23. Bölüm

5.9K 236 17
                                    

Sizi bekletmemek adına hızlıca yazdığım için kısa oluyor kusura bakmayın :)

Harry kocaman elleriyle benim elim kadar olan telefonunda bir şeyler yaparken tekerlekli dönen sandalyemde yayılmış bir yandan da diğer eliyle kıvırcıklarıyla oynuyordu. Ben yatağımda yüz üstü yatmış halımı inceliyordum ve Jolene de dergilerimi karıştırırken bir yandan da gözlerinin üstünden bizi dikizliyordu. Gayet aşikardı gerçi bu yüzden dikizlemek denir mi bilemiyorum.

Sonunda gerçekten sıkıldığıma karar verip kalktım ve Harry’nin arkasından gelip çenemi omzuna koydum.

‘’Ne yapıyorsun marulcuk?’’ gözlerini ekrandan ayırmadan başıma bir öpücük kondurdu.

‘’Candy Crush.’’ dedi kısaca. ‘’128. Levele mi geldin!’’

‘’Boş zaman.’’ Dedi omuz silkip.

‘’Boş insan.’’ Diye atladı Jolene oturduğu yerde istifini bozmadan.

‘’Bunu söyleyende bilimsel tez yazıyor şu an.’’

‘’Neden birbirinizle didişip duruyorsunuz çocuklar?’’ dedim sıkıntıyla. İkisi de benim arkadaşım olabildiğine göre demekki birbirlerinde de tıpkı bende buldukları gibi iyi ve arkadaş olmaya en azından iyi anlaşmaya yetecek özellikler bulabilirlerdi yani değil mi?

‘’O başlattı, ben en başından beri ona bulaşmadım.’’ Saçlarını karıştırırken başını arkaya çekip burnuna bir öpücük bıraktım. ‘’Aferin uslu çocuk.’’

‘’Gerçekten umutsuzsunuz.’’ Dedi Jolene olduğu yerde kahkaha atmaya başlarken.

‘’Gördün mü hem aksi hem şizofren, kendi kendine gülüyor.’’ Diye fısıldadı Harry o aksi bebek ifadesini yüzüne takınıp.

‘’Ne kaçırdık biz?’’  dergileri kapattı.

‘’Lütfen artık şuna açıklık getirelim tamam mı? Çünkü sıkılmaya başlıyorum. Siz birbirinizden vazgeçmeye çalışıyorsunuz çünkü; birbirinizle olmak ikinizin de istediği şey değil.’’

‘’Özelimiz kalmadı ne harika.’’ Dedi Harry. Büyük ihtimalle gözlerini de devirmişti ama arkasındayken göremiyordum normal olarak. 

‘’İyide siz iki gerizekalı çoktan sevgili olmuşsunuz, yalnızca yapmadığınız tek şey dudaklarınızı kullanarak öpüşmüyorsunuz ve cümle içinde vıcık vıcık aşk kelimeleri yok hepsi bu. Ki güvenin bana eğer fikir değiştirip çıkarsanız -çıktığınızı kabul ederseniz- o vıcıklıkları yapmayın.’’  Rahatsızca kollarımı Harry’nin etrafından ve çenemi de omzundan çekip tişörtümü düzelttim.

‘’Ne harika gözlemci. Ee? Ne demek istiyorsun?’’

‘’Planım şu Romeo ve Juliet; size uyku iksirini verecek rahibi tanıyorum.’’ Ve o cümlenin sonundaki kaşlarını oynatması… o hiç hayra alamet değildi işte…

Arabadan indiğimizde henüz kararmış havada neon ışıklarla donatılmış renkleriyle göz alan gece kulübüne metrelerce uzaktaydık ama buna rağmen güçlendirilmiş baslar ve hareketli Latin müziği mahalleyi inletiyordu. Latin müziklerini her zaman otellerin sahil eğlencelerine uydurmuşumdur ve bu sokakta sahil boyunca deli gibi dans eden insanlar ve kulüplerle doluydu, bazıları clup müzikleri, bazıları latin çalıyordu.

 Cici ev kızı olduğum için şehrin bu tarafında hiç bulunmamıştım ve kesinlikle bundan sonra bulunmalıydım. Santa Monica’nın dışında sayılabilecek kadar uzaktaydılar aslında ama elimin altında Jolene gibi biri vardı sonuçta değil mi?

 Daha önce bu tür sayılabilmeye en yakın arkadaşların ev partilerine gitmiştim ve bu deneyim süper olacak gibi duruyordu. Ya da bu gece süper olacakmış gibi geliyordu.

‘’Planın tam olarak ne de biz buradayız?’’  Jolene sıkıntıyla nefesini dışarı üfledi

‘’Bak kıvırcık içeri gire4ceğiz, eğleneceğiz sonra sen kendine sevgilinin yanında eşantiyon olsun diye birilerini daha bulacaksın. Öpüşür müsün sevişir misin bilmem tamam mı? Ve Daphnie’ye gelecek olursak ise o da aynı şekilde kendine birisini bulacak. Çünkü Zayn’i vicdan treniyle kaçırdı.’’

‘A-a öyle bir şey olmayacak cadı sadece biraz takılacağız ve sora herkes, dağıtmadan, sakince ve kendinde eve dönecek yoksa Daphnie’ye buranın yolunu öğrettiğin için seni orta çağda cadılara yaptıkları gibi çarmıha gerip yakarım.’’ Jolene siyah deri çizmeleriyle önümüzden ilerlerken Harry’ye cevap vermek adına omzunun üzerinden bağırdı

‘’Laf laf laf..’’

‘’Bilemiyorum Harry’cik ama bundan sonra beni pineklemek için evde tutamayacaksın.’’

‘’Sen öyle san. Buraya bir daha  gelmeyeceksin Daphnie, bunu aklından çıkar.’’  Bir şeyler daha söyledi ama çoktan kulübün kapısına varmıştık ve müzikten bir şey duyulmuyordu. Kapıda birileriyle öpüşen örgülü saçlı siyahi bir çocuk sonunda kızı bırakıp bize döndüğünde Lil J şişip gözleriyle bana bakıyordu. Ağzının oynamasından anlayabildiğim kadarıyla ‘’Bakın kimler gelmiş!’’ gibi bir şeyler geveleyip bana ve kardeşine sarıldı. Kapıdaki boş kalfalık yaptığı çok belli olan izbanduta bizi ve sonra kendini işaret etti. Böylece Jolene onu takip etmeye başladığında bizde arkasından yürümeye başladık…

ONCE UPON A TIME (Harry Styles Fanfiction. Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin