"BENİ ÇAĞIRDI ASMİN"

5.3K 142 9
                                    

"Sonuçlarınız geldi" dedi. Herkes meraklı gözlerle doktora dönmüştü. Şükrü telaşla alelacele "Ne sonucu? Kötü bir şey yok değil mi?" dedi. Doktor "Hayır hayır, aksine iyi bir haberim var. Asmin Hanım'ın eşi hanginiz?" diye sordu. Devran atlayarak "Benim, ben. Devran Karahan." dedi. Bu şebek haline gülesim gelmişti.  Doktor bir bana bir de Devran'a baktıktan sonra önce Devran'a ardından bana bakarak "Tebrikler Devran Bey baba oluyorsunuz ve tabi siz de anne oluyorsunuz." dedi. Devran "Haaıı" diye saçma bir tepki ortaya koyunca odada dikilen çocuk kahkahayı patlattı. Ben ise hâlâ olayı kavramaya çalışan masum köylüyü oynuyordum. Ben anne olmaya hazır mıydım?

Devran heyecandan Şükrü'ye sarılınca, Şükrü "De bi git len" diyip onu itti. Devran çok sevinmişe benziyordu. Ben ise ne hissedeceğimi dahi bilmiyorum. Onca şeyden sonra anne olabilir miydim? Bitip tükenmiş gücüm buna yeter miydi?

Devran, Şükrü'ye dönüp "Refakatçi olarak ben kalıyorum. Hem Asminle konuşmak istediğim bazı şeyler var." deyince Şükrü hemen karşı çıkıp "Kardeşimi sana emanet etmek gibi bir hataya düşmem. Ben kalırım" dedi.

Aslında ben de Devran ile konuşmak istiyordum. Ona sormam gereken sorular vardı. Şükrü'ye dönüp "Abi, ben de konuşmak istiyorum onunla. Zaten aklımdaki sorulara cevap bulur bulmaz gidicem İzmir'e. Beni burada tutacak hiçbirşey yok artık."dedim. Şükrü durumu kabullenip "Tamam. Fakat şu İzmir'e gitmeni konuşucaz Kara Gözlüm, konu kapanmadı." dedi anlıma bir öpücük bırakıp çıkacakken durdu. Dönüp "Birşey olursa  direkt beni ara" dedi ve gitti. Şükrü çıkınca ardından doktor da "Asmin Hanım dinlensin. Yarın ultrasona alıcaz" diyip çıktı.

Devran adını bilmediğim ama başından beri odada duran çocuğa dönüp "Toprak, çok sağ ol. Sonra görüşürüz." diyip onu da nazikçe kovduktan sonra yatağa, yanıma oturdu. Alnıma bir öpücük bırakıp "Teşekkür ederim." diyince şaşırdım. Bana teşekkür etmesindeki sebep neydi ki? Devran sanki içimden sorduğum soruyu anlamış gibi "Yaşanılan o kadar sıkıntıdan sonra bana bu hediyeyi verdiğin için" diyip elini karnıma koydu. Elini bir hışımla karnımdan çekip "Kırgınım Devran. Herkese çok kırgınım, kızgınım. Bunca yaşanılanları nasıl atlatacağımı bile bilmiyorum. Ben güvenmekten korkuyorum artık." diye duygularımı açık açık ifade ettim. Devran gözlerini gözlerimden ayırmadan "Aklında çok soru işareti var di'mi?" deyince kafa sallayıp onay verdim. "Hem de çok. En basidinden Mira'ya tekrar gitmeyeceğini teminatını bana kim verecek?" dedim. Sonuçta tekrar gidebilirdi. Beni intihara tekrar sürükleyebilirdi. Hem de bu sefer terk edeceği sadece ben olmazdım. Ben ve bebeğim olurdu.

Devran sorumun cevabını geciktirmeden "Mira'ya karşı hiçbirşey hissetmiyorum Asmin, ona karşı hissizleştim." deyince Devran lafını bitirir bitirmez sesimi biraz da yükselterek "O zaman neden Mira'ya gittin Devran?" dedim. "DNA raporu istemiştim. Zar zor ikna etmiştim. Yoksa seni o hâlde bırakıp asla gitmezdim" deyince biraz yumuşadım. "Peki, neden Adana?" diye sordum. Devran da "Utku'da, Mira'da Adanalı zaten. İkisi de ordalarmış." dedi. Bu soruyu sormaktan çok korksamda sordum. "Sonuç?" Devran çok kısa bir sessizlikten sonra "O benim oğlum değil. Mira'da çok şaşırdı. Hatta rapora tekrar tekrar baktı. O 'aldırdım' dediği bebeği aldırmamış ve hep benden olduğunu sanmış. Muhtemelen Utku'nun oğlu o" dedi. Bunu söylerken nasıl hissettiğini anlamamış olsam da bu cevap beni rahatlatmıştı .Aklımdaki 'Mira ile ilgili sorular' kategorisindeki sorulara cevap bulmuştum.

Aklıma gelen başka bir soruyla "Peki, burada olduğumu nerden öğrendin?" dedim. Bir cevap bekledim ama Devran sustu. Tekrar sordum "Nerden öğrendin Devran?" diye. Devran derin bir nefes alıp "Bebeğimiz beni çağırdı Asmin" diyince soran gözlerimi Devran'ın kahvelerine dikip "Nasıl?" diye bir soru sordum. Devran "Rüyamda gördüm Asmin. 2 bebek. Ama görsen o kadar tatlılarki. Konuştular ikisi de. İki küçük bebek konuştu bana. Biri 'Anne' diyip ağlarken diğeri 'Annem nereye gitti baba' diyordu. Sıçrayarak uyandım. Adana'dan buraya dönerken uçakta gördüm bu rüyayı. Uyuyakalmışım. Uçaktan iner inmez seni aradım. Sen açmayınca çok korktum. Sonra Şükrü'yü aradım. O da açmadı. Son olarak da Toprak'ı aradım. Seni bulması için talimat verdim. Hastane hastane, karakol karakol seni aradık. Halfeti'de bir hastanede olduğunu öğrenince de hemen buraya geldim. Sonrasını da biliyorsun zaten." dedi. Rüyasında hissetmişti canımın yandığını. Bebeğim söylemişti ona. Bu çok... çok farklı bir şey. Devran'ı dinledikten sonra ona sırtımı dönüp uyumaya çalıştım. Düşünmeye ihtiyacım vardı.

KURŞUN ADRES SORMAZ KİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin