31. Bölüm

82.3K 3.5K 66
                                    

Selam arkadaşlar

Bir günlük bir aranın ardından yeniden buradayım. Okunma sayımız gün geçtikçe artıyor. iyi ki varsınız. Teşekkür ederim

Sevgiler

Özlem A.


31. Bölüm

Dün gece O'nun kalbini kırdım.Bunu biliyorum ama O'na giderek daha çok yakın hissetmek beni korkutuyor.Bunları hissetmek istemiyorum.Kendimi yeni bir maceraya atılamayacak kadar yorgun hissediyorum.Bütün sorun da burada zaten.Murat'ın zaten karışık olan aklı benim hastalığımla daha da karıştı.Duygularının karma karışık olduğunun farkındayım ve ben bir deneme tahtası değilim.O'nun bu gün ne , yarın ne hissedeceğini düşünerek yaşayamam ki ben!

Derin bir nefes alarak yattığım yerden doğrulmaya çalışıyorum ki kapının çalındığını işittim. Gelenin Murat olduğuna eminim.Bu saate kadar gelmemiş olmasının tek nedeni dün gece aramızda yaşanan gerginlik...

Sırtımı geriye yaslıyorum ve o anda kapı açılarak içeriye önce Ata ve ardından da Murat'ın kucağında Kerem geliyor.

Ata hemen kollarıma atıyor kendini.O kadar derin hissettim ki hasta olduğum dönemde O'nun korkusunu.Şimdi de öyle sımsıkı sarılıyor bana.Kerem belki bazı şeyleri anlayamayacak kadar küçük ama ters giden şeyler olduğunun da farkında.Murat'ın kucağında resmen çırpınıyor kucağıma gelmek için.

Murat ise kararsız.Çocukların bilmeyerek bana zarar vermesinden korkuyor sanırım ama bu şu an umurumda bile değil.Ata'yı yanıma çekip kollarımı Kerem'e uzatıyorum ve anında atlıyor O da boynuma.

Murat "Yavaş babacım anne uf oldu" diyor Kerem'e.

Kerem elini yanağıma koyarak bakıyor yüzüme nereme "uf" olduğunu anlamak ister gibi.O kadar ciddi ki bakışları içim gidiyor ve hemen karnını gıdıklamaya başlıyorum.

"Ata yardım et bana bitirelim kardeşini" diyorum.

Ata'nın da asık olan yüzü ışıldıyor ve hemen karnına yöneliyoruz Kerem'in.

Murat ise yatağın yanında dikilerek bizi izliyor yüzünde gülümseme ile ama her an tetikte. Canımın yanacağı ilk dakika da araya girmeye hazır.Kafamı Ata'nın boynundan kaldırarak Murat'a bakıyorum.Hala gülüyor belki ama göz göze geldiğimiz an hafifçe soluyor dudaklarında k gülümseme.Kısa bir sadece çok kısa bir an öylece kalıyor ama hemen ardından toparlanarak çocuklara dönüyor.

"Evvett bu kadar yeter çocuklar annenin dinlenmesi lazım"

Ata "Yaaa" diye itiraz ediyor ve hiçbir şeyden geri kalmak istemeyen Kerem de o köfte dudaklarını bükerek anında katılıyor bu seremoniye "Yaaa" diyerek.

Çok farklı bir gülme alıyor bu sefer Murat'la ikimizi.Saçlarını okşamak için Kerem'e uzanan ellerimiz birbirine değiyor bir anda.Benim parmaklarım O'nun kilerin altında kalıyor ve ben Kerem'i okşarken O da benim parmaklarımda gezdiriyor ellerini.

Yaşadığımız bu anın tarifini yapmak imkansız benim için.Göz göze geldiğimiz o an içime ılık ılık bir şeylerin aktığını hissediyorum.On yıl süren cinsel yaşamımız boyunca bu kadar hafif bir dokunuşun vücudumda bu denli erotik bir etkileşim yarattığını hatırlamıyorum.Murat'ın da benimle aynı halde olduğunu anlamamak imkansız.Ani bir dürtü ile elimi çekmek istiyorum ama parmaklarının baskısını arttırarak beni engelliyor.O an fark ediyorum ki ellerimiz çoktan Kerem'in saçlarından aşağıya kaymış.Murat'ın elleri parmaklarımdan bileğime doğru çıkarken benim tek yapabildiğim gözlerimi kapatıp kendime gelmeye çalışmak...Yoksa değil mi???

İKİNCİ BİR ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin