Bir Hafta Sonra
Sabah Derya Hanımın sesiyle uyandım.
- Deniz!
Allah'ın cezası yine ne istiyordu?Bir haftadır beni kullanıp duruyordu.'Yok şurayı sil,yok yemek yap,yok mutfak alışverişi yap,kıyafetleri ütüle,kahvemi yap...' Babamın olduğu zamarlarda ise tam tersi'Deniz sen otur ben yaparım. Deniz'ciğim günün nasıldı?Deniz senin için kek yaptım...'
Hele o benim yaptığım yemeklerle babamın gözünü boyaması yok mu?!
Bu kadın beni deli ediyordu.Bir haftadır beni hizmetçi gibi kullanıyordu. Ve ben bunlara sadece babam için katlanıyordum. Birçok kez ona olanları anlatmayı düşündüm ama sonrasında hep vazgeçtim. Onun mutluluğunu bozmak bana yakışmazdı.
Kendime birçok kez tüm bu işleri başka çocukların da annelerine yardım amacıyla yaptıklarını söyledim. Ama onlarla aramızdaki tek fark onların sevdikleri bir anneye sahip olmalarıydı. Oysa benim durumumdaki birinin onu sevmesine imkan yoktu.
Zavallı babam da onun gerçek yüzünü göremeyecek kadar iyi niyetliydi.
Ve bu olay böyle gidecek gibi görünüyordu.
Üniversiteye gidene kadar o kadına ve yaptıklarına katlanmaya karar verdim. Böylece babamı da zor durumda bırakmamış olacaktım.
Üzerimi değiştirip aşağı indim.
- Ne vardı?
- Biz bugün dışarıda yiyeceğiz. Başının çaresine bak.Sanki diğer zamanlarda herşeyi ben yapmıyordum da!
- Tamam.Babam nerede?
- Arabada beni bekliyor.Hadi görüşürüz.
Cevap vermedim. Mutfağa gidip birşeyler atıştırdım.Telefonum çaldı. Arayan Peri idi.
- Peri?
- Merhaba. Nasılsın?
- İyiyim. Sen?
- İyiyim. Ya seninle konuştuğumuz konu var ya?Hani dün kantinde konuşmuştuk?
- Evet?
- Onu kimseye söyleme olur mu?
- Saçmalama! Elbette söylemem.Peki ne oldu? Gidiyor musunuz?
- Hayır.
Sesi hüzünlü geliyordu.
-Ya hemen yelkenleri suya indirme.Ne olacağı hiç belli olmaz.
-Umudum yok artık. Sanırım hiç farketmeyecek.
- O zaman sence de vakti gelmedi mi,itirafın?
- Hayır, ben yapabileceğimi sanmıyorum.
- Bak bugün okuldan sonra bana gel.Evde kimse yok.Bu konuyu uzun uzun konuşuruz tamam?
- Peki. Teşekkür ederim Deniz.
- Hiç önemli değil.
-O zaman sonra görüşürüz.
- Görüşürüz.
Saatime baktım. Okula gitmem için bir saatim vardı. Her zaman hazır bulunan çantamı alıp dışarı çıktım. Okula yürümeye başladım.
Arslan'ın evinin önünden geçerken onu düşünmeden edemedim. Şu son bir haftadır oldukça sakindi. Hiç olay çıkarmamıştı,ne okulda ne de dışarıda. Okulda birkaç kez karşılaştık ancak beni görmezden geldi.Ben de ısrarcı olup arkasından koşmadım,yani.Bu sakinliği beni endişelendiriyordu. Şu an ki hali bana fırtına öncesi sessizliği hatırlatıyordu. Bu sessizliğin ardından ortaya çıkabilecek şeylerden korkuyordum.Ahh evet.Korkmak bu sıralar favori işim olmuştu. Her an bir köşeden çıkacak ve saldıracakmış gibi hissediyordum. Sağ olsun ki onun sayesinde iyice paranoyaklaşmıştım.
Ve onu gördüğüm zamanlarda kalbim korkudan deli gibi atıyordu. Ondan her ne kadar korksam da bunu dışa vurmamaya; ona zayıflığımı göstermemeye çabalıyordum.
Bu arada Peri cephesinde önemli gelişmeler yaşanmıştı. Dün bana Umut'a aşık olduğunu söylemiş ve hatta benden bu konuda ona yardımda bulunmamı da istemişti. Evet. Peri ve ben düşündüğümden daha iyi arkadaş olmuştuk. Ben de ona biraz Rüzgar'dan bahsetmiştim. Ama çok yüzeysel anlatmıştım. Sadece ondan hoşlandığımı söylemiştim ki aslında bu tamamen yalan sayılmazdı.Sadece biraz eksikti o kadar. Çünkü ben Rüzgar'a kendimi bildim bileli aşıktım. Hoşlanma safhasını geçeli çok olmuştu. Benimkisi platonik bir aşktı;artık bitmesi gereken. Ama bu henüz mümkün görünmüyordu.Hala Umut'u ne zaman görsem onu görüyor gibi oluyordum.Ve anılarım yeniden hayat buluyordu.
Kafamı boşaltmaya çalıştım. O sırada bir ses duydum.Arslan evden çıktı. Göz göze geldik. Orada kalıp gitmek arasında tercih yapmaya çalışırken bir anda Umut'un bana seslendiğini duydum. Arkamı döndüğümde onu gördüm.El sallıyordu.
Ben de karşılık verdim. Arslan yüzüme bakmadan,hızla yanımdan geçip gitti.Umut yanıma gelince okula doğru yürümeye başladık. Havadan sudan sohbet ettik.
Dersler sıkıcı geçmişti. Ders aralarında ise Peri ile Umut'un yaklaşan doğum gününü konuştuk. Gözlerine baktığımda hüzün gördüm. Çok üzgün görünüyordu.
Okul çıkışı bizim eve gittik.Yemek yedikten sonra salona geçtik. Kahvelerimizi yudumlarken Peri dayanamadı ve konuyu açtı.
- Hala inanamıyorum. Kabul edeceğine o kadar inanmıştım ki!
- Nedenini açıklamadı mı?
- Hayır. Çok önemli bir işinin olduğunu; beni sonra arayacağını söyleyip gitti.Ve sonra da aramadı,gördüğün gibi.
- Ama hala arayabilir.
- Sanmıyorum. Onunla dün görüştük.Ve hala aramadı. Beklemekten yoruldum.
- Bir günde mi?
Dedim,Rüzgar'ı kaç yıldır beklediğimi düşünerek.
- Ne bir günü Deniz? İki yıl!Tam iki yıldır beni farketmesi için bekliyorum.Ama artık yoruldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Sevgilim
Teen FictionYüzüme sıçrayan cam parçalarının açtığı kesiklerden,kanlar akıyordu. Artık buna daha fazla katlanamazdım. Hızla evden çıktım ve o beni durdurmaya dahi çalışmadı. Dışarı çıktığımda gecenin karanlığı etrafımı sardı. Yağmur hızlanıyordu ve benim gide...