Selamın aleyküm arkadaşlar,
Yeni bölüm bazı problemler nedeniyle biraz gecikti. Bu yüzden affınıza sığınıyoruz ve sizi bölümümüzle baş başa bırakıyoruz...😊ŞÜKRÜ'DEN (DEVAM)
"Asmin hamile."
Kötü bir durum yoktu işte. Neden ataklar geçiriyordu. Buna sevinmesi gerekirken neden ağlıyordu?
"Tamam da bunun bu ataklarla ne alakası var Afra Hanım?" Diye bir soru yönelttim. Afra hanim ise bu sözüm karşısında alayla gülüp "Halil denen adamdan hamile. Devran'dan değil." deyince ne diyeceğimi ne düşüneceğimi bilememiştim. Kekeleyerek "Be-benim k-kara gözlüm teca-" diye konuşmaya başladım ama aklımdakini söylemeye içim el vermiyordu. Benim bu halimi görünce Afra Hanim "Asmin tecavüze uğramış Şükrü bey. Anlatmamı ister misiniz?" diye sorunca başımla onayladım. Ağzımı açmaya mecâlim yoktu.
"Asmin evde yalnız başına otururken birden kapıdan bir tıkırtı gelmiş. Asmin Devran'ın geldiğini zannetmiş. Ayağa kalkmış kapıya ilerlemiş. Karşısına Halil denen o adam çıkmış." Durup sertçe yutkunduktan sonra "Devamını dinlemek istediğinizden emin misiniz?" diye sorunca gayet net bir şekilde "Devam edin Afra Hanım." dedim.
"Asmin onu görünce korkup evden göndermeye çalışmış ama o...o buna izin vermemiş ve...Asmin'le Devran'ın yatak odasında onunla olmuş. Ve Asmin o adamdan hami-" Lafını kesip "Aldıralım. O bebeği, o ibnenin çocuğunu taşımak zorunda değil ben kardeşim." dedim ama o cevabı almayı hiç düşünmüyordum.
"Zorunda Şükrü Bey. Asmin o bebeği doğurmak zorunda. Eğer o bebeği aldırmaya kalkarsa bir daha hamile kalamayabilir hatta o masadan kalkamayabilir. Onun için o bebeğin doğması şart. Zor bir durum ama Asmin'in hayatı tehlikede."ASMİN'DEN
Her şeyin kusursuz ilerlediği bir hayat ister her insan. Ama her şey mükemmel gitmez. Kimsenin hayatı hayalindeki gibi değildir. Benim de değil. Hatta hayatımın hayallerimden haberi yok galiba. Öylesine berbat. Öylesine üzücü. Öylesine acı verici. Halbuki ne hayallerimde, ne de planlarımda vardı bu yaşadıklarım. Hayatım planlarımdan bihaber ilerlemesi trajedik. Ne diyordu John Lennon; 'Hayat, siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.' Aynen öyle. 1 yıl önceye kadar planım neydi? Devran'a açılamak. Daha sonra sevgili olup okul bittikten sonra evlenmek ve ömür boyu mutlu yaşamak. Şu son 1 yıldaki planlarımı, son 1 yılda olanlarla karşılaştırınca ortaya bir sezonluk dizi bile çıkabilir belki de.
Kafamın içindeki düşüncelerden sıyrılıp sonunda açabildim gözlerimi. Şükrü'yü gördüm. Baş ucumdaydı. Şükrü benim uyandığımı görünce biraz su verdi ve "Beni sayıklamışsın Kara gözlüm. Hemen atladım geldim güzelim." Dedi. 'Güzelim' deyince aklıma o gece gelmiş ve yanaģimdan sıcak bir damla yuvarlanmış ve yastıģımla buluşmuştu. Şükrü ağladığımı görünce sandalyeden hızlıca kalktı ve ellerini saçlarının arasına geçirdi. "O herif sana nasıl dokunabilir lan nasıl? Senin o masumiyetini, yaşama sevincini, Devran'a bakınca gözlerinden saçilan o ışığı, aşkı nasıl alabilir lan o orospu çocuğu. Benim...benim kardeşim." diye bağırdı. Benim ağladığımı görünce sakinleyip yanıma oturdu. "Abim anlat. Anlat bana. Söyle de gideyim geberteyim o herifi. Devran biliyor mu? Bilmiyor di'mi? Bilmiyor tabi. ASMİN SUSMA ABİM SUSMA." dedi.
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladım.
"Devran...Devran daha yeni çıkmıştı evden. Şirkette bir kaç imza işi varmış. Onları halletmek için gitti. Sonra bir tıkırtı duydum. Devran geldi zannettim. Sonra..." Konuşmamı hıçkırıklarım böldü. Çünkü her anlatışımda o adam gözümün önüne geliyordu. Ve karnımdaki o bebek. Suçsuz ve hiç bir şeyden haberi olmayan o bebek.
Karşımda Devran değil Halil denilen o pislik herif duruyordu. Abi ben çok direndim. Ben o pislik herife yalvardım abi. Yalvardım, dokunma bana dedim. Evliyim ben dedim. Yapma dedim ama...ama o beni tuttuğu gibi odamıza götürdü. Abi ben o odaya girdikçe canım yanıyor. Devran o yatakta yattıkça kendinden daha çok tiksiniyorum. Çocuklarımızın yanına gitmeye korkuyorum. Karnımda başkasının bebeğiyle babası kocam olan çocuklarımın yanına gitmeye utanıyorum. Onlar...büyüdüklerinde, herşeyi öğrendiklerinde benden-annelerinden- tiksinecekler. Abi ben o eve gitmek istemiyorum. O eve gitmek canımı çok yakıyor." Dedim ağlaya ağlaya. Abim dolmuş gözleriyle bana gelip sarıldı. Bir kaç dakika öyle durduktan sonra ellerini yanaklarıma yerleştirdi ve gözlerimin içine bakarak "Sen utanılacak hiç bir şey yapmadın. Sakın kendini suçlama. Devran da anlayacaktır. Senin ona olan aşkının o da farkında Kara Gözlüm. Senin böyle bir şeyi bile isteye yapmayacağını bilir. Hele ki çocuklar...Henüz hiç bir şeyin farkında değiller. Üzme kendini bitanem. Yapma bunu güzelim." dedi.
'GÜZELİM' Bu söz o olay yaşamadan bir gece önce ne kadar da hoşuma gitmişti oysaki. Ama o gün o piçin dudaklarından dökülunce tüm anlamını yitirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN ADRES SORMAZ Kİ
Lãng mạnÇocukluğumdan beri aşık olduğum adama açılmam gerekiyordu. İçimde durmadan büyüyen bu sevgiye AŞK'tan başka birşey demek imkansızdı. İlk başlarda 'çocukluk'tu ama ben artık 20 yaşındaydım. Çocukluk kelimesi yoktu. Aşk vardı. Devran Karahan'a karşı s...