Eveett size kocamaaannn bi bölüm yazdım en azından word de öyle görünüyordu burayı bilemiycem :D spoiler vermiyorum okuyun görün ;)
Tüm bunları söyleyip, arkamdan gelmesini umursamadan, kapıyı açıp hızla çarptığımda tüm ev halkının uyanmasına sebep olduğumu takmadan, doğru düzgün yürüyemememden dolayı ayakkabımın birinin bağımsızlığını ilan edip merdivenlerde düşmesine aldırmadan, burnumun açık kalmış çeşme gibi akmasını dert etmeden ve en önemli kısım zannediyorum ki buydu; Zayn’i durup dururken, üçümüzün de kafasını karmakarışık edecek şekilde öpmemi aklımdan çıkaramadan odama girdim.
Evet, evet sonunda sevgilisi olacak o kıza sürtük demiştim. Hem de bu kez dışımdan!
Evet, evet o seksi şeyi öpmüştüm. Hem de tam dudağından!
Ve evet, yine evet, Harry’ye artık benim kıvırcığım olmadığını söylemiştim! Hem de burnunun dibinde ve muhtemelen uyuşmuş ağzımdan lama gibi tükürükler saçarak! Tanrım!
Bunu hak edip etmediği konusunda gerçekten kararsızdım, o an içimde büyüyen büyük bir hayal kırıklığı ve sinir vardı. Hala yok desem de kesinlikle yalan olurdu. Bu kıza kendini kaptırdığının uzun zamandır bilincindeydim ve bir aptal gibi bir ahmak gibi ona o sürtüğü tavlamasında yardım etmiştim!
Ve bam! Pisipisi küçük kedicik Hazza birden kendi terbiyecisine karşı kocaman bir aslan olup kükremeye başlamıştı! Telefonum çalmaya başladığında evdekileri daha fazla rahatsız etmemek için açmaya karar verdim.
‘’Daph-‘’ henüz adımı bile söyleyemeden sözünü kestim. ‘’Camın önüne gidip her zaman açıkolan perdemden umutsuzca olduğum yere bakan Harry’i gördüğümde konuşmaya başladım.
‘’Dinle Harold. Ne yapmaya ya da kim olmaya çalıştığını bilmiyorum tamam mı? Tek bildiğim şey aptalca davranıyorsun, tuhaflaşıyorsun yapmak istemediğin şeyler yapıyorsun ve az önce bana yapmaya çalıştığın şey hakkında da en ufak bir fikrim yok.
Şunu bil ki sen asla o kızın hoşlandığı şeylerden yapmayı seven biri değilsin ve olamayacaksın da. Sen iyi birisin Harry, sen etrafındakilerle konuşmasan bile onları seversin. Sen aptal saptal partilerden insanların olur olmadık yerlerde seviştiği barlardan hoşlanmazsın. Ya da ne bileyim sen… Sen serserilerin olduğu sokaklardan geçmeye çekinirsin Harry. ‘’ Gülmekle ağlamak arasında ona bakarken masumiyetine karşın kendimi tutamadım ve gülerken yanağımdan akan yaşa izin verdim.
‘’Sen güvensizsin Harry, sen herkese o kum havuzunda elindeki arabanı almak isteyen o şişko çocuğa baktığın gibi bakıyorsun. Bu yüzden rahatsız olduğunda elimi tutup arkama saklanıyorsun. ’’ Burnumu çektim.
‘’Artık bunu yapmıyorsun Harry… Sorun artık güvensiz biri olamaman değil. Sorun artık sen olmaktan çıkmaya başlamış olman… Sorun artık… Sanırım sorun…’’ yutkundum.
‘’Sanırım sorun artık elimi tutmaman.’’ Telefonun ucundan gelen nefes sesine odaklandım ve bir süre sustum. ‘’Sorun sanırım beni bırakıp gidiyor olman.’’ Sesimin titremesi sinirlerimi bozuyordu. Belkide şu an koşarak kaçka ve böyle düşündüğüm için kahkahalarla gülmek istiyordu ama hayır şu an yalnızca kıpırdamadan bana bakıyordu.
Yıllar gibi gelen bir dakikanın sonunda bir nefes sesi daha duyuldu. ‘’Sorun… Sorun bu değil seni aptal sarışın.’’ Yutkundum. ‘’Ne peki?’’ sokak lambası ve dolunayın loş ışığında hafifçe çatılan kaşlarını gördüm. ‘’Hatta sorun seni hastanede unutmam da değil… Sorun senin o herifi öpmüş olman.’’ Sözleri karşısında mutluluk ya da başka bir şeyden ağlarken kocaman bir gülümseme yüzüme yayıldı. Onunda gülüşümün ardından gülümsediğini gördüğümde kalbimin ısınıp yumuşadığını hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONCE UPON A TIME (Harry Styles Fanfiction. Türkçe)
RomanceFLASHBACK Saçları çok güzeldi, çok kıvırcıktı. Bir buklesini parmağıma doladım. ‘’Senin saçların neden marul gibi?’’ dudağını sarkıtıp başını önüne eğdi ‘’Bilmiyorum.’’ Ona sarıldım. ‘’Üzülme ben çok beğendim.’’ Güldü. Sarı uzun saçlarıma dokundu. ‘...