"ADI TUĞBA OLSUN."

4.6K 130 10
                                    

Selamın aleyküm arkadaşlar... Nasılsınız?  Karneler nasıl ? İnşallah siz de bizim gibi(!) çok çalışıp teşekkür-takdir almışsınızdır. Hadi bakalım bu bölümde bizden size hediye.  Allah'a emanet olun. 
Fatoş&Cennet

Kaçışım yoktu artık. Buraya kadardı. Devran konservatuvar okuduğumu öğrenmişti. Tüm gerçekler birden mi çıkar ortaya yahu? Devran gözlerimin içine o kömür gözleriyle bakıp "Asmin sen gizlice konservatuvar mı okuyorsun?" dedi. Biraz tırsarak "Devran kızma ya." diye söylendiğimde lafı ağzıma tıktı. "Kızmayayım,  öyle mi? Tabii canım ne var ki zaten kızılacak? Alt tarafı karım başta ailesi olmak üzere herkese yalan söylüyor. Ailesi onu 5 yıl sonra doktor olarak beklerken o 3 yıl sonra konservatuvar mezunu olarak çıkacak. Kızılacak hiç bir şey yok gerçekten." dedi dalga gecercesine. Evet belki herkese yalan söylemiştim ama benim de nedenlerim vardı. Ben aileme 'Konservatuvar okumak istiyorum.' desem babamdan önce abimler bacaklarımı kırardı. Üstelik ben ki 4'ten 3 çıkarıp 2 bulabilecek kapasiteye sahip bir insanım. Tıp okumak benim neyime acaba? "Devran benim de haklı olduğum taraflar var." dedim Devran'ın sinirli bakışları yüzümde gezinirken. Açıkla dermiş gibi kafasını salladı. "Devran babam okumama bile zor izin verdi. Bak, babam bana çok değer verir ama konu aşiret ve töreye geldi mi işler değişir. Ne olursa olsun benim babam bir ağa. Koruması gereken bir onuru ve namusu var. Bu kadar zor izin almışken bir de 'Ben konservatuvar okuyacağım.' diyemezdim." dedim. Devran'ın siniri biraz daha arttı ve "Bu yalan söylemeni haklı çıkarmaz Asmin. Hadi babana söylemedin. Annen , Şükrü ya da abilerinle uygun bir şekilde konuşsaydın. En olmadı bana söyleyebilirdin Asmin." diye bağırdı. O da haklıydı. Yalan söylememeliydim. Sadece Devran'ın yüzüne bakmakla yetindim. Ağzımı açıp tek bir kelime söyleyemedim. Ne diyebilirdim ki? Haklıydı.

♤♡♤♡♤♡

Okulu dondurmuştuk ve eve dönüyorduk. O tartışmadan sonra ikimizde ağzımızı açmamıştık. Şu an uçakta koltuklarımıza kurulmuştuk. Devran gözlerini kapatmıştı. Uyumuyordu muhtemelen. Konuşmalıydım. En fazla cıngar kopardı. En iyisi boş boğazlık edip konuya pat diye dalmak deyip "Annemlere bu okul işini anlatacak mısın?" Ortaya soruyu attım. Yavaşça gözlerini araladı. Bana dönmeden sert ve bi o kadar da soğuk bir sesle "Eğer bunu istemiyorsan yapmam." Dedi. Kafasını bana doğru çevirip "Üstelik sen yalan söyleyerek mi seviyorsun?" ekledi. Bunca şey yalan üzerine kuruluyken ne yalanından bahsediyordu. Sinirle ona dönüp "Bunu bana , yalan üzerine kurulu bir evliliği kabul etmiş ve hatta bu yalanı benden yine yalanlarla saklamış Devran Karahan mı söylüyor?" diye lafı koydum. Aaa Devran yok. Gömdüysem demek ki. 😂

♤♡♤♡♤♡

DEVRAN'DAN (Asmin'in İntihara Kalkıştığı Gün)

Asmin hastane yatağında uyurken kapı yavaşça aralandı ve Şükrü içeri girdi. Asmin'in yanına gidip alnını yavaşça öptükten sonra bana dönüp "Devran 2 dakika dışarı gelsene. Bi konuşalım." dedi. Asmin'in üzerini örtüp Şükrü'nün ardından dışarı çıktım. Tam kapıyı kapatıyordum ki Şükrü elindeki zarfı elime verdi-Çok sevgili Sertaç arkadaşımıza selam olsun....  "Asmin intihar ettiği gün masanın üzerinde bulmuştum. Sana yazmış." dedi. Gözleri dolmuştu. Çok seviyordu Asmin'i. "Oku hadi." dedi ve arkasını dönüp çıkışa doğru yürümeye başladı. Mektubu açıp okumaya başladım.
"Devran...
Vazgeçiyorum artık senden , sana olan aşkımdan, gülüşünde buldugum huzurdan,  herşeyden,  herkesten... Aslında tam bir vazgeçme sayılmaz bu. Kaçıyorum. Ardıma bakmadan kaçıyorum. Arkama bakmıyorum çünkü bakarsam,  o kömür gözlerini görürsem vazgeçemem. Gidemem. Sen fark etmezsin belki ama gözlerin vazgeçirir beni. Bakmıyorum arkama çünkü sana tekrar aşık olurum. Tıpkı sana her bak--"  Mektubu okumaya devam ederken Asmin'in "Devran?" Diye seslenişini duydum. Mektubu ceketimin cebine tıktım ve içeri girdim.

KURŞUN ADRES SORMAZ KİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin