artık kimsesiz olmadığını farketti..
Aile olduğunu ....
Ağlamaya başlayacakken çiçeğini atması için çığlık kıyamet tepişenleri duydu...
Minicik beyaz güllerden yapılmış ve kurdelelele süslenmiş gelin çiçeğini fırlattı havaya....
Nereye düştüğünü göremeden , kocası tarafından çıkışa doğru sürüklenmeye başlayınca şaşırdı..
"Mehmet..."
Fısıldadı damat
"Gel...."
"Misafirler.... "
"Bizimkiler ilgilenecek....ağlama ...gel ...."
Çiçeği yakalamaya odaklanmış kalabalık itişirken ,eli sımsıkı tutulmuş koştura koştura çıkışa varmışlardı.
Kocaman askeri jeep, arkasına bağlanmış tenekeler önüne yerleştirilmiş koca çiçek demediyle gelin arabasına dönüştürülmüştü.pembe ve beyaz kurdeleler ve uçuşmakta olan balonlar bağlıydı her yerine......
Nefes nefese durdular..
"Yüzbaşım..."
"Teğmenim..."
Kızı bir hamlede kucaklayıp araca bindiriverdi.
Arkalarından çıkan Yavuz ,Uğur kahkahalarla yolculamaktayken ,Aysun Ahmet ve Zuhal de aracın çalıştığını görünce koştular...
Kızlar avuç dolusu pirinçlerle uğurladılar kaçakları......Mehmet gazı kökleyerek kornayı bağırta bağırta, karısını kaptığı gibi kaçırdı....
..................
Emre ,babasının yanına yaklaşıp kucağındaki minik kızı öptü...gözlerini yumdu...
"Babam....gözün arkada kalmasın sakın......emanetimizi bizim kadar dikkatle koruyacak....çok sevecek....belli......"
Sarıldılar .....
"Ben dönüyorum.Nigar sizle mi?"
Iki komutana sarılıp vedalaştı...
Gözü kenarda utangaçça bebeğiyle dikilmekte olan kıza gitti...
Tahir in yakalamış olduğu gelin çiçeğini feride ye verişine odaklanmıştı..
"Üzülmeyin artık ,ikisi de emin ellerde...sonunda beklediğimiz oldu çok şükür siz de dikkatli gidin akşam ."
"Kız bu mu?"
Başını salladı...
"Şöyle böyle Ayşe kadar görünüyor..."
Tekrar başını salladı...
"Ona ne olacak şimdi?"
"Bebek kanuni mirasçı...kız..."
"Kızı ortada bırakmayacaksın...."
"Bilmediğimimi sanıyorsun?"
"Eeee...peki?"
"Bilmiyorum baba...bebek Bıçakçı ya ait.."
"Kız?"
"O da bana ait artık....."
............................
Iki genç aşık son hız yol almaktaydılar...
Kız hayranlık dolu gözlerini kocasına dikmişti. Mehmet aracı kullanırken yan gözle karısına sırıttı.
Güzelim Gamzeler belirdi
Pırıl pırıl muntazam dişleri...
Bakakaldı kız...
"Çokgüzelsin Komutanım...Soluğumu kesiyorsun..."
Fireni kökledi adam birden bire.
Trafiğin orta yerinde... Öne fırlayan karısını göğsüne çekti ön camayapışmasın diye...
Fren sesleri ....
Düzinelerde korna aynı anda çalmaya başlamıştı...
Çiddileşmiş yüzüyle
Emniyet kemerini açtı...
Bileklerini sarıp kucağına çekti kızı..
"Güzel sensin....hep güzeldin....Allah'ın özene bezene yarattığı bir çocuk...
Beni bırakma..
Beni ateşlere atma gazoz gözlü kız....
Ilk sefer ölmedim...bu kez ölürüm.."
Sımsıkı sarıldı,öptü.....
"Simdi kemerini güzelce tak meleğim...yolumuz uzun....
...............
Nikah ahalisi ,düğün yemeğine başlamış gırgır şamata eğlenmekteler....kaçakları uğurlamışlar yuvarlak masaların çevresine yerleşmişlerdi.....
Herkes halinden memnundu...
Mezelere gömülmüş halde homurdanıyordu Yavuz....
"Oh ...bunları da everdik...sıradaki parça sevip te kavuşamayanlara gelsin...."
Gözü Zuhale takılı kaldı...
Bir yandan da ! sarışınını yamacına çekmiş eliyle besliyordu...
İçine sokası vardı
"Çok şükür...Mehmet ruhunu teslim etmeden başgöz oldular nihayet...Aç..."
Açtığı ağzına bir parça muz verdi..
Kapattırdı parmağıyla sevdi üstünü...