Akşam yemeği -2

13K 802 26
                                    

Mehmet ,ayaklarını uzatmış Şezlong da oturuyor gözleriyle küçüğünün mutfakla bahçe arasındaki koşturmasını seyrediyordu.
Ekibe en son gelip yetişenler Tahir abi ve feride ydi.
Vardar ın yanına oturtmuştu ikisini.
Biraz hasbıhal ederler de adamın kafasını dağıtırlar azcık...
Genç adam yine Napoli'deydi...
Sevdiceğinin peşinde helâk oluyordu...
Oğlan altı yaşını bitirmişti ,
Arkadaşının dediğine göre bir içim suydu...
Minik bir Vardar
Vardar kızı yolladıktan sonra uzun zaman ne Yıldız ı anmıştı, ne bebeği...
Aylarca....
Sonrasında Birol pak kafayı Mehmet in ilişkisini bozmaya taktığı zaman
Üç adam başlarına gelenin sistemli birşey olabileceğini düşünmeye başlamışlardı....
Eğitimleri sırasında paşanın veliahtına öyle yüklenmişlerdi ki demek ,it soyu intikamını böyle böyle alıyordu....
Ödleğin yalancının tekiydi...
Ahlaksız ...
Asker olmanın a sından haberi yoktu....
Ama çok güzel plan yapmıştı doğrusu...
Yavuz un yeğeni Melike, meğer gerçekten herifin kapatması olmuş , karnındaki bebek alınamayacak kadar büyüdüğü için ,mecburen dünyaya getirmişti..
Bursa dan kaçmak zorunda kalmıştı
Minik kızıyla nerede,ne yaptığını,nasıl geçindiğini , bir tek Yavuz biliyordu...
Merve Karaok,Mehmet in yatağından koşa koşa çıkıp Birol inkine girmiş maalesef o da parmağına yüzük müzik takamadan postalanmıştı...
Yıldız...
İşte o bambaşka bir hikayeydi...
Vardar ın gözünün bebeği ,oğlunun güzel annesi Yıldız...
Vardar ın Birol yüzünden kalbinden attığı, yıllarca uzaklara yolladığı meleği....
Herif sonunda yüzlerine karşı, hem de sırıta sırıta bunca yıl hepsini nasıl uyuttuğunu anlatırken üçünün de gözleri dönmüş,mendeburu hastanelik ettikleri gibi itirafını kayıt altına almış olduklarından , pak generalin biricik paşası ordudan ihraç edilmişti...
Babası dahil herkesin gözünden düşmüştü
Bundan sonraki süreçte Vardar , gerçek bir deli gibiydi....
Kız ve bebek onunmuş...
Yıldız...
Güzeller güzeli , onu hep sevmiş..
Hep Sadık kalmış...
Mete...
Yıldız ın ağabeyi...
Yalvarmasına aldırmadan
Kapıdan kovmuştu onu....
Ikisini de öldürüyordun ,demişti...
Az daha hayatta kalamayacaktı ,demişti...

" Mete...Kızım...."
"Ne kızı... Hangi kız...."
Yumruğu burnuna yapıştırıp konuşmuştu..
"Bebeğinin cinsiyetinden haberin yok ,eşşoğlueşşek.....oğlun var, oğlun...Aslan gibi.....o oğlan hayatta tuttu benim canımı,dört yıldır.........uzak duracaksın!"
"Yapma... Beni öldürme....Allah aşkına Mete..."
"Benim kardeşim. Epileptik ,Vardar...sen hiç bilmedin...kız.. Düzenli olarak sara atakları geçiriyor...onu böyle üzüm heyecanlandıramazsın...nefesi kesiliyor bayılıyor , kusuyor...
O sandığın gibi biblo bebek değil...
Bir kadın sadece..
Hasta bir kadın...
Geçen defa ölüyordu...
Ona iyi gelmiyorsun..."
Vardar duyduklarının sersemliğiyle soluğu hangi barda aldıysa ,beşinci günün sonunda barmenin teki Mehmet i arayarak,burda sağı solu kırıp döken devi, bir an önce gelip almasını söylemişti...
Koca Makedon
Adamın kollarında saatlerce ağlamıştı sonra...
Çocuk gibi...
Aylarca kendine çeki düzen vermeyi başaramadan ,sağı solu oğlanların çenesini kırıp dökmüş , o moddan çıktıktan sonraysa soluğu Milano da almıştı....
Kızın kapısında paspas olmaya razı olarak...

