"GİTME"

5.3K 147 8
                                    

BÖLÜM ŞARKISI👉 Cem Adrian-Aşk Bu Gece Şehri Terk Etti

..............

"Gerçekten bana kuma mı getireceksin, Devran!?" diye haykırdım. Devran daha ağzını açamamıştı ki "Ne kuması?" diye araya girdi ikimize de ait olmayan bir ses. Bu sesin sahibi Şükrü'den başkası değildi. Devran Şükrü'ye dönünce tam bir şey söyleyecekti ki abim suratına yumruğunu geçirdi. Devran Şükrü'den bunu beklemediği için yere yığıldı. Ki abim diye de söylemiyorum bayağı bir güçlüdür. O da benim yapmak istediğim şeyi yapmıştı.
Devran Şükrü'nün aniden attığı yumruğun etkisinden çıkıp ayağa kalktı ve yumruğunu Şükrü'ye doğru savurdu. Şükrü de yere düştü. Devran bayağı hızlı vurmuştu ve abim yere düşmüştü. Devran'ın bu hareketinden sonra abim deliye döndü. Sinirinden o renkli gözleri koyulaşmıştı. Sinirle kalkıp Devran ile kavgaya tutuştuklarında çığlık atıp bir adım geriye kaçtım. Herkes avluya toplanınca Kahya araya girdi ve kavgayı ayırdı. Hatice Hanım merdivenin son basamağında durmuş Devran ve Şükrü'nün ayrılmasını bekliyordu. İkisi ayrıldıktan sonra Hatice Hanım ellerini beline yerleştirip tam bir mahalle karısı edasıyla çemkirmeye başladı. "Sen kim oluyorsun da benim oğluma, Süleyman Ağa'nın oğluna, eniştene yumruk atıyorsun? Ona nasıl yumruk atarsın?" dediğinde Şükrü "Esas o kim oluyor da benim kardeşimin üzerine kuma getiriyor? Şerefsiz herif." diye cevap verdi. Ardından bana dönüp "Asmin eşyalarını topla, gidiyoruz." diye ekledi. Devran'ın suratına çevirdim gözlerimi. O sert ifadesinden hiç bir şey anlaşılmıyordu. Ağır adımlarla merdivenlere doğru ilerledim. "Hatice Hanım çekilirseniz geçeceğim." dedim ve çekilmesini bekledim. "Eğer bu evden çıkıp babanın evine geri dönersen seni bir daha bu evden içeri sokmam. Seni yine bu eve gelin olarak almam. Değil Devran'ı görmek konağın kapısının önünde bile geçmene izin vermem. Bunu da böyle bil. Şimdi nereye gidersen git." dedi ve çekildi. Bu kadının sözlerine takılmıyordum. Ama biliyordum ki ben gidince bu kuma olayı Devran'a açılacaktı ve Devran evlenecekti. Ne olursa olsun soyun devamı gerekiyordu.
Bir süre uzaklaşmak iyi gelecekti. İkimize de... Ben zaten evlilik , balayı , konak derken yeterince yorulmuştum. Kafamı toparlamam lazımdı. Hatice Hanım'a aldırmayıp yukarı çıktım. Odamıza girip dolabın kenarındaki küçük valizi aldım ve içine birkaç parça eşya koydum. Valizimi de alıp ağır ağır aşağı indim. Şükrü'ye doğru yürürken Devran "Asmin 2 dakika konuşalım." dedi. Dönüp Şükrü'ye baktım. Sinirle Devran'a bakıyordu. "Eğer ki onu tehditle burada tutmaya çalışacaksan hiç uğraşma." dedi. Devran ise "Öyle bir niyetim yok. Tehdit falan etmem ben. Sadece bir şey söylemek istiyorum." diye cevap verdi. Abim bana dönüp "Dışarıda bekliyorum." dedi ve dışarı çıktı. Konuşmak istemiyordum Devran'la. Tam gitmek için kapıya yönelmiştim ki Devran kolumu tuttu. "Bak Asmin belki severek evlenmedik ama ben senin üzerine kuma getirecek kadar şerefsiz ve karaktersiz bir adam değilim. O kadar düşmedim ben. Hem bana...Ya da boşver. " dedi. Şerefsiz değildi. Biliyorum ki kuma da kendi isteğiyle getirmezdi ama Hatice Hanım. "Devran bırak gideceğim. Kafamı toplamam gerekiyor." dedim. Kolumu ondan kurtardım ve arkamı döndüm. Devran kolumu tekrardan tutup beni kendine çekti. Şuan çok yakındık. Bu yakınlık kalbime zarar veriyordu.Devran gözlerimin içine bakarak "Bana iyi geliyorsun Asmin. Gitme..." dedi. Şuan Devran'ın karşısında eriyebilirdim, ona sarılabilirdim, elinden tutup 'gitmem' diyebilirdim ama çok yorulmuştum. Ağır geliyordu herşey. Devran'ın gözlerine dolmuş gözlerimle baktım. Gözlerim doluydu ama tek damla yaş düşmedi gözümden, kendimi zor tutuyordum ağlamamak için. Ağlamadım, ağlayamazdım, ona söz verdim. Niye verdim ki o sözü?

Arkamı dönüp ilerledim. Devran'ı çok seviyorum ama belki de düşünmeye ihtiyacım vardır. Şanlıurfa'ya geldiğimden beri duyduğum herşey ayrı bir yıkımdı benim için. Her seferinde boşver dedim. Böyle olması gerekiyormuş dedim. Ama artık dayanılmaz geliyordu herşey.

KURŞUN ADRES SORMAZ KİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin