Merhabalar arkadaşlar...
Biliyoruz bölüm bekliyorsunuz ama insanın yazası gelmiyor. Bildiğiniz gibi ülkemizin 4 güzel ilinde (Bitlis-Elazığ-Van-Gaziantep) saldırılar yaşandı. Hele ki Gaziantep... İnsanların en güzel günlerini bombalayacak kadar cani insanlar -ki insan bile değiller ama neyse artik- olması...
Ulan ne istediniz o insanlardan? Berbat ettiniz en güzel günlerini kına yakın en münasip yerlerinize...Her neyse canlar...
Bu 4 patlamada şehit olan güzel ülkemizin güzel insanlarına birer Fatiha süresini okursanız hem burada bizi hem de cennette onları mutlu edersiniz.4 patlama sonucu yaralananlara Allah'tan şifa, şehit olanlara rahmet, şehit ailelerine de sabır diliyor ve sizi bölümle baş başa bırakıyoruz.
İYİ OKUMALAR....
"Tamam lan. Ona da tamam. Sen hele bi iyileş. Ne olduğunu anlat. O zaman sana bu kötülüğü yapanı, kendi ellerinle döşediģin evden soğutanı gebertmezsem adam değilim." diye bağırdıktan bir kaç dakika sonra Afra odama geldi.
"Afra korkuyorum ben." diye fısıldadıktan sonra göz yaşlarım birer birer yaşamlarına son verdiler.
Afra'nın konuşmasına izin vermeden devam ettim.
"Devran'ı kaybetmekten, daha yeni aile olmayı başarmışken ailemizin dağılmasından, Devran'ın benden tiksinmesinden, beni zaten sevmiyorken nefret etmesinden korkuyorum." dedim ve ayağa kalkıp karşımda dikilen Afra'ya sıkıca sarıldım.Bir süre bu şekilde durduktan sonra Afra beni kendinden uzaklaştırdı ve konuşmaya başladı.
"Asmin sen tecavüze uğradın ve bundan dolayi psikolojik sorunların var. Ama salak ve en önemlisi kör değilsin. Ya sen Devran'ın sana nasıl baktığını, seni nasıl koruduğunu görmüyor musun? Kavga etmişsiniz sanırım. Yanından çıkar çıkmaz benim odama geldi. Beni senin yanına gönderdi ve senin istediğini yapacağını söyledi. Beni de senin yanına gönderdi." deyip tebessüm etti.
Afra'nın söylediklerinden sonra Devran'a tekrar aşık mi olsam yoksa ona olan ihanetimden dolayi utanç mi duysam bilememiştim.
"Afra ben evime gitmek istiyorum ama orada yaşayamayız. Ben o odaya giremem, o yatakta uyuyamam, çocuklarımı o evde büyütemem. Ben salonda her oturduğumda o adamın konuşmaları kulaklarımı dolduracak, yatak odamıza her girdiğimizde o iğrenç anlar aklıma gelecek. Yaşayamam ben. Devran'a bu kötülüğü yaşatamam." dedim gözyaşlarıyla.
"Eve gitmek mi dedin sen? Asmin saçmalama. Zaten hamilesin ve psikolojik olarak kötü bir dönemden geçiyorsun. Eğer eve gidersen sana daha yüksek dozda ilaç vermemiz lazım bu da bebeğe zararlı. Bu bebeği istemiyor olabilirsin ama bebeğin ölmesi demek senin için hayati bir önem taşıyor. Seni eve göndermem." dedi net bir şekilde.
"Ama Afra...."
Cümlemi henüz tamamlayamamıştım ki Afra sözümü kesti.
"Bu bebeğin benim için bir önemi yok diyeceksin di'mi? Kendi hayatın da mı umrunda değil? Hadi Devran bir şekilde toparlar, bir şekilde acısını dindirir ama ikizler. Baran ve Boran ne olacak hiç düşündün mü? Ben söyleyeyim canım. Düşünmedin çünkü kendi acına ve Devran'ın ne düşüneceğine o kadar odaklanmışsın ki evlatların aklına bile gelmiyor." dedi ve gözünden süzülen bir damla yaşı elinin tersiyle hızlıca silip devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN ADRES SORMAZ Kİ
RomanceÇocukluğumdan beri aşık olduğum adama açılmam gerekiyordu. İçimde durmadan büyüyen bu sevgiye AŞK'tan başka birşey demek imkansızdı. İlk başlarda 'çocukluk'tu ama ben artık 20 yaşındaydım. Çocukluk kelimesi yoktu. Aşk vardı. Devran Karahan'a karşı s...