.........
Tam bu sıralarda Birol Pak, melike ye nikah kıyıyordu
Öyle kötü şekilde ifşa olmuştu ki , korkusundan kıza nikah yapmaya razıydı....
Yavuz kızın düzenini kurmuş olduğunu ,yılanın tekine hayatında yer olmadığını belirtince general bu sefer Saim ve Pusat beyleri araya soktu...
Bu nikah kıyılacak
Adam torununa sahip çıkacaktı
Bu hafta sonu kız nüfus cüzdanını yollamıştı Yavuz a..
"Bu şekilde olacak... Yüzünü görmek istemiyorum..."
Şimdi sıkıysa gak guk etsin bakalım , Birol efendi....
Eee...su testisi su yolunda kırılır...
........

Netice olarak iki yıldan fazladır sürekli ve her fırsatta kızın yanında olmaya gitmekteydi...
Feride ve Tahir hikayeyi nicedir bilmekteydiler...
Genç kadın geldiği gibi herkesi sarılıp öpmüş derhal işe koyulmaya çalıştıysa da kızlar tarafından zorla Tahir in yanına oturtulup eline tabağı verilmişti
"Burda gençler var oturun siz..."
Hafif yollu azarlanarak keyfine bakması emredilmişti.
Zuhal ve Ahmet bahçeden havalandırmak üzere Çin fenerleri yakıyorlardı
Hava buz gibi olmuştu
Bahçe ısıtması şahane olsa da tesisattan uzaklaştıkça ayaz iliklerine işlemeye başladı
Ahmet seslendi
"Herkes fenerini alsın eline , çabuk ...donduk burda komutanım..."
Vardar doğrulup Tahir in sırtına vurdu
"Kalk abi... Gençleri kırmayalım..dileklerim var...yollamam gerek ,keçinin birine."
Acı acı gülmüştü
Fenerlerini alanlar yanyana dizildiler iyi dilerler ve dualarla saldıklar boğaz semalarına ard arda.
Bi tek Yavuz un ki uçmuyor adamın elinden aşağı iniyor...
" Lan bana bozuk mu verdiniz bana ....Ahmet lan.... Bozuk oolum bu?"
"Te allaam...tatarın feneri uçmadı görüyo musun...."
Uğur geldi aldı elinden
"Ver lan ver..."
Koca Makedon yaklaşıp , tokuşturdu kafalarını birbirine.
"Zuhal gel kızım ,yırtacak bunlar bunu..."
Ahmet gelip aldı ,düzeltti sağını solunu .
Yanına yanaşan kızı önüne kollarının içine aldı
"Gel buraya ."
Verdi Zuhal in eline
"Yak bakalım erkek Fatma..."
Kız başını çevirip bakınca, kızın ellerini yakaladı... onunla birlikte
"Önüne bak , önüne...."
Ikisi beraber saldılar feneri
diğerleri gibi süzüle süzüle göğe yükselirken , delikanlı kızın kollarını bırakmamış arkasından sımsıkı sarılmıştı
Kulagına eğildi
"O saçlar uzayacak"...
Zuhal utangaçça başını salladı
"Beline kadar ...eskisi gibi..."
Yine başını salladı.
Dudaklarını şakağına bastırdı oğlan
Gözlerini yumdu.....
..........

Sana vurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin