Kısa olduğunun farkındayım ama uzun süre interneti kullanamayabilirim. Bu gün veli toplantısı vardı yani bilirsiniz işte internet telefondan dolayı ders çalışamıyorsun lafları falan. O yüzden aza tama edin çoğu da gelir elbet ;) Anlayış bekliyorum sizden...
Kuruyan eşyalarımı topladım ve giydim. Tanrıya şükür ki iç çamaşırım olmadan ve belimde bir şalla dolaştığım tüm o zaman zarfı boyunca bir Marlyn Monroe kazası yaşamamıştım. Bilirsiniz; etek, rüzgar, wuuhuu falan işte.
İçeri döndüğümde Harry kasa masasının üzerinde bulunan bilgisayara dalmış kaşlarını çatmış bir şeyler okuyordu.
‘’Ne yapıyorsun?’’ rahatsız etme der gibi bir mırıltı çıkardı. Bende kendi işimi kendim görmek adına yanına gittim ve arkasına geçip okuduğu şeye baktım.
‘’Aşkı bitirebilecek etkenler.’’ Ciddi misin bakışımı attım ama o hala ekrana odaklı olduğundan görmedi tabiki.
‘’Planın bu mu yani?’’ Başını kaldırıp bana baktığında bende başımı eğip baykuş gibi tepesinden onu izledim.
‘’Ve rahip der ki; itirazın varsa ya şimdi söyle ya da sonsuza kadar sus.’’ Gözlerimi çevirdim
‘’Ve şair der ki; Gerçek aşk asla bitmez, sen istesen de bitemez.’’ Ama sonra düşündüm ve şairin bizim lehimizde konuşmadığını fark ettim ve sonsuza kadar susmayı tercih ettim.
‘’Tamam, her neyse, daha iyi bir fikrim yokmuş. Şunu sesli oku.’’
Ekrana geri döndü ve derin bir nefes alıp okumaya başladı.
‘’Âşık olduğunuz kişinin hoşlanmadığınız özelliklerini düşünerek işe başlayabilirsiniz. Unutmayın kimse kusursuz değil! Hmm… Bu güzel bir başlangıç, bir düşünelim.’’ Ve böylece düşünmeye başladık.
‘’Tamam, ben başlayabilirim. Mesela sabahları çok huysuz oluyorsun, bir türlü uyanmıyorsun ve genelde çocuk gibi mızmızlandıktan sonra beni de yatağa çekip gıdıklıyorsun…’’ Tekrar başını yukarı kaldırdı.
‘’Birbirimizi gıdıklamamamız hoşuna gider Daphnie.’’ Haklı!
‘’Tamam, bu olmadı. Sen devam et, başka bir şey bulacağım.’’ Bu kez söze o başladı. Açıkçası ne söyleyeceğini merak ediyordum.
‘’Yapma dememe rağmen saçlarımla oynuyorsun ve uykumu getiriyorsun…’’ evet, saçlarıyla oynandığında uykusunun geldiğini biliyor muydunuz? Peki ya bunun hoşuna gittiğini?
‘’Bu hoşuna gider marul.’’ Başka bir şeyler düşündüm.
‘’Hah! Mesela geçen günde bunu yaptın! Dişlerini fırçalarken ne zaman yanında olsam, tüm o ağzındaki köpüklerle tüm yüzümü öpüyorsun ve…’’ pes edip sustum.
‘’Başka bir madde okusam daha iyi olacak sanırım.’’ Dedi ekrana dönüp…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONCE UPON A TIME (Harry Styles Fanfiction. Türkçe)
RomanceFLASHBACK Saçları çok güzeldi, çok kıvırcıktı. Bir buklesini parmağıma doladım. ‘’Senin saçların neden marul gibi?’’ dudağını sarkıtıp başını önüne eğdi ‘’Bilmiyorum.’’ Ona sarıldım. ‘’Üzülme ben çok beğendim.’’ Güldü. Sarı uzun saçlarıma dokundu. ‘...