Evet canlar... Yine bir bölüm yine müko yazarlar:') Bu haftanın 3. bölümü de sizlerle. Her zaman olduğu gibi çok severek yazdığımız bir bölüm oldu gerçekten. İnşallah siz de severek okur ve o minnak yıldızcıkların içini doldurursunuz. Bu haftanın da sonuna geldik. Teşekkür ediyoruz. Esenliklerle kalın efenim...
Cennet&FatoşDEVRAN'DAN
Yaptığıma çok sevinmişti. Cem Adrian'ın bayağı hayranıydı. Onunla ilgili kurduğu cümleler, onu anlatırken ki surat ifadesi , hareketleri. Aslında benden başka bir erkek olmamalıydı hayatında izin vermezdim de zaten ama şu an Asmin'i mutlu etmek istiyordum. Zorla evlendirilmiş olsak da bu onun suçu değildi. Ona karşı kötü davranmaya hakkım yoktu. Bu yüzden -her ne kadar soğuk mizaçlı biri olsam da- ona kötü davranmayacaktım. Ama ona asla aşık olmayacaktım. Çünkü benim kalbim tek bir kişiye aitti o da Mira'ydı. Her ne kadar beni terk etmiş olsa da... Ben böyle sırtımı duvara yaslamış bir şekilde Asmin'i beklerken kulisin kapısı açıldı ve Asmin yüzünde kocaman gülümsemesiyle koşarak çıktı. Gözlerinin içi gülüyordu. Boynuma atlayıp "Seni çok seviyorum. Çok teşekkür ederim." dediğinde ne yapacağımı kestirememiştim. Bana Mira bile bir kere olsun 'Seni seviyorum' dememişti. Bana bu cümleyi bu kadar içten söyleyen 2 kız vardı. Onlardan biri Asmin biri de ben 13 yaşındayken 7-8 yaşlarında bir kız çocuğuydu.
2004-TEMMUZ
Annemle kavga etmiştim ve her zaman canım sıkıldığında , sinirlendiğimde gittiğim tepeye gitmiştim. Tüm Urfa'yı ayaklarımın altında hissediyorum tabiri bu tepe için biçilmiş kaftandı. Her kızdığımda , sinirlendiğimde, üzüldüğümde kendimi burada bulurdum. Neymiş efendim ağa çocuğu sokak çocuklarıyla top oynar mıymış, çok istiyorsam bahçede oynarmışım. Babamın ağa olması benim oyun oynamayacağım anlamına gelmiyordu ki. Ablam Dicle'ye de aynı şeyi yaptılar ama ben ablam gibi olup onlara boyun eymeyeceğim. Kendi kendime "Ağa falan olmayacağım ben. Ablamı da alıp gideceğim bura-" diye homurdanıyordum ki bir kız "Sana ağalık çok yakışır aslında, ben de ağa karısı olurum." deyip cümlemi yarıda bıraktı. Üzerinde kısa kollu pembe pileli bir elbise ayağında pembe babetler olan kız "Seni seviyorum ben."deyip arkasına bakmadan koşmaya başladı.
GÜNÜMÜZ
Alışkın değildim ben böyle sözlere. Mira ile birlikteyken o cümleyi kuran hep bendim. Fakat artık emin olduğum bir şey vardı. 'Seni seviyorum' cümlesini duymak hatta hissetmek - ki Asmin hissettiriyor - en az söylemek kadar özel.
ASMİN'DEN
Devran ona sarılışım ve söylediklerimden sonra hiç bir şey demedi ve öylece yürümeye başladı. Tabii ben de arkasından.Konserden sonra direkt otele gelmiştik. Ben üzerimi değiştirip Devran'ın 'Hayır solda ben yatıcam' diyeceğini düşünerek -bile bile- sol tarafa kuruldum. Devran görüş alanıma girince ne yaptığına baktım. Mini bardan sarı bir şişe alıp bardağa gerek duymadan içmeye başladı. Yaptığını görür görmez hızla yerimden kalktım. "Ne yapıyorsun sen ?" deyip elinden şişeyi aldım. Birden bire ne olmuştu da böyle içmeye başlamıştı. Devran baygın baygın bana bakıp "Asmin ver şu şişeyi." dedi sert ses tonuyla. "Tamam. Şişeyi vereceğim ama sen de bana niye içtiğini söyleyeceksin?" diye bir soru yönelttim. Devran ise beni takmayıp "Asmin bağırtma beni akşam akşam da ver şu lanet şişeyi!!" dedi. Ben de pes edip "Ne olduğunu anlat beraber içelim." demiştim ki Devran bir hışimla elimden şişeyi alıp şu içer gibi içmeye başladı. Nasıl içiyordu o iğrenç şeyi. Şişenin dibini görünce bana ters ters bakıp tekrardan mini bara yöneldi. Ben ona hala şaşkın bir şekilde bakarken bir içki şişesi daha aldı. Yahu o küçücük dolaba kaç tane içki sığdırdınız acaba?
Şişeyi açıp tekrardan kafasına dikti ve yavaş adımlarla pencerenin önündeki koltuklara doğru ilerledi. Kendisini koltuğa atıp yavaş yavaş içmeye devam etti. Neden bu kadar çok içtiğine anlam veremiyordum. Bu ani değişiminin sebebi neydi? Ne olmuştu bir kaç dakikada? Yavaşça karşısındaki koltuğa oturup dizlerimi kendime doğru çektim ve onu izlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN ADRES SORMAZ Kİ
RomanceÇocukluğumdan beri aşık olduğum adama açılmam gerekiyordu. İçimde durmadan büyüyen bu sevgiye AŞK'tan başka birşey demek imkansızdı. İlk başlarda 'çocukluk'tu ama ben artık 20 yaşındaydım. Çocukluk kelimesi yoktu. Aşk vardı. Devran Karahan'a karşı s...