Ayyy canlarım beniim, sizi yerim ^-^ tam hikayeyi silecektim ki birden okunmaya başladı <3 Bir konuda fikrinizide almak istiyroum ayrıca, bölümlere isim bulmak aklıma geldi lakin bulamadım gördüğünüz gibi :D bunu da size bıraktım eğer bölümlere isim koymak isteyeniniz olursa yorumlarınızda belirtinn bende aralarından seçip koyarımmm <3. Multimedia'daki kız sevgili Daphnie'miz kitabın kapağında görünmüyor kızcağız yazık :D İyi okumalarrr :*
Saat çalmaya başlayınca gözlerimi açmadan komodinin üstünde saati aradım. Bulunca da tepesine sertçe indirdim. Tepinip yorganı üstümden attım. Banyoma ilerleyip günlük işlerimi yaptım ve saçımı topladım. Anahtarlarımı alıp aşağı indim. ‘’Günaydın!’’ evdekilere seslenip evden çıktım. Hava dünkünden daha yumuşaktı ve yağmur bulutları yoktu.
Etrafıma bakıp karşıya geçtim ve kapıyı açtım. ‘’Günaydın Annie.’’ Beni görünce gülümsedi ve gelip sarıldı. ‘’Günaydın Daph. Harry’e yemeğin dolapta olduğunu söylersin ben çıkıyorum. ‘’dedi montunu giyerken. ‘’Tamam.’’. ‘’Görüşürüz.’’ O dışarı çıkarken bende yukarı çıktım ve kıvırcığın odasına girdim. Gözlerimi ovuşturup yanına oturdum.
‘’Marul?’’ omzundan hafifçe sarstım. Uykusunda kaşlarını çatıp söylendi. ‘’Harry?’’ ama yine uyanmadı. Saçlarıyla oynadım. ‘’Senin saçların neden marul gibi?’’ diye fısıldadım. Sırtüstü döndü inleyip gözlerini ovuşturdu. ‘’Bilmiyorum.’’ Dedi gözlerini açmaya çalışırken. ‘’Üzülme, ben beğendim.’’ Gözlerini açıp boş boş bana baktı.
‘’Günaydın.’’ Uyandığında birkaç dakika suratsız olurdu ve uyanmaya çalışırdı. Şu an yine o klasik sahneyi yaşıyordum. ‘’Günaydın.’’ Dedi boğuk sesiyle. Ama ben bu sesini hep sevmişimdir. Uyandığı zaman gözleri şişmiş beyaz teni daha da beyazlamış kıvırcık bukleleri birbirine girmiş, dudakları kızarmış olurdu.
Kolundan tutup çektim. ‘’Hadi kalk bakalım.’’ Mırıldandı ve yüzüstü yattığı gibi kaldı. ‘’Hadi kıvırcık.’’ . ’’Tamammm…’’ yorganı teperek aşağı attı ve kalktı. Tamamen kalktığından emin olduktan sonra
‘’Yemek dolaptaymış. Sakın tekrar yatma.’’ Diye tembihleyip aşağı indim. Ve evden çıktım. Karşıya geçtim. Kapıyı açıp eve girdim. Mutfağa gittim. ‘’Meyve mi yeşillik mi?’’ dedi annem kâseleri önüme uzatarak. Tabi favorim olan marulları elinden kaptım masaya oturdum.
Tabağımdakileri bitirince odama çıkıp siyah kotumu siyah çizgili beyaz tişörtümü giyip çantama dün aldığım notları tıkıştırdım. Aşağı inip çizmelerimi giydim anneme veda ettim ve dışarı çıktım Harry arabaya yaslanmış beni bekliyordu. Koşup yolun karşısına geçtim. Suratsızlığının kısa sürdüğüne şükür edip sarıldım.
‘’2. Derslerimiz boş ve çalışacağız.’’ Dedim ayrıldığımız anda sırıtarak. ‘’Rüyanda bunu mu gördün?’’ dedi gülerek. ‘’Rüyamda okuldan atılan bir Harry gördüm. Sence yeterince motive edici mi?’’ yanaklarını şişirdi. ‘’Kesinlikle.’’ Beni belimden arabaya doğru itip kapımı açtı.
Okula geldiğimizde ilk ders için önce dolaplarımıza dersin sonunda burada buluşacağımızı kararlaştırdıktan sonra da ben coğrafya o da İspanyolca sınıflarına doğru ilerledik. Duvarın yanındaki sıralardan birine oturup kitaplarımı masaya bıraktım.
Zil çalınca sınıf dağılırken kalabalığın arasından sıyrıldım ve Harry’yle dolaplarımızın yanına gidip bir yandan onu beklerken bir yandan da dolabımı açıp kitaplarımı yerleştirdim. Harry bir üst sınıftaki Cameron ile konuşarak bana yaklaştı, Cameron el sallayıp biyoloji sınıfına yönlendi ve o da yanıma geldi. ‘’Kütüphaneye mi yoksa kantine mi gideceğiz?’’ dedi yanağıma bir öpücük kondurup.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONCE UPON A TIME (Harry Styles Fanfiction. Türkçe)
RomanceFLASHBACK Saçları çok güzeldi, çok kıvırcıktı. Bir buklesini parmağıma doladım. ‘’Senin saçların neden marul gibi?’’ dudağını sarkıtıp başını önüne eğdi ‘’Bilmiyorum.’’ Ona sarıldım. ‘’Üzülme ben çok beğendim.’’ Güldü. Sarı uzun saçlarıma dokundu. ‘...