26. Bölüm

78.3K 3.5K 148
                                    

Selam arkadaşlar

Yeni bölüm geldi. İyi okumalar...

Sevgiler

Özlem A.

26. Bölüm

"Çok güzel Begüm aynen böyle bakmaya devam et"

Etrafımda patlayan flaşlara aldırmamaya çalışarak bana söylenenleri yapıyorum.Garip ama giderek daha fazla rahatlıyorum ve kendimi sanki yıllardır bu işi yapıyormuşum gibi hissediyorum.

Bana yapılan teklifi kabul edeli iki haftayı geçti ve reklam filminin çekimini iki gün önce bitirdik.O da beklemediğim kadar iyi geçti.Hatta Ediz bey ve Turan beye göre ise iyiden de öteydi.Turan bey beğenisini saklamaya hiç gerek duymadan benim tam da aradıkları kişi olduğumu belirtti sık sık.Ne yalan söyleyeyim bu ani ilgi yoğunluğu yaralı ve yorgun kalbime çok iyi geldi.Hiç bir işe yaramadığıma dair içimde oluşan burukluk hızlı bir şekilde terk etti beni.

Aldığım bu kararı bir tek Şirin biliyor ama ben Tolga ya da söylediğine eminim.Zaten ondan saklamasını istemedim ama Murat'ın bilmemesini istediğimi de belirttim.Şimdiye kadar ondan bu konuda ses çıkmadığına göre öğrenmemiş demektir.

Ama öğrenecek...Reklam televizyonda dönmeye başlayınca Murat ta dahil olmak üzere pek çok insan öğrenecek.Bunları sonraya bırakarak önümde ki fotoğraf makinesine odaklanıyorum.

Yarım saat sonra bana ayrılan yerde dinlenirken düşüncelerim yeniden Murat'a kayıyor.Otele geldiği o geceden sonra artık herkes tarafından fark edilecek bir şekilde hayatıma sızmaya çalışıyor.Ben ısrarla tepkisiz kaldıkça da daha çok üstüme geliyor.Artık O'nun nereden ve ne zaman çıkacağını kestiremez bir haldeyim...

.....................

Begüm beni deli etmek konusunda son derece kararlı ama ben de pes etmemek konusunda son derece kararlıyım.Aradan geçen şu iki hafta boyunca beni zıvanadan çıkaracak o kadar çok şey yaşadım ki katil olmamam şaşılacak bir şey...Oğuz efendinin katili...

Aklıma geldikçe hala sinirleniyorum.O adamın Begüm'ün etrafında pervane olması ve O'nun yardımlarına sesini çıkartmaması benim kaldırabileceğim bir şey değil.Nefret ettiğim "eski" sıfatı ile bile olsa kocası , çocuklarının babası olarak ben dururken O'na mı kalmış Begüm'ün taşınmasına yarım etmek.Begüm'ün odada olmadığı bir an O'nu duvara çivilediğim an aklıma gelince gergin bir gülümseme kaplıyor yüzümü.

O ana kadar benim varlığımı yadsısa da sırtı duvara vurduğu an anladı benim Begüm'ü asla bırakmayacağımı.Birde üzerine "O benim karım.Çek ellerini O'nun üzerinden" dememle birlikte rengi iyice uçtu.

Elbette pes etmedi bunun bende farkındayım ama ben de pes etmedim.Öyle yada böyle Begüm'ün hayatına gireceğim ve O'nun güne başlarken göreceği ilk kişi yine ben olacağım.

Begüm'ün yeni taşındığı apartmana gelince arabayı durduruyorum.Aşağıya inmeden kafamı kaldırıyorum ve Begüm tam karşı dairesinde ki "Kiralık" yazısını görünce gülümsüyorum.

"Güzel. Çok güzel"

Benim için çok zor oldu ama sonunda başardım.Ev için oldukça fahiş bir fiyat ödesem de buna değer.Begüm ve çocuklarım için her şeye değer.Dudağımda keyifli bir ıslıkla arabayı çalıştırırken keyfimi hiçbir şeyin bozamayacağını düşünüyorum ama ne kadar yanıldığımı yarın sabah anlayacağım...

....................

Evden içeri adımımı atar atmaz ne kadar yorulduğumu hissediyorum.Ne kadar keyifli de olsa oldukça meşakkatli bir işmiş kameranın arkasında olmak.Kırk yıllık fotomodeller gibi konuştuğumu fark edince kıkırdamaya başlıyorum.Çocuklar evde değil ve geç gelecekleri için ağırdan alıyorum hareketlerimi.Uzun bir süredir yapamadığım bir şeyi yaparak küveti dolduruyorum.İçine azıcık lavanta yağı döküp banyodan çıkıyorum.O dolarken bende üzerimi soyunmak için odama dönüyorum.Nedendir bilinmez garip bir kıpırtı var içimde adını koyamadığım.Omuzlarımı silkerek çıplak bir şekilde banyoya geri dönüyorum.Küvete girdiğim an ılık su hemen etkisi altına alıyor beni.Dudaklarımdan çıkan keyifli bir mırıltı ile gözlerimi kapıyorum.Bedenim giderek gevşerken ben bugün yaptıklarımı düşünüyorum. Yaşadığımız tesadüflerin hayatlarımızı hiç olmadık yerlere götürmesi ne kadar garip...Hiç aklımda yokken kamera önünde buldum kendimi ve şimdi bunun daha fazlası için sözleşme imzaladım.

Derin bir nefes alarak geriniyorum ve her şeyin hayırlısını diliyorum.Reklam yarın dönmeye başlayacak ama çektiğimiz resimler sabah erkenden asılacak bilboardlara.Garip bir heyecan kaplıyor bedenimi ve sıcak suyun içinde tüylerim diken diken oluyor.

Neden Murat'ın nasıl bir tepki vereceği benim için bu kadar önemli...Benim kendi içimde çözmem gereken öncelikli sorun bu bence...

..................

Uzun süredir olmadığım kadar keyifliyim.Dün gece gördüğüm "Kiralık" yazısından beri dudaklarımdan düşmeyen ıslıkla aşağıya iniyorum.Anneme her zaman ki gibi mutfakta kahvaltı hazırlıyor.Arkadan yanağına ıslak bir öpücük bırakarak "Günaydın sultanım" diyorum.

Annemin bir kaşı alaycı bir şekilde kalkarken "Günaydın paşam" diyor bana.

"Hayırdır bu ne neşe.Seni görende Begüm'ü ikna ettin zanneder"

Elimde salatalıkla öylece kalırken gülümsemem yüzümden siliniyor.

"Seni görende benim değil de Begüm'ün annesi olduğunu zanneder" diyorum sesimi yumuşatmaya çalışarak.

Ama bu annemin umurunda bile olmuyor "Annesiyim elbette O'nun da" diyor kalbinden gelen gerçek bir sevgi ile."Elvan ve Elçin den bir farkı yok benim için.O bana anne demeye devam ettiği sürece benim kızım.Hoş etmese de kızım.Ben bunu bilir bunu söylerim"

Annemin Begüm'ü kızı gibi görmesine hiçbir itirazım yok elbette.Evli olduğumuz süre içinde benim çok hoşuma giden ve çevremdekilerin hep garipsediği bir durumdu bu.Ayrıldıktan sonra bütün ailemin Begüm'e olan yaklaşımı ise aksini hiçbir zaman düşünmediğim bir şeydi. Onlar Begüm'ü Begüm olduğu için seviyorlardı benim karım olduğu için değil.Ama yine de annemin biraz da benim yanımda olmasını isterdim.Boşanmamızın ilk zamanlarında değil elbette ama şimdi annemin desteğine ihtiyacım var.Onların da bizim yeniden evlenmemizi istediklerini biliyorum ama annem bu konuda sanki biraz daha mesafeli.Yine O'nu kıracağımdan korkuyor sanırım ve çok da haklı.Önce annemi buna ikna etmeliyim...

Ama şimdi değil.Şimdi vaktim yok ve hemen evden çıkmazsam geç kalacağım...

"Akşama seninle oldukça önemli bir konuşma yapmamız gerekecek sanırım annecim. Yardımına ve sonsuz desteğine çok ihtiyacım var"

Annem bana inanamaz gözlerle bakarken yanağından bir makas alarak arkamı dönüyorum. Elimde ki salatalığı ağzıma atarken O'nun "Tövbe Ya Rabbim" dediğini duyuyorum.

Tutturduğum keyifli ıslıkla hastanenin yolunu tutuyorum.Sıkışık trafikte keyifsizce önümde ki kuyruğa bakarken derin bir "Off" çekiyorum.

"İstanbul trafiğinden nefret ediyorum" diyorum yüksek sesle.Akmayan trafikte bana eşlik etmesi için radyoyu açıyorum.Dünden beri eksik etmediğim ıslığım yerini daha keyifli melodilere bırakırken arkama yaslanıyorum.Ama sonra tam karşımda gördüğüm resimle sanki arkama çiviler batmışçasına zıplıyorum.

Gördüklerimi inkar edercesine gözlerimi açıp kapıyorum ama görüntü değişmiyor. Tanımadığım bir adamın eli Begüm'ün saçlarının içinde ve adam O'na öpecek kadar yakın duruyor.Hatta bunu istiyor.Resim bile olsa bunu anlamamak benim için imkansız.Resme değil Begüm'e o kadar odaklanmış bir haldeyim ki bunun bir şampuan reklamı olduğunun farkında bile değilim.Hoş olsam bile hiçbir şekilde şuan ki sinirimi yatıştırmakta bana bir etkisi olmazdı.Benim tek düşündüğüm o adamın Begüm'ü öpecek kadar yakın olması.Şu an için gerisi boş ama henüz bunun sadece başlangıç olduğunun farkında bile değilim.

Elimde telefon Begüm'ün yanıtlamasını beklerken geçen süre neredeyse bir asır gibi geliyor.En sonunda Begüm'ün uykulu bir şekilde "Alo" dediğini duyunca "Bu ne demek oluyor Begüm" diye kükrüyorum."O herifin ellerinin senin saçlarında ne işi var"

O'nun derin bir nefes aldığını duyunca "Sana bir soru sordum Begüm" diye kükrüyorum yeniden yaralı bir aslan gibi...

��



İKİNCİ BİR ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin