Sabahın erken saatlerinde Hakkari dağ komando tugayına doğru yol almakta olan bir uçağın içindeydi...
Yalpa vura vura uçmaya çalışıyorlardı.
On beş Dakika'ya kadar inecekleri anons edildi.
Alçalmaya başladılar
Hava berbattı
Doğu ...
Güzel ve yalnız ...
Üzerinden geçtiği yükseltiler karla kaplı bir labirentin duvarları gibi birbirinin aynı göründü gözüne..
Kemerleri takılı sarsılarak yere konmayı başardıklarında sinirleri iyiden iyiye
gerilmişti.
Haluk Bıçakçı sabaha karşı ölü olarak bulunalı beri üç saat oluyordu.
Göğsünün üstüne oturmuş olan öküz büyük ölçüde hafiflemişti,yine de içi içini yiyerek bekledi.
Ayşe...
Adamı kim infaz ettiyse hiç acımamış gırtlağını boyun omurlarıyla birlikte ,bir kulağından diğerine kadar yarmıştı.
Öyle ki başını gövdesinde sadece ensesindeki bir parça deri tutmaktaydı.
Adam ayrıca mümkün olduğunca küçültmek istercesine kolları ve bacakları tersine kırılarak paket haline getirilip sımsıkı bağlanmıştı
Insanlıktan uzak birine reva görülmüş özenli bir çalışma...
Emre daha önce de birçok farklı biçimde işlenmiş çinayet görmüş olmasına rağmen fotoğraflar irkiltmişti.
Büyük vahşet.
Sonuna kadar haketmişti.
Orası ayrı.
Özellikle verilmiş bir ceza..
Etrafa ibret olsun...Asya'da antik Yunan da ,Afrika da bazı ilkel toplumlarda , bu tip ritüellerle uygulanan idamlar olduğunu okumuştu.
Esas konu bu şekilde korunurken ,izini kaybettirmişken
Onca, fedai arasında...Konakladıkları otelin kral dairesinde Adamla aynı gece öldürülen korumalar susturuculu silahla vurularak sonderece güvenlikli katın her yerine yapraklar gibi dökülmüş, sonrasında Haluk a özel muamele yapılmış olduğu anlaşılıyordu.
Karşılamaya gelen Yavuz yüzbaşı Ferhat başkomser le ikisini tugay komutanının odasına götürdü.
İçerisi tanıdık tanımadık birçok asker polis ve sivil üst düzey yetkili doluydu
Herkes bir ağızdan konuşuyor
Dün PKK olduğu düşünülen bir gurup teröriste baskın verilmiş büyük miktarda altın ,para,uyuşturucu ve değerli taş ele geçirilmişti.
Daha terleri sogumadan istanbulda lüx bir oteldeki özel katında ünlü işadamı Haluk Bıçakçı nın öldürüldüğü haberi gelmişti.
Şimdilik basına bilgi sızması önlenmişti
Bir helikopter dolusu şehit vardı
Katlanılmaz bir acı,,Mehmet ,Pusat Alemdar ,saim Bozok ,herkes görev başındaydı.
Küçük timler halinde Pusat beyin aslanları...
Mehmet geldi
Emre kardeşi saydığı bu yiğit askerin gözlerinin içine baktı,
Ayşe yi almaya gideceğini biliyordu ama Emre ye hiç birşey sormadı.
Gerçeği bilse ...
Halahiç bişey söylenmemiş oğlana belli... .
Kızı hain biliyor...
"Haluk Bıçakçı sevkiyatı yakaladık Emre nerdeyse iki saat içinde herifi infaz ettiler."
Nefesini verdi yavaşca..Dişlerini sıkıca kenetledi, Gamzesi iyice çukurlaştı.
"Esas bombayı dinle .aynı dakikalarda biri romenleri de indirmiş.."
Emre dondu kaldı
"Aynı şekilde infaz edilmişler."
adamın aklı hızla çalışmaya başladı...
Arap ortak..Azbuz zarar vermemişlerdi adama....
Bir çırpıda on yıldır izinde oldukları üç pislikten ikisi temizlenmişti...
Boynunu bükmüş küçük sarı bir kızın görüntüsü geldi gözünün önüne
Kız ne olacak?
Bebek?
"Demetru lar..."
"Anne baba sağ, gözaltına alınmışlar sorgudalar...
Maktüllere ait özel mülklerde müthiş miktarda mal ve para ele geçirilmiş.bir dünya kaset CD filan...parası olan herkesin kirli sırları onlardaymış meğer...haber duyulunca kimlerin kimlerin başvurduğuna inanamazsın..."
"Herkes görüntülerinin peşine düşmüştür tabi..fırsat bu fırsat..."
"Görüntü ve ses kayıtları on binden fazla..belleklere data Bank'lara falan sığmıyor..."
Pusat ve Saim beyler gelip ikisinin önüne dikildiler...
Ikisininde yüzü gülüyordu.
Düğüm çözülmek üzereydi......
...............Gençadam tekrar Istanbul a indiğinde yorgunluktan bitmiş haldeydi ve zihni zorlamaktan kazana dönmüştü...
Iki gündür bir saat bile uyumadan operasyonun ayrıntılarıyla ilgilenmişti.
Kan çanağı olmuş gözlerine battı karlar...
Geri dönmek için onüç saati vardı.
Babasının ısrarına rağmen istanbul a gelip kardeşinin sağ salim annesine teslim edilmesini sağlamak istemişti.
Kadıncağız kızı gittiğinden beri yarı ölü gibi görünüyordu ,yaşama sevincini kaybetmiş gibiydi.
Aylardır çocuğu o evde tutuyordu hayvan...ağabeyinin gidip küçüğünü kurtarma vakti çoktan gelmişti....
Aklına Roza geldi gene..
iki çocuğu da berbat etmişti pislik..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana vurgun
Roman d'amourVelet! Dur bakiim hişt! Kime diyorum ben .....ay ısırdı... Kızı tuttu silkeledi .hala çırpınmaya çalışıyor.Artık iyice sinirlenmişti,emretti. Yeter !kıpırdamayı kes!dişleri birbirine vurana kadar sarstı.kız gözlerine odaklanıp aniden sakinleşmişti. ...