"Teşekkür ederim" dedi. 3 ay önceye sarmıştık. Sevmiyordu. Bunu bana kendi söylemişti. Beni sevmemesine, bana karşı bir şey hissetmemesine rağmen neden böyle davranıyordu?
"Yapma Devran. 3 ay önceki gibi bana umut verme, lütfen" dedim Devran'ın elinin altındaki elimi çekerken. Devran'ın eli karnıma düştü. Elini çekti. Bir şey demeyince ben ağzımı açtım. "Bana hiçbir şey anlatmıyorsun zaten. Bu da canımı sıkıyor. Senin ablan olduğunu bile bugün öğrendim." dedim.
Bana hiçbir şey anlatmıyordu. Bilmediğim çok şey varmış gibi hissediyordum ve Devran bunların hiçbirini anlatmadığı halde benden hiçbir şeyi merak etmememi, sormamamı bekliyordu. Ben bilinmezliklerle yaşamayı istemiyordum. Devran benim hakkımda herşeyi biliyorsa benim de bilmeye hakkım vardı. Ama ben Devran hakkında kelimenin tam anlamıyla cahildim.
Devran konuşmamdan rahatsız olmuş olacaktı ki "Konuyu dağıtma Asmin" dedi. Ortada bir konu vardı da ben mi bihaberdim? Devran'a boş boş bakıp "Anlamadım. Konumuz neydi ki?" dedim. Devran suratına ufak bir sırıtma yerleştirip "Senin Çilek Kız baskılı üstelik destekli sütyenin." dedi. Devran'ın karnına kolumu geçirdim. Devran'ın şuan benim ona vurmam üzerine acı çekmesi gerekiyordu gülmesi değil. Kahkahasına ara verip "Haaa bu arada Tom ve Jerry'lisi falan da var mı Hayriye'ciğim" deyince tepem attı. Bende kolumu tekrar savurmuştum ki Devran'dan bir inilti geldi. Zevke mi geldi lan bu? Tövbeeeee.. "N'aptın Asmin? Bizim ikizler kardeşsiz mi kalıcak?" deyip kıvranmaya başlayınca dank etti. Benim kolum çok fena bir yere çarpmıştı.
Ve Asmin rezilliklerine başlar...
"Yaa ben bilerek yapar mıyım?" diyip ayaklandım. "Hem ben senin geleceğini niye kurutmak istiyim. Senin geleceğin benim geleceğim. Hem biz daha olacak çocuklarımızdan futbol takımı kurucaz" dedim. Dur bir dakika ben ne dedim? 'Hem biz daha olacak çocuklarımızdan futbol takımı kurucaz' diye hatırlattı iç sesim söylediklerimi. Çocuklarımızdan futbol takımı kurmak ne ya? İyi misin Asmiiiin? Yok yok değilim.
Devran benim kurduğum saçma cümle karşısında gülmeye başladı. Tabiki gülerkende çok yakışıklı ama konumuz bu değil. "Futbol takımı ha?" dedi ve kafasını geri atıp gülmeye devam etti. "Çilek Kız'lı ve destekli sütyenden sonra bu ağır geldi ama açıkçası hiçbir doğum gününde bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum" dedi. Yine bilmediğim birşeyle karşı karşıyayım. Aman çok şaşırdım(!) Bir kez daha dile getirmişti bunu ama sorularımı geçiştirmekte uzmanlaşmış biri olduğu için cevabını alamamıştım. Cevap almak konusunda şüphelerim olsa da sordum. "Neden doğum gününden bu kadar nefret ediyorsun?"
Sorumu sorar sormaz o bakmaya doyamadığım gözlerinde bir hüzün rüzgarı geçti. Ona bu hüznü yaşatan neydi? Gözlerimin içine baktı ve "Sonra Asmin, gerçekkten sonra. Şuan gülüyorum ve mutluyum. Boşver." dedi. Yine alttan aldım ve yine bir şey demedim ama nereye kadar dayanabilirim bilmiyorum.
Kafasını karnıma yasladı ve "Hissediyor musun, onları?" diye sordu. Konuları sürekli böyle değiştirdiği için aldırmadım. Bana cevap vermemesi beni kırsa da yine ve yine aldırmadım... Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirip "Tabiki hissediyorum. Tekme atmıyorlar ama hareket ettiklerini hissedebiliyorum" dedim ve yüzümdeki gülümsemeyi hiç bozmadan "...bebelerimizi" diye ekledim. "Bebeklerimizi" diye tekrar etti beni. Belki bana aşık değildi, sevmiyordu ama söz konusu bebekler olunca gözlerindeki ışıltı görmeye değerdi.
"Senden bir şey isteyebilir miyim?" diye sordu. "Ne isteyeceksin?" diye sordum. Masumca bana baktı ve "Saçlarımla oynar mısın? O... o hep oynardı ve ben daha huzurlu uyurdum." dedi. Gözlerine yine hüzün çöreklenmişti. Hissediyordum. Birşey vardı ama'O' kimdi? Bir 'Mira' vakası daha kaldıramazdım. Titreyen sesimle "O kim Devran?" diye bir soru yönelttim. "Anlatıcam. Zamanı gelince. Rica ediyorum senden" dedi ve ellerimi alıp saçlarına doğru götürdü. 'Cevapsız Sorular' listesine bir soru daha eklemiş oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN ADRES SORMAZ Kİ
RomanceÇocukluğumdan beri aşık olduğum adama açılmam gerekiyordu. İçimde durmadan büyüyen bu sevgiye AŞK'tan başka birşey demek imkansızdı. İlk başlarda 'çocukluk'tu ama ben artık 20 yaşındaydım. Çocukluk kelimesi yoktu. Aşk vardı. Devran Karahan'a karşı s...