Çoookk kısa olduğunun farkındayım ama bebekimi çok beklettim :* @TheSweetWitch bunu ara bölüm olarak düşünün ^-^ sizi seviyoruuummmm .....
Okuldan çıkmış dışarı doğru yürüyorduk, ama nereye varacağı hakkında en ufak bir fikrim yoktu. ‘’Şey, okul otobüsleri şurada… Yani gitsem iyi olacak, tekrar, tanıştığımıza memnun oldum Zayn.’’ Arkamı döneceğim sırada ‘’Hey Daphnie! Şey arabamın okul otobüsünden daha iyi koktuğuna güvence verebilirim, neden gerçekten benimle gelmiyorsun?’’ İçimde patlayan havai fişeklerin ağzımı açtığımda renkler saçarak fırlamasından korkar gibi yutkundum. Gözlerini gözlerimden kaçırdı ve etrafta gezdirdi. ‘’Imm yani, seni evine bırakabilirim ya da gerçekten bir şeyler yapabiliriz, tabi istersen.’’ Bir otobüslere bir Zayn’e baktım.
İçimdeki bir ses; Onu tanımıyorsun Daphnie, bir sosyopat, sapık ya da katil olabilir! Otobüse git ve –hayatının tümünü oluşturan işlemi yap- salatanı ye ve Harry’yi bekleyerek uslu dur! Derken diğeriyse; Saçmalama! Hemen teklifini kabul et seni aptal! Hayatının sonuna kadar yeşil bir sebzeyi bekleyerek yaşlanmayı mı planlıyorsun?!
Neden ilk ses Harry’nin ikinci ses Jolene’in sesine benziyor?..Ah her neyse.
‘’Şey Zayn sana kesinlikle minnettarım ama sanıyorum eve gitsem iyi olacak.’’ Yüzüne baktığımda neredeyse üzüldüğünü söyleyecektim. ‘’Peki, nasıl istersen.’’ Bana eliyle yolu gösterdi ve yürümeye başladık. Kesinlikle amacım onu kırmak falan değildi. ‘’Belki daha sonra takılabiliriz.’’ Dedim kırılmamış olmasını ümit ederek dudağımı dişledim ve ifadesini kontrol ettim. Kusursuz gülümsemesi beni rahatlattı. ‘’Tabi, sana numaramı veririm, istediğin zaman arayabilirsin.’’ Başımı sallayıp gülümsedim. ‘’Harika.’’
Güvencesini aldığım müthiş, erkeksi parfüm kokan arabasına bindim ve kaliteli deri üzerinde rahatıma baktım. O da koltuğuna oturduğunda kemerimi bağladım… ‘’Sanırım sabahki çocukla yakınsınız.’’ Başımı salladım. ‘’Harry, evet öyleyiz. Çok tatlıdır. ‘’ gözlerini yoldan ayırmadan başını salladı.
Sokağımıza girdiğinde kemerimi çözdüm. Benden önce indi, arabanın etrafından dolaşıp kapımı açtı ve elini uzattı. Elini tutup indim. ‘’Numaranı almamda bir sakınca yok değil mi?’’ dökülen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırırken güldüm. ‘’Elbette yok sonuçta sana ciddi anlamda borçluyum.’’ Ellerini cebine soktu ve dayanılmaz bir biçimde güldü. ‘’Bunu böyle düşünmen için yapmadım biliyorsun. Ama benim için büyük bir şans olduğunu kabul etmeliyim.’’ Kızarma, kızarma, kızarma, kızarma.. Telefonunu bana uzattığında alıp numaramı yazdım. ‘’İşte.’’ Telefonu uzattım. Beni bir kez çaldırdı ve numarasını kaydetmemi bekledi. ‘’Pekala, sanırım içeri girmeliyim. Bıraktığın için teşekkür ederim. ‘’. ‘’Hiç sorun değil. Sonra görüşürüz Daphnie.’’ Ufak bir tebessümle eve girdim ve kapıyı kapatmadan ona son kez el salladım…
Yorum ve vote yoksa yeni bölüm yok ^-^
Bu arada yeni hikayem Stockholme Syndrome'un tanıtımına bakmayı unutmayınn :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONCE UPON A TIME (Harry Styles Fanfiction. Türkçe)
Roman d'amourFLASHBACK Saçları çok güzeldi, çok kıvırcıktı. Bir buklesini parmağıma doladım. ‘’Senin saçların neden marul gibi?’’ dudağını sarkıtıp başını önüne eğdi ‘’Bilmiyorum.’’ Ona sarıldım. ‘’Üzülme ben çok beğendim.’’ Güldü. Sarı uzun saçlarıma dokundu. ‘...