"Aşk Kokan Kadınım"

4.2K 95 21
                                    

Hayatıma 'aşk' adı altında giren kadınımın gidişinin 54. günü bugün. Elimde yine bir buket karagül. Usulca yanaştım mezarlığa. Daha elim değmeden gözyaşım düştü toprağa. Ah be gelişi güzel kadın, gelişine aşık oldum ama gidişine alışamıyorum diye geçirdim içimden. Canım yanıyordu. Uyku uyuyamıyordum 54 gündür. Masmavi sular aldı onu benden. Fırat alıp götürdü ve ben onu kurtaramadım. Yetişemedim. Toprağını okşadım önce. Sonra taşını, mezar taşında yazan adını.

Alışamıyordum onsuzluğa hala. Sevdiğim kadına gidiyorum diyip mezarlığa gelen bir adam bıraktın ardında Asmin'im. Her zamanki gibi bir fatiha okuyorum önce. Sonra konuşmaya başlıyorum. "Aşk kokan kadınım ,Hayriye'm..." diyorum ve histerik bir gülüş. "Nikah masadında da böyle demiştim sana hatırlıyor musun?" dedim. "O gün hayatımın en anlamlı 'evet' cevabını vermişim. Seninle olan hayatıma bakınca 1 tane bile keşkem yok benim. İyiki'ler yumağıyla dolu. Öyle bi girdin ki hayatıma daha ben ne olduğunu anlamadan aşık oluverdim sana. Alışıverdim. Şimdi ise olmayışına alışamıyorum. Yatağın sağ tarafında yatıyorum hala. Sol taraf senin. Bahçedeki karagülleri her gün suluyorum. Sen hep öğleden sonra sulardın. İş yerinde olsam bile arayıp sulatıyorum. Hala aslında tıp değilde konservatuar okuduğunu söylemedim kimseye. O sesindeki büyüye doyamamıştım halbuki. Seni ilk gördüğüm günü de hiç unutmadım. Sen uyuyordun ve bizim alışveriş yapmamız gerekiyordu. Melek gibi uyuyordun be güzelim. Uyandırmak için yüzüne suyu dökmeden önce en az 5 dakika izlemişimdir. Ama bak bırakıp gittin işte. Yoksun. Ardında 3 çocuk 1 yarım adam bıraktın. Tuğba bana o kadar hatırlatıyor ki seni. Çok benzemese de sana. Şükrü'ye çekmiş. Yemyeşil gözlerine rağmen aynı sen gibi bakıyo bana Asmin. Bana daha çok hatırlatıyor seni. Senin gidişini ben bile kabullenemiyorum ki o yeşil gözlü küçük meleğimiz kabullensin. Baran ve Boran kabullensin. Ben de ölü gibiyim zaten. Sadece bedenen varım. Kalbimi de gömdüm seninle beraber ben Asmin. Yarım bıraktın beni. Eksikliğimi tamamlıyodun sen benim. Şimdiyse tamamlanacak bir eksiğim bile yok. Hiçbir şey yok benden kalan... Baran, Boran, Tuğba... Hepsi perişan oldu Asmin'im. Hiçbiri sözümü dinlemiyor artık. Her seferinde seni soruyolar bana. Olmadığını, öldüğünü bile bile seni tekrar tekrar soruyolar bana. Ben artık cevap veremiyorum Asmin. Tükendim. Seninle doğdum. Gidişinle öldüm Asmin. Bende yaşamıyorum. Tek farkımız nefes alıyor olmam. Bi ölüden farksız hissediyorum. Yokluğun beni sarıyo. Kolların değil de gece dolanıyo boynuma. Tenini değilde gecenin soğuğu hissediyo bu beden. Kalbim üşüyo Asmin. Isıtamıyorum. Canım yanıyo. Ben senin canını zamanında çok yaktım biliyorum. Sana sevdiğimi, aşık olduğumu zannettiğim kadını anlattım mesela. Sana hissettiğimin yanında Mira bir iğne ucu kadar bile değilmiş be Asmin. Sonra... Sonra annem yüzünden az kalsın intihar ediyodun. Canına kıyıyodun... Ben senin yanındaydım ama sana karşı buz gibiydim be o zamanlar Asmin'im... Ne aptalım ben. Bunların cezası için ağır değil mi be bu Asmin? Yokluğun çok acı bi ceza. Olmayışınla ödetme bunları bana... Kalbimi gömdüm ben yanına. Senin yokluğun buz gibi etmesin diye gömdüm yanına. Özledim seni Asmin. Çok özledim. Gülen yüzünü, hiç susmamanı, çocuklarla oynayışını, bana sarılışını, kara gözlerini... Herşeyini Asmin. Hayatımda sen adı altındaki tüm herşeyi..." dedim ve sildim gözümden akan aşkı. Aşktı gözümden akan. Elini tutarak, alnından öperek hisettiremiyorsam, gözyaşlarımla, kalbimdeki bu yangınla hissetmeliydi beni. "Çok seviyorum seni" diye fısıldadım. Ve ayrıldım ordan. Fırat'a gittim. Onu benden alan Fırat'a.

...

Deriiiince bir nefes aldım. Her şeyin bittiği yerdi burası. Dağ Çiçeğimi benden alan yerdi. Kalbimi bu suya gömdüm ben. Burda kaldı gülüşlerim. Burda kaldı...

Çocuklarımın "Anne" çığlıkları başladı daha sonra, gözyaşı girdi devreye.

Bugün daha bi hüzün çökmüştü. Ölü gibi yaşıyordum. Hatta cümledeki gibi fazla bile olabilir.

KURŞUN ADRES SORMAZ KİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin