29. Bölüm

4.9K 234 23
                                    

YORUMLAR NEDEN AZALDI? LÜTFEN FİKİRLERİNİZİ ÖVGÜ VE SÖVGÜLERİNİZİ ALALIM -_-

‘’Peki, Londra’da hatrını sayacak birkaç dostun var mıdır sence?’’

‘’Tabi, arkadaşlarım ve birkaç akrabam var.’’

‘’Ah tanrım Zayn eğer bana yardım edersen sana bir kez daha minnettar kalırım.’’

 Yavru bir köpek edasıyla ona bakıyordum. Jolene’e bile söz hakkı tanımadan özür dilemem gerektiğini düşünmüştüm çünkü çocuk sürekli benim için iyi bir şey yapıyordu ve dilemem gereken özrün etmem gereken teşekkürlerin etkisinde kocaman bir dağ olduğunu hissediyordum.

‘’Ben gerçekten olanlar için üzgünüm amacım seni kırmak veya seni..’’ ne kaba tabir ama! ‘’Kullanmak değildi. Kesinlikle! Eğer böyle düşünmene veya-‘’ güldü

‘’Tamam, tamam önemli değil. Bende aklına takacağından endişe etmiştim aslında.’’ Kollarını cama dayadı. ‘’Peki, benim bu yardım için tam olarak ne yapmam gerekiyor onu cidden anlamadım.’’

Ve böylece olayı kendisine anlatmış bulunduk. Tek yapması gereken şey verdiğimiz adresi Londra’daki arkadaşına söylemesi ve onunda gidip adresi kontrol etmesiydi. Tabi adres hala aynıysa. Gemma en son bana bir şey gönderdiğinde dört yıl kadar önceydi. Noel tatilinde de gelmemişti ve büyük ihtimalle vicdanını rahatlatmak adına Harry, Annie ve bizler için de küçük Noell süsleri ve birkaç hediye göndermişti. Eğer o zamanki adresi değişimdiyse plan kusursuzdu. Ve sonuçta Harry oradaysa bana indirimli bir uçak bileti gerekecekti.

Ve bu iş hiç de uzun sürmedi. Zayn arkadaşını aradı ve adresi verdi. Ertesi gün arkadaşı arayıp adrese gittiğini ama sadece bir kız ile bir adamın orada oturduklarını ve başka hiç kimse olmadığını söyledi.

‘’Böyle olacağını hissetmiştim.’’ Dedim elimdeki topu havaya atıp tutarken.

‘’Ne hoş, Nostradamus.’’  Jolene ödev gibi bir şeylerle uğraşıyordu ama hala bana laf yetiştirebiliyordu. Cansas’sa pekala daha yardımcı olur vaziyetteydi ama işe de yaramıyordu.

‘’Aslında sana gerçekten yardım etmek istiyorum Daphnie ama nereye gidebileceği hakkında en ufak bir fikrim yok. Peki, herhangi bir yerdeyse? Yurt dışı ya da içi önemli değil. Otelde kalıyor olabilir. Nasıl bulacaksın ki yani?’’

‘’Bilmiyorum. Derdim de bu ya zaten.’’ Düşünmekten beynim ağrıyor diyebilirdim. Nereye, hangi cehenneme gidebilirdi ki!

Yattığım yerden kalkacak halimin olmamasının yanında eve gidesim de yoktu. Pencereleri ve perdeleri kapalı eve.

‘’Onu özledin değil mi?’’ Cansas’a baktım. Gözlerim yanmaya başlamıştı.

‘’Özledim.’’ Diye mırıldandım elimdeki topu tırnaklamaya başladım.

Jolene kalın çerçeveli gözlüklerinin üzerinden beni süzdü. Ve gözlükleri çıkarıp kalemini bıraktı. ‘’Aferin Cansas, istersen bir de jilet bul sonra küveti de doldur bırakalım da bir aşk trajedisi yaratsınlar.’’  Yanan gözlerimin birinden bir damla yaş aktığında burnumu çektim ve yanağımı sildim. Ama devamı daha şiddetli geldi.

‘’Ah üzgünüm ben öyle demek istemedim.’’

Jolene kalkıp yanıma geldi ve bende kalkıp ona sarıldım. ‘’Sen haklıydın onu resmen kovdum, benim yüzümden gitti.’’  Saçlarımı okşadı

‘’Yapma onu öylesine söylemiştim, sen onu kovmadın benim vejetaryen burgerim.’’

‘’Gene de gittiği gerçeğini değiştirmiyor. Dönmeyebilir. Bana öyle yazmış!’’

‘’Öyleyse biz onu buluruz.’’ Ondan ayrılıp başımı iki yana salladım. ‘’Nerede bilmiyorum. Nerede bilmiyorum.’’

Jolene kollarımdan son anda yakaladı. ‘’Daphnie!’’

ARTEMİS’S POV

Bunun olacağı belliydi. Daphnie yemek yemiyordu. Kilo vermişti. Güçsüzleşmişti. Ama bu kadar da ani olmasını beklememişlerdi.

Jolene cama ellerini dayayıp üzerini örttükleri arkadaşını izlemeye başladı. Bunu asla unutamayacaktı. Asla. Ne Daphnie’nin bu son görüntüsünü ne bağırıp çağıran ailesini  ne de benim yüzümden diye kendini paralayan Cansas’ı … Jolene tam anlamıyla şok geçiriyordu. O kıvırcığı bulduğunda canına okuyacaktı…

HAYDEEE GEÇMİŞ OLSUUN :D

Oylar 30'u geçerse yeni bölüm bu akşamda gelebilirr :/

ONCE UPON A TIME (Harry Styles Fanfiction. Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin