KURŞUN ADRES SORMAZ Kİ

Evet arkadaşlar çok ama çok özür dileriz. Bu bölüm çok önceden gelmesi gereken bir bölümdü. Ama inanın ki yazmadığımızdan değil oluşan teknik arızadan dolayı yazamadık. Geçen bölümü okuyanlar varsa bile bu bölümü tekrar okumasını tavsiye ederiz. Çok şey istiyoruz ama o ponçik parmaklarınız yıldıza giderse çok seviniriz. İYİ OKUMALAR...

"Ayrıca bu dövmenin bir anlamı var." dedim Devran burnundan soluyorken. "Neymiş o anlam?" diye sorunca ne diyeceğimi şaşırdım.Ne diyebilirdim ki. 'Senin için yaptırdım.' diyemezdim ya. Ne diye böyle birşey demiştim ki ben. "Hem ne yazıyor orada?" dedi ve sonra biraz yaklaşıp dövmede yazan sözü okudu."Kurşun adres sormaz ki?" Ardından tekrar bana döndü. "Bu dövmeyi kimin için yaptırdın Asmin?" diye sordu. 'Senin için' demek istesem de diyemedim. "Çok sevdiğim , aşık olduğum, uğruna canımı bile verebileceğim adam için yaptırdım." dedim gözlerim dolarken. Devran "Anladığım kadarıyla bu adam seni sevmiyor?" diye sorunca nereden geldiğini çözemediğim gereksiz özgüvenim ile "Seviyor musun ,Devran?" cevabı yapıştırınca Devran afalladı ve hiçbir şey söylemeden dışarı çıktı. Onun gidişinin ardından gözyaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı.

DEVRAN'DAN
Asmin'in bu yaptığı olmayacak duaya 'Amin' demek gibiydi. Benim kalbimde başkası varken hatta benim kalbim sevdiğim kadının ellerine bırakılmışken, Mira varken olmazdı. Mira beni terk etmiş olsa bile ona olan aşkıma ihanet edemezdim. 

ASMİN'DEN
Duş alıp kıyafetlerimi üzerime geçirip kahvaltı için aşağı indim. Avluya inmeden için bir bardak su içmek için mutfağa girmiştim. Evin ayaklı gazeteleri olan yardımcıların konuşmalarını duydum. Yardımcıların biri diğerine " Gelini Mira Hanım olarak beklerken Asmin Hanım'ın gelişi... Şaşırdım valla." dedi diğer yardımcı ise "Sen bilmiyor musun kız ? Hani şu Asmin Hanım'ın babası Ahmet Ağa varya onun Süleyman Ağamıza bayağı bir borcu varmış. Ee biliyorsun Devran Ağam ve o Mira denen kızla ilgili dedikodular da alıp başını yürüdü. Süleyman Ağa , Ahmet Ağa'nın borçları karşılığında Asmin Hanımı istemiş. Yani hem Devran Ağa ile ilgili dedikodular bitecek hem de Ahmet Ağa'nın borçları silinecek. Zoraki bir evlilik bu. Yoksa biliyorsun Devran Ağa Mira'yı seviyor." dedi. Duyduklarım karşısında şok olmuştum. Babam...Babam beni satmıştı. Borçları yüzünden tek kızının , cadısının onu sevmeyen bir adamla evlenmesine göz yummuştu. Tam aşağı inip babamla konuşmaya gidecektim ki karşıma çıkan Devran'la olduğum yerde kaldım. "Asmin, neyin var? Nereye gidiyorsun hem sen?" dediğinde dolan gözlerimi kırpıştırıp Devran'a döndüm."Asmin, neyin var? Nereye gidiyorsun hem sen?" dedi. "Devran çekil önümden babama gideceğim. " dedim. "Nereye gitmekten bahsediyorsun sen Asmin? Daha ilk gün babanın evine gitmek falan. Çok özlediysen akşam yarım saatliğine uğrarız birlikte. Ama yalnız gidersen çıkabilecek dedikoduları düşünebiliyor musun?" dediğinde sinirle yumruğumu sıkıp "Ne dedikoduymuş ya" deyip suratına tokadı yapıştırdım ve yatak odasına çıktım. Kapıyı kapattıktan sonra hemen kilitledim. Çünkü Devran'ı tanıyorsam o tokadın hesabı için kapıya dayanacaktı. Ve tahmin ettiğim gibi de oldu tam yatağın üzerine oturmuştum ki Devran kapının diğer tarafından gürlemeye başladı. "Asmin çabuk aç şu kapıyı." O dışarıda bağırırken ben hıçkırıklarımla boğuşuyordum. Devran da zaten biraz daha 'Kapıyı aç' diye diretmiş ama ben açmayınca gitmişti.

Bugün  nasıl uyanmıştım ve neler yaşamıştım. Ağır gelmişti. Hem de dün geceden sonra... Hele babam... Ah be babam... Sen hani kıyamazdın kızına , cadına,  kara gözlüne... Benim o canımdan çok sevdiğim babam beni satmazdı. Aklımın ucundan dahi geçmezdi böyle bir şey yapabileceği. Üstelik ben bunu ne babamdan , ne ailemden , ne de eşimden öğrenmiştim. Resmen evin yardımcıları dedikodumu yaparlarken duymuştum. Ben eğer ki o suyu içmek için mutfağa girmeye kalkmasaydım daha bu gerçekler benden ne kadar daha saklanılacaktı acaba